Ana SayfaHaberlerAkşener: Fenomen damat gitti, damat aromalı rektör geldi

Akşener: Fenomen damat gitti, damat aromalı rektör geldi

Partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti lideri Akşener, Boğaziçi Üniversitesi'ne Prof. Dr. Melih Bulu'nun atanmasına, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın göreve getirilmesini örnek göstererek tepki gösterdi: Instagram fenomeni damat bakan gitti, şimdi ise damat aromalı rektör geldi. Kader utansın.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Burada önemli açıklamalarda bulunan Akşener’in gündeminde salgın süreci, pandemiden etkilenen esnafın durumu, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki rektör protestoları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Prof. Dr. Ayşe Buğra hakkındaki sözleri ve yeni anayasa tartışmaları vardı.

Boğaziçi Üniversitesi’ne kurum dışından olan Prof. Dr. Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasını eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın göreve atanmasına benzeten Akşener, “Huylu huyundan bahsetmiyor. Instagram fenomeni damat bakan gitti, şimdi ise damat aromalı rektör geldi. Kader utansın” dedi.

Akşener, Erdoğan’ın Boğaziçi Üniversitesi protestolarına ilişkin yaptığı açıklamada Prof. Dr. Ayşe Buğra’yı, “Osman Kavala denilen, adeta Soros’un temsilcisi olan kişinin karısı da provokatörlerin içerisinde yer alan bir kadındır” diyerek hedef almasına da sert bir dille tepki gösterdi.

“Terbiyeli olacaksın, efendi olacaksın. Bu sözler devletin başına yakışmaz. Her cuma namazı abuk sabuk konuşup abdestini gıybetle bozmak bu ülkenin cumhurbaşkanına yakışmaz” diyen Akşener, “Ellerinizi kadınlarımızdan ve gençlerimizden çekin” dedi.

Akşener’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Bunların nicesi geldi geçti asıl önemli olan bizim muhteremlerin ne diyeceği. Sayın Başbakan siz bir türlü kabullenemeseniz de KKTC müstakil bir devlettir haddinizi bilin. Biz sizin o stratejik hedeflerinizi daha önce çok gördük. Bunlardan sonuncusunun ne olduğunu hatırlatmak istiyorum. Boyunuzdan büyük işlere bulaşmayın. Kıbrısta’ki Türk işgali değil Türk varlığıdır.

Ya işini yapacaksın ya da ilk sandıkta çekip gideceksin Sayın Erdoğan. Kendini milletin efendisi zanneden saray danışmanları her gün yapay bir gündem oluşturmakla uğraşsa da milletin gerçek işi bu. Bu ülkede eczanelerde bile veresiye var artık Sayın Erdoğan.

Çıkıp diyorsun ki hafta sonu herkes evinde oturacak esnaftan bu fedakarlığı istiyorsun tamam peki karşılığında sen bu pandemiyi bitirmek için ne yapıyorsun? İş yerleri açılsın diye esnafı neden aşılamıyoruz? Bu işi bırakın ve gidin artık.

Çin’e bu kadar yaranmaya çalıştın ama daha yeterince Çin aşısı bile getiremedin Sayın Erdoğan. Dostum dostum diye gezindiğin Putin’den daha Rus aşısı bile alamadın. Hani dünya lideriydin? Milletin derdine gelince araziye uyum sağlıyorsun. Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının milletimizin sağlığına, esnafımızın durumuna ayıracak vakti yok.

Kafasına göre Boğaziçi Üniversitesi’ne atadığı rektör üzerinden ortalığı karıştırmakla meşgul. Adam diyor ki ben Boğaziçi’ni dünyada ilk 100 üniversite içine sokacağım. Kendisi daha önce iki üniversitede rektörlük yapmış onları Türkiye’de ilk 100 içine sokabilmiş mi? Hayır. Yani sayın Erdoğan bilmediği her konuda gösterdiği o müthiş uzmanlıkla diyor ki Boğaziçililerin oluşturduğu kadro bu işi bilmiyor kendi üniversitesini Türkiye’de ilk 100 içine bile sokamamış Melih Bulu biliyor. Damat bakanı atadığında da kendisinden bu arkadaşın ne kadar büyük bir ekonomist olduğunu dinlemiştik. Onun hakkında da böyle konuşmuştu. Huylu huyundan bahsetmiyor. Instagram fenomeni damat bakan gitti, şimdi ise damat aromalı rektör geldi. Kader utansın.

“(Erdoğan’ın Prof. Ayşe Buğra’ya ilişkin sözlerine) Senin bilimle araştırmayla pek alakan yok. Buğra her şeyden önce çok kıymetli eserleri olan çok değerli bir akademisyenimizdir. Birçok başka alanın yanı sıra Türkiye’de iş dünyası ile devlet arasındaki ilişkileri incelediği çalışmalarıyla da literatüre katkılar yapmış bir bilim insanıdır. Aynı zamanda Tarık Buğra’nın da kızıdır. O Tarık Buğra ki senin burma bıyıklına benzemez. TRT’nin TRT olduğu zamanlarda bu millete ecdadını hakkıyla anlatan muhterem romanların dizilerin yazarıdır. Her şeyin ötesinde bir kadından bir bilim insanından söz ediyorsun. Terbiyeli olacaksın, efendi olacaksın. Bu sözler devletin başına çıkışmaz. Her cuma namazı abuk sabuk konuşup abdestini gıybetle bozmak bu ülkenin cumhurbaşkanına yakışmaz. Bu ülkenin cumhurbaşkanı Boğaziçi’nin 36 yıllık şerefli bir hocasını, milletimizi gururlandıracak bilimsel çalışmalar yapmış bir kadını hedef tahtasına koyamaz. Ayıptır, günahtır. Sen eskiden siyasetin raconunu bilirdin. Çünkü hapse düşmüştün. Bilirdin ki hapisteki birinin ailesine laf edilmez. Saraya girdiğinden beri ne racon kaldı ne nezaket kaldı. Yazıklar olsun sana yazıklar olsun.

(Bahçeli’ye tepki) Gençlere başları ezilmiş diyen küçük ortağını da şiddetle Başbuğ Türkeş’i örnek almaya davet ediyorum. Nereden geldiğini unutma ki nereye gideceğini unutmayasın.

(Boğaziçililere çağrı) Boğaziçi Üniversitesi’nin verdiği mücadele haklı bir mücadele, gençleri uyarmak istiyorum, bu mücadeleyi siyasi kutuplaşmanın cephesi haline getirmek isteyenlere lütfen prim vermeyin. İçinizdeki bu haklı isyan öfkeye dönüşüp sokaklara taşmasın.

(Takvim gazetesine tepki) Hepimiz zenginlikten şımardık. Patronun o doymaz beş müteahhitten biri yöneticisi de eski damat bakanın kardeşi olan medya grubunun bir gazetesinde geçen gün birinci sayfada bir kılavuz yayımlandı. Muhtemelen görmüşsünüzdür ama milletimiz de görsün. Hiç mi utanmıyorsunuz? Bu rezaleti gördün mü Sayın Erdoğan? Bu vicdansızlar milletin acı gerçeğiyle alay ediyor alay. Türkiye’yi yönetenlerin görevi her şeyden önce vatandaşlarına markete girdiğinde tüm ihtiyaçlarını alabileceği imkanları sağlamak. Damadının kardeşi elinin altındaki gazeteler üzerinden kuyunu mu kazıyor bilemem ama milletimize yapılan bu hakaretin hesabını sormak önce sana düşer. Manşetlerle savaştık diyordun al sana savaşacak manşet.

“(AA’nın “Japonya’da esnaf Kovid-19 önlemleri nedeniyle zor durumda” haberine sert tepki) Yakında Sayın Erdoğan kürsüye çıkıp çilekeş Japon esnafı için yardım kampanyası başlatıp İBAN isterse şaşırmayın. Ben belediye başkanlarımızın başlattığı kampanyaya üç aylık emekli maaşımı bağışlamıştım o zaman ikisine de çöktüler Sayın Erdoğan, o İBAN’a benden kuruş çalışmaz haberiniz olsun. Neme lazım buradan söylemiş olayım. Tokyo’yu bırakın İstanbul’a Diyarbakır’a Antalya’ya bakın.

Biz sayın Erdoğan’ın yine ve yeniden Anayasa değişikliğini tartışmaya açtığına hiç bakmayın. Biz kendisini zaman zaman ortaya attığı böyle yumaklara alıştık artık. Mevcut anayasayı bile uygulamak istemeyenler bu tekliflerinde ne kadar samimiler izleyeceğiz. Ama bizim için bugünün konusu bu değil. Bizim önceliğimiz mutfaktaki yangın, işsiz gençlerimizin çaresizliğidir. Biz Ak Parti ve ortaklarının değil milletimizin gündemini takip ediyoruz. O nedenle biz kurulduğumuz ilk günden bu yana milletimizin çektiği tüm bu sorunların kaynağının partili cumhurbaşkanlığı sistemi olduğunu söylüyoruz. Türkiye’nin ancak güçlendirilmiş parlamenter sistemle gün yüzüne çıkacağını görüyoruz.”

- Advertisment -