Fransız siyasi hiciv dergisi Charlie Hebdo, son sayısının kapağında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili yer verdiği ve Türkiye’de büyük tepki toplayan karikatürü nedeniyle bir kez daha gündeme geldi.
Bu, derginin yayınladığı ve tartışma yaratan ilk karikatür değil. Geçmişte de özellikle Muhammed Peygamber ile ilgili çizimleri büyük tepki toplamış ve ağır dille eleştirilmişti.
Derginin bu çizgisi çok sayıda tehdide ve zaman zaman saldırıya hedef olmasına da yol açtı.
2015 yılında El Kaide’nin üstlendiği saldırıda Charlie Hebdo’nun Paris’teki binası silahlı kişiler tarafından basılmış ve 12 kişi hayatını kaybetmişti.
El Kaide saldırıyla ilgili açıklamasında derginin Muhammed Peygamber karikatürlerini yayımlamasının “intikamının alındığını” duyurmuştu.
Dergi, Eylül ayında tepki toplayan Muhammed Peygamber karikatürlerini tekrar yayımladı. Bunun ardından derginin eski merkezine bıçaklı saldırı düzenlendi ve olayda iki dergi çalışanı yaralandı.
Charlie Hebdo neden tartışmalı bir yayın?
Fransa’da aşırı sol içerisinde konumlanan Charlie Hebdo, yayın hayatı boyunca bazı kesimleri rahatsız eden ve tepki toplayan tartışmalı içeriklere imza attı.
ABD merkezli bağımsız sivil toplum kuruluşu Gazetecileri Koruma Komitesi, Eylül sonunda yayımladığı bir yazıda dergiyi “özü itibarıyla tartışmalı” bir yayın olarak nitelendirdi.
Komite dergiyi, “Her ne kadar hiçbir sınırlama olmadan, özgür düşünce, ateizm ve laiklik adına dinlerin ve dini otoritelerin iğneleyici bir şekilde eleştirilmesini temsil eden köklü bir Fransız geleneğine ait olsa da, bunların yayınlanma hakkı için canını vermeye hazır insanlar olmasına karşın yayımladığı karikatür ve köşe yazıları sıklıkla başkalarını rahatsız etti ve skandal yarattı” sözleriyle tanımladı.
BBC’nin Paris muhabiri Hugh Schofield da 2015 yılında yazdığı bir yazıda, bu geleneğin köklerinin 1789 Fransız Devrimi öncesine kadar gittiğine dikkat çekti.
Schofield’a göre, Charlie Hebdo, devrim öncesi Marie-Antoinnette’i ağır dille eleştiren “skandal broşürler” geleneğinin bugünkü temsilcileri arasında sıralanıyor.
18’inci yüzyılda kraliyet ailesindeki seks skandalları ve yolsuzlukları hicveden bu gelenek, bugün sağ siyasetçileri, polisi, bankacıları ve dinleri hedef alıyor.
Hangi yayınları tepki topladı?
Derginin kökenleri 1960’ların başında yayınlanmaya başlayan Hara Kiri dergisine dayanıyor. Dergi, Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle’ün ölümüyle dalga geçen bir kapak yayınlamasının ardından kapatıldı.
Kapatılmasından bir hafta sonra Charlie Hebdo adıyla tekrar yayınlanmaya başladı. Charlie adı, derginin ABD’de çizilen bir Charlie Brown karikatürünü tekrar yayımlamasından, Hebdo da Fransızca haftalık kelimesinin kısaltılmasından geliyor.
Dergi, Ocak 1982’de yaşadığı finansal sıkıntıların ardından kapandı. Ancak Ocak 1991’de Körfez Savaşı’nın ardından aynı isimle, tekrar haftalık olarak yayımlanmaya başladı.
Derginin yayın hayatı boyunca sadece İslam değil, Hıristiyanlık ve Yahudilik ile ilgili de birçok karikatür ve yazı yayımlandı.
Derginin sayfalarında mastürbasyon yapan rahibeler, prezervatif takan Papalar gibi çizimler de yer aldı.
Bir karikatüristin 2008 yılında bir çizimde Yahudilik’le ilgili kullandığı ifadeler, dergiye yönelik Yahudi düşmanlığı suçlamalarının yapılmasına yol açtı. Derginin yayın yönetmeni, çizerden özür dilemesini istedi. Bunu kabul etmeyen çizer ise işten çıkartıldı. Çizer, haksız yere işten çıkarıldığı iddiasıyla açtığı davayı kazandı.
Charlie Hebdo, İslam dünyasının tepkisini yoğun şekilde çekmeye 2006 yılında başladı. Bu tarihte, Fransa’da beş Müslüman derneğinin Danimarkalı bir gazetenin yayımladığı Muhammed Peygamber karikatürünün yayınlanmasının yasaklanması isteğinin mahkeme tarafından reddedilmesinin ardından Charlie Hebdo da bu çizimleri kendi yorumuyla bastı.
2011 yılında bu kez özel bir sayı yayımladı. Dergi bu özel sayıda adını Fransızca Şeriat kelimesine gönderme yaparak “Charia Hebdo” olarak değiştirdi. Derginin binasına molotof kokteyliyle saldırı düzenlendi ve internet sitesi de hack’lendi. Dergi, çalışanlarına ölüm tehditleri geldiğini açıkladı.
Dergi bir yıl sonra yine İslamiyet’i şiddetle bağdaştıran çizimler yayınladı. Bu çizimlerin yarattığı tepki nedeniyle Fransız hükümeti ülke dışındaki temsilciliklerini ve okullarını güvenlik gerekçesiyle geçici bir süre kapattı.
Dergi özellikle 2010’lu yıllar boyunca sadece din değil, birçok başka olayla ilgili yayınlarıyla da tepki çekti. Bunlar arasında Down sendromu, göçmen krizi, Rusya’da 224 kişinin yaşamını yitirdiği uçak kazası, 2016’daki Brüksel bombalı saldırıları ve yine aynı yıl İtalya’da yaşanan deprem gibi olaylar yer aldı.
Fransa’da derginin yayınlarına nasıl bakılıyor?
2015 yılındaki saldırılar, dergi açısından bir dönüm noktası oldu. Saldırının ardından dergi, çalışanlarını tutmakta ve yayınlarına devam etmekte zorlandı.
Saldırının ardından başkent Paris başta olmak üzere Fransa’nın birçok yerinde “Ben Charlie’yim” (Je suis Charlie) sloganıyla gösteriler düzenlendi. Bunların en büyüğüne 1 milyon kişinin katıldığı tahmin ediliyor. Ayrıca, saldırıdan birkaç gün sonra Paris’te saldırıda yaşamını yitirenleri anmak için düzenlenen yürüyüşe dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu da katılmıştı.
O dönem başta Fransız hükümeti olmak üzere birçok kişi, saldırının basın ve ifade özgürlüğünü hedef aldığını savundu. Ancak ülkenin önde gelen bazı aydınları, saldırıyı kınamalarına karşın yürüyüşlerde yer almayı kabul etmedi.
Fransa’nın önde gelen aydınlarından tarihçi ve sosyolog Emmanuel Todd, aynı yıl içerisinde “Charlie kim: Dini bir krizin sosyolojisi” adlı bir makale yazdı.
Todd bu makalede düzenlenen gösterilerle ilgili, “Milyonlarca Fransız, en zayıfların dininin üzerine tükürmeyi, toplumun önceliği olarak tanımlamak için sokaklara döküldü” ifadelerini kullandı.
Yine 2015 içerisinde makaleyle aynı ismi taşıyan bir kitap da yazan Todd, bu kitabı Fransa’yı “uçurumun kenarına taşıyan” nedenleri inceleyerek, yeniden Cumhuriyet’in ilkelerine dönüşe katkıda bulunmak için yazdığını belirtti.
Charlie Hebdo ve Fransız kamuoyu şirketi IFOP tarafından yapılan ve sonuçları Eylül başında açıklanan bir araştırmaya göre, Fransız halkının yüzde 88’i dergiye yapılan saldırıları kınadığını söyledi.
Ama katılımcıların ancak yüzde 59’u derginin Muhammed Peygamber karikatürlerini yayınlamasına destek verdi.
Araştırmaya katılan Müslümanlar arasında dergiye yönelik saldırıları kınayanların oranı yüzde 72’de kalırken, yüzde 69’u da karikatürlerin yayınlanmasını “faydası olmayan bir provokasyon” olarak tanımladı.
Charlie Hebdo’nun yayınları ve gösterilen tepkiler ifade özgürlüğü konusunda da bir tartışma başlatmış durumda. Fransa’da son dönemde bazı gazeteci ve çizerler, din, özellikle de İslam konusunu ele alırken tedirginlik duyduklarını dile getiriyor.
Derginin avukatı Richard Malka, Ağustos ayında Le Point dergisine verdiği mülakatta, Fransa’da ifade özgürlüğünün durumunun “beş yıl önceye kıyasla kötüleştiğini” öne sürdü.
Son olarak, Charlie Hebdo, 2015 saldırılarıyla ilgili davanın başlamasından kısa bir süre önce Muhammed Peygamber karikatürlerini tekrar yayımladı. Dergi çalışanları, ölüm tehditleri aldıklarını belirterek açık bir mektup yayımladı ve bu mektuba 100’den fazla basın kuruluşu destek verdiğini ilan etti.
Mektupta, “dine hakaret etme özgürlüğünü savunurken savunduğumuz şey dine hakaret etmek değil, özgürlük” ifadeleri yer aldı.