Ana SayfaHaberlerÇevirilerÇEVİRİ | Çin Politbürosu’nda ekonomistlerin yerini bilim insanları alıyor

ÇEVİRİ | Çin Politbürosu’nda ekonomistlerin yerini bilim insanları alıyor

Yu Jie yazdı: Uzun yıllar ekonomi teknokratlarının çoğunlukta olduğu Çin Politbürosu’nun hepsi erkek olan 24 üyesinden 2022'de seçilen 11 yeni üyenin beşi önde gelen bilim insanlarından oluşuyor. Yuan Jiajun, Almanya’da uzun yıllar çalışmış, ilk Çinli astronotları uzaya götüren Shenzhou uzay gemisi projesinin yöneticiydi. Li Ganjie, Frans’da görev yapmış, ülkenin önde gelen nükleer bilimcilerinden. Chen Jining uluslararası üne sahip bir çevre bilimci. Yuan Jiajun, Ma Xingrui ise roket bilimciler. Şi’nin tercihleri ülkenin bilim ve teknolojiye çok daha fazla odaklanan yeni yönünü de gösteriyor.

Dr Yu Jie, Chatham House Asya-Pasifik Programında Çin’in ekonomik diplomasisinin yanı sıra Çin dış politikasının karar alma sürecine odaklanan kıdemli bir araştırma görevlisidir.

Çin Politbürosu uzun zamandır ekonomik teknokratların egemenliği altındaydı, ancak genel yapısındaki bir değişiklik bize şunu gösteriyor: Bilim ve teknolojiye çok daha fazla odaklanan önemli bir yeni yön ortaya çıkmış durumda.

Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) Ekim 2022’deki 20. Ulusal Kongresi’nde 24 üyeden oluşan Politbüro’ya önde gelen 5 bilim adamının atanması, partinin genel sekreteri olan Başkan Xi Jinping’in ülkenin ekonomik, bilimsel ve teknolojik açıdan kendine yeterliliğini sağlama ve dışarıdan gelecek ekonomik etkilere karşı dayanıklılığını artırma konusundaki kararlılığını yansıtıyor.

Xi Jinping’in Çin’in yerli sanayi tabanını güçlendirme ve bilimsel açıdan kendine yeter hale gelme yönündeki uzun süredir devam eden hedefleri, jeopolitik ve jeo-ekonomik rekabetin yoğunlaştığı bir dönemde, ABD ve müttefiklerinin Çin’in kritik teknolojilere ve araştırma ortaklıklarına erişimini engelleme çabalarıyla iyice hız kazanmıştı

Pekin’in öncelikleri arasında Çin’in stratejik açıdan kritik teknoloji sektörlerindeki ‘tıkanma noktalarının’ üstesinden gelme becerisini güçlendirmek; inovasyona öncülük etmek için yerli yetenekleri ve ‘ üretimin ülke içine taşınmasına’ yönelik uzmanlıkları teşvik etmek ve komünist partinin kendi yönetişim standartları doğrultusunda esnek bir dijital ekonomi inşa etmek yer alıyor.

Tüm bunlar esasında, Çin’in yüksek teknoloji geliştirme kapasitesine ve yarı iletkenlerden uçak motorlarına kadar kritik bileşenler için denizaşırı tedarikçilere olan bağımlılığından kaynaklanan kırılganlıklara ilişkin derin endişelere yanıt vermektedir.

Yukarda bahsettiğimiz Politbüro’ya katılan beş bilim insanı, siyasi kariyerlerine başlamadan önce uzaydan çevre ve nükleer bilimlere kadar kendi alanlarında önemli başarılar elde etmişlerdir. Gelişmiş ekonomilerde eğitim alma ve çalışma deneyimine de sahipler ve uluslararası bilim camiasıyla önemli bağlantıları mevcut.

Ancak bu beş bilim insanı sadece bilimsel başarıları sayesinde değil, aynı zamanda Xi Jinping ve ÇKP’ye siyasi bağlılıkları nedeniyle yüksek siyasi makamlara ulaştılar. Gerçekten de bu bilim insanlarının eninde sonunda geleceğin liderliği için aday olmasını beklemek akla yatkın görünüyor. Daha da önemlisi, ülke içinde yenilik ve teknolojiyi teşvik etme ve Çin ekonomisini dış baskılardan korumak konusunda bilim insanlarından beklenenler oldukça fazla.

Çin, bilim ve teknoloji gündemini ilerletmek için devlet tarafından finanse edilen muazzam kaynaklara sahip, ancak Xi Jinping yönetimindeki tek parti devletinin etkisini iyice arttırmasının uzun vadede yeniliği ne ölçüde destekleyebileceği veya engelleyebileceği yönünde kaygılar mevcut. Çin içindeki tartışma alanı daraldıkça ve Batı ile ilişkiler daha kırılgan hale geldikçe, ülke Xi Jinping’nin oldukça iddialı hedeflerine ulaşmak için daha çok mücadele edecek gibi görünüyor.

Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) Ekim 2022’deki 20. Ulusal Kongresi sonrasındaki analizler bize gösteriyorki: Xi Jinping’in Genel Sekreter olarak benzeri görülmemiş bir üçüncü dönemi güvence altına almış durumda. Kendine oldukça sadık olan yeni bir nesil partinin Politbüro’suna özellikle’de Daimi Komiteye terfi ettirildi. Ayrıca Xi Jinping kendi gücünü daha da pekiştirirken, seçtiği üst düzey liderlerin özellikleri, Çin’i gelecekte nereye götürmek istediğine dair güçlü işaretler vermekte.

Çin’deki ekonomik gerileme ve ABD önderliğindeki Batı ile stratejik rekabetin yoğunlaşmasının ortasında, Başkan Xi Jinping, Ulusal Kongre’ye parti meşruiyeti ve Çin’in ekonomik olarak hayatta kalması için kendi formülünü sunarak, ekonomik ve bilimsel özgüvene yönelik hızlandırılmış bir çaba çağrısında bulundu:

“Eğitim, bilim ve teknoloji, insan kaynağı her bakımdan modern bir sosyalist ülke inşa etmenin temel ve stratejik direkleridir. Bilim ve teknolojiyi birincil üretici gücümüz, yeteneği birincil kaynağımız ve yeniliği büyümenin birincil itici gücü olarak görmeliyiz. Bilim ve eğitim, iş gücü geliştirme stratejisi ve inovasyon odaklı kalkınma stratejisi yoluyla Çin’i canlandırma stratejisini tam olarak uygulayacağız. Kalkınma ve gelişimde yeni alanlar açacağız ve sürekli olarak yeni itici güçlerin gelişimi için çabalayacağız.”

Çin’i dış şoklardan ve ABD’nin Çin teknolojilerini hedef alan baskısından korumak adına bilim ve teknolojide ekonomik kalkınma ve yerli inovasyon konuları, Xi Jinping ‘nin üçüncü dönemsiyasetinin tam merkezinde yer alıyor.

Xi Jinping ‘nin bilimsel özgüven arayışındaki öncelikleri arasında Çin’in stratejik açıdan kritik teknoloji sektörlerindeki ‘tıkanma noktalarının’ üstesinden gelme kabiliyetinin güçlendirilmesi; inovasyona öncülük etmek için gerekli yeteneklerin geliştirilmesi ve uzmanlığın ülke içinden kaçmaması; ÇKP’nin kendi yönetişim standartlarına uygun bir dijital ekonomi inşa edilmesi gibi konular yer alıyor.

Başkan’ın kendi kendine yetme hırsıyla ilgili açıklamaları şimdiye kadar hep genellemelerle doluydu ve ayrıntılara kesinlikle yer vermiyordu. Fakat Ekim 2022’de parti Politbürosu’na yapılacak bir dizi yeni atama, Xi Jinping ‘nin Çin’in bilimsel kendine yeterliliğe ulaşmasını nasıl hızlandırmayı planladığının açık bir göstergesi.

20. dönem Politbüro’nun 24 üyesinden 2022’de seçilen 11 yeni üyenin beşi önde gelen bilim insanlarından oluşuyor. Bu durum, ÇKP’nin karar alma organına çoğunlukla ekonomi planlamacılarının hâkim olduğu son yirmi yıllık gelenekten önemli bir sapmayı temsil ediyor. Politbüro’ya yeni katılan beş bilim insanı, havacılıktan çevre ve nükleer bilimlere kadar uzanan kendi alanlarında lider konumundalar.

Son on yılda Çin bu üç alanda oldukça önemli bir oyuncu haline geldi ve ülke birçok açıdan ABD ve Fransa gibi Batılı rakipleriyle aynı seviyeyi yakaladı. Xi Jinping ‘nin görünürdeki amacı: Yerli inovasyonu ve bilime yönelik cesareti teşvik etme planlarını hayata geçirmek için bilim insanlarının uzmanlığından yararlanmak.

Xi Jinping son on yılda siyasi rakiplerini bertaraf etmeyi ve üstün otoritesini pekiştirmeyi başarmış olsa da, siyasi ve ekonomik görevlerinin yerine getirilmesini sağlamak için deneyimli ‘yardımcılara’ da ihtiyacı var. Bu nedenle Xi’nin, Politbüro’daki bilim insanlarının Çin’in inovasyon kapasitesini artırmaya yönelik son derece iddialı gündemini hayata geçireceklerine dair beklentilerinin yüksek olması muhtemeldir.

20. dönem Politbürosu için, yerel inovasyon ve kendine yeterlilik mücadelesinin ölçeği çok büyük. Öncelikle, inovasyon politikalarının ve yetenek geliştirme programlarına nasıl karar verildiği ve nasıl uygulandığı konusunda yapısal bir değişim yaşandı. Xi Jinping ‘nin liderliği altında ÇKP’nin sert merkeziyetçi geleneği, hem ulusal hem de il düzeyinde hükümet birimleri tarafından yürütülen politikalar ile parti tarafından denetlenen politikalar arasındaki çizgiyi bulanıklaştırıyor.

Bu durum, bilim insanlarının siyasi açıdan daha tarafsız bir ortamda çalıştığı 1990’lı ve 2000’li yılların başlarının aksine, bilim politikalarına ve araştırma programlarına eşi benzeri görülmemiş düzeyde siyasi müdahale olanağı sağlıyor.

Parti, devlet ve bilim arasındaki ilişkideki bu değişimin istenmeyen sonuçları bilim camiasının çok ötesine uzanmakta; zira genç Çinli STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) mezunları, araştırma enstitülerinde veya küçük start-up şirketlerinde çalışmak yerine, yaşam boyu finansal güvenceye giden en iyi yol olarak gördükleri kamu hizmetindeki işleri tercih ediyorlar.

Ayrıca, küçük ve orta ölçekli teknoloji şirketleri, ideolojik odaklı parti yetkililerinin siyasi müdahalelerinden kaynaklanan politika belirsizlikleri ve tutarsızlıklarından da endişe duymaktalar. Parti otoritesinin bu şekilde merkezileşmesi, geleneksel teori ve uygulamaya meydan okuyan eleştirel düşüncenin yanı sıra yerli inovasyonun da cesaretini kırabilir.

Her ne kadar Xi Jinping, Çin’in bilimsel açıdan kendi kendine yetebilmesinin yolunu bulma arzusunu açıkça ortaya koymuş olsa da gerçekte ülkenin bilim ve teknolojide bugüne kadar elde ettiği başarılar küresel bilim camiasıyla sık sık yapılan alışverişlerin ve bağlantıların doğrudan bir sonucudur. Politbüro’nun yeni atanan bilim adamlarının her biri yurtdışında eğitim görmüş ya da çalışmış ve bir ya da daha fazla yabancı dil bilmekte.

Yurtdışında geçirdikleri zaman, siyasete girmeden önce kendi uzmanlık alanlarında öne çıkmalarına ve zamanla ÇKP içinde yüksek makamlara ulaşmalarına kesinlikle yardımcı olmuş görünüyor. Ancak Xi Jinping ve Politbüro’daki bilim insanlarının önündeki zorluk, ülkenin kritik teknoloji bileşenlerinin ithalatına olan bağımlılığının üstesinden gelerek Çin’in arzuladığı bilimsel atılımı gerçekleştirmede ‘kendine yeterlilik’ dürtüsünün ne kadar ileri gidebileceği sorunu.

Politbüro’nun yeni bilim insanı üyeleri çoğunlukla siyasi deneyime sahip olsalar da, bilim insanı olarak önceki kariyerlerindeki çeşitli profesyonel rolleri ve deneyimleri aracılığıyla Çin’in dış angajmanına da katkıda bulunmuşlardır. Bazıları geçmişte ABD ve Avrupa’daki meslektaşlarıyla ya birlikte çalışmış ya da onlara karşı doğrudan rekabet etmiştir.

Yabancı dil bilmelerinin ya da yurtdışında geçirdikleri zamanın temel ideolojik inançlarını ve siyasi tercihlerini şekillendirdiği sonucuna varmak hata bir olur. Ancak kesin olan bir şey varsa o da, ister olumlu ister olumsuz olsun, yurtdışı deneyimlerinin önümüzdeki on yıllar boyunca Çin’in yerel bilimsel inovasyonuna yönelik politika kararlarına ve Pekin’in daha geniş kapsamlı dış politika yapımına yansıyacağıdır.

20’nci ÇKP Politbürosu’nda farklı olan ne?

20. ÇKP Politbürosu (partinin en yüksek karar alma organı olan Daimi Komite’nin yedi üyesi de dâhil olmak üzere) bir önceki dönemden kalan 13 üyenin yanı sıra 11 yeni üyeden oluşuyor. Yeni gelenlerin yayınlanan biyografileri, her birinin Xi Jinping ile yakından ilişkisini gösteriyor.

24 Politbüro üyesi, ekonomiden dış ilişkilere kadar merkezi düzeyde politika oluşturma süreçlerinde kritik bir ağırlığa sahip olmanın yanı sıra Çin’in en önemli ekonomik güç merkezlerinden bazılarını yönetiyordu.

Xi Jinping’in iki selefi Jiang Zemin ve Hu Jintao sırasıyla elektrik mühendisliği ve hidro mühendislik alanlarında profesyonel geçmişe sahipken, eski başbakanlar Li Peng ve Wen Jiabao sırasıyla inşaat mühendisliği ve jeoloji alanlarında erken kariyer yapmışlardır. Aralarında İngiliz eğitimli jeolog Li Siguang (1952’den itibaren ülkenin jeoloji bakanlığına başkanlık etmiştir) ve MIT eğitimli ve daha sonra California Teknoloji Enstitüsü profesörü Qian Xuesen (Çin’in Beşinci Akademisi’ne başkanlık etmiştir) gibi birçok seçkin bilim insanı da çeşitli noktalarda bilim portföyüne sahip bakanlıkları veya devlet kurumlarını yönetmişti. Qian, Çin’in füze programına liderlik etmenin yanı sıra, aralarında roket bilimci arkadaşları Yuan Jiajun ve Ma Xingrui’nin de bulunduğu bazı yeni Politbüro üyelerinin yetiştirilmesinde de kritik bir rol oynamıştır.

Bilimsel Kendine Yeterlik Politikası

Dünyanın en büyük iki ekonomisi olan Çin ve ABD arasındaki derin gerilimin mevcut durumu, ideolojinin ve siyasi bir söz savaşının çok ötesinde. Aralarındaki rekabetin temelinde küresel teknolojik üstünlük yarışı yatıyor ve bunun bir parçası olarak her iki ülke de diğerinin tedarik zincirindeki zayıflıklarını hedef alıyor.

Bu bağlamda Xi Jinping ve Çin’in üst düzey siyasi liderliğinin diğer üyeleri, ülkenin kritik teknolojilere sahip olması ve bunlara yönelik tedarik zincirlerinin ‘kendi kendini belirlemesi’ ve ‘kendi kendini kontrol etmesi’ gerektiğini sürekli vurguluyorlar. Çin teknoloji sektörünün en yüksek katma değere sahip unsurlarının denizaşırı tedarikçilere bağımlı kalması ve bu nedenle jeopolitik gerilimlere karşı savunmasız olması açıkça bir hayal kırıklığı kaynağıdır.

Ancak Çin’in teknolojik geleceği üzerinde kontrol sahibi olma kaygısı 20. parti kongresinde konuşulanlarda çok daha öncesine dayanıyor. Aslında bu kaygı, Sovyet lider Nikita Kruşçev’in Pekin’in hem sivil hem de askeri amaçlar için kritik teknolojilere erişimini kestiği 1950’lerde Çin ile Stalin sonrası SSCB arasındaki ayrılığın etkisinin farkında olan kıdemli parti üyelerinin kurumsal hafızasında yatmaktaydı.

‘Made in China 2025’ politikası, Çin hükümetinin son yıllarda ülkenin bilimsel inovasyon kapasitesini güçlendirmek için attığı çok sayıda önemli adımdan birisi. 2015 yılında uygulamaya konulan bu girişimin amacı, 10 yıllık bir süre zarfında Çin’in üretim kapasitesini kitlesel ölçekte yükseltmek ve tüketici temel ürünlerinin üretimini azaltarak ileri teknoloji bileşenlerinin ihracatını arttırmaktır. Bu girişim hem ABD hem de AB’de bazı şaşkınlıklara neden olmuştu. Çin ile ABD ve müttefikleri arasında bir ‘teknoloji savaşının’ başlangıcına işaret ediyordu.

Örneğin yeni gelenler arasında, akıcı bir İngilizce konuşan ve Alman Havacılık ve Uzay Merkezi DLR’de kıdemli misafir araştırmacı olan Yuan Jiajun, Shenzhou insanlı uzay gemisi projesinin komutan yardımcılığına atandığında sadece 33 yaşındaydı.

Çalışmaları Çin’in uzay programını hızlandırdı, ilk Çinli astronotlar onun gözetiminde uzaya gitti ve nihayetinde hepsi de başarılı olan beş Shenzhou görevini yönetti. Yuan, kariyeri boyunca Çin’in uzay biliminde kendi kendine yeter hale gelmesi gerektiğini savunan çok sayıda hakemli makale ve bildiri yayınlamıştır.

Politbüro’nun bir diğer yeni üyesi olan nükleer bilimci Li Ganjie, Çin’in sivil nükleer sektörünün gelişimine öncülük etti. Akıcı bir şekilde Fransızca konuşan Li, 1990’ların sonunda Çin-Fransa sivil nükleer işbirliğini kolaylaştırmak için Çin’in Fransa’daki büyükelçiliğinde çalışmıştı.

Çin Ulusal Nükleer Güvenlik İdaresi’nin direktörü ve çevre korumadan sorumlu bakan yardımcısı olarak Li, Çin’in sivil nükleer programının ‘en yüksek güvenlik standardına ve teknolojik kendine yeterliliğe’ ulaşmasını sık sık savunuyordu. Nükleer teknoloji için güvenlik standartları üzerinde çalışırken, Asya ve Afrika’daki ülkelerle daha geniş diplomatik ilişkilerin bir parçası olarak Çin’in sivil nükleer teknolojilerini ihraç etmesi için de kampanya yürütmüştü.

Özellikle, hem Yuan hem de Li, ziyaret bursları ve kariyerlerinin erken dönemlerinde prestijli uluslararası akademik dergilerde hakemli makaleler yayınlama yoluyla uluslararası bilimsel değişimlerden yararlandılar. Kariyer geçmişleri, Çin’in bugüne kadarki teknolojik ilerlemesinde dış bağlantıların ve küresel bilim camiasıyla sık sık yapılan alışverişlerin kilit bir faktör olduğunu gösteriyor.

Politbüro’ya yeni atananlardan bir diğeri olan çevre bilimci Chen Jining’in kariyer yolu, geçmişte başarılı bir yetenek seçimi örneği teşkil etmektedir. Politbüro’daki pek çok meslektaşı gibi Chen de lisans eğitimini prestijli Tsinghua Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra eğitimine İngiltere’de devam etmiş ve otuz yıl önce Imperial College London’dan çevre mühendisliği alanında doktora derecesiyle mezun olmuştur.

Daha sonra Tsinghua’da akademisyen olarak çalışmaya geri dönmüş ve sonunda üniversitenin rektörlüğüne kadar yükselmiştir. Tsinghua’da disiplinler arası araştırmaları savunması hem öğrenciler hem de akademisyenler arasında popüler olmuştur.

Chen’in 20. Politiburo’daki bilim insanı arkadaşları Yuan Jiajun, Li Ganjie, Ma Xingrui ve Zhang Guoqing de geçmişteki il ve bölge parti görevlerinde benzer şekilde havacılık, sivil nükleer ve dijital ekonomi sektörlerinde yeteneklerin yeniden konumlandırılması çağrısında bulunmuşlardır.

Her ilin çekmek istediği kişiler için genellikle cazip semtlerde konaklama, okul ücretleri için sübvansiyonlar, yüksek maaşlar ve start-up’lar için finansman şeklinde cömert paketler mevcut. Shangdong’un parti sekreteri iken Li, yetkililere özellikle yapay zeka ve biyokimyaya vurgu yaparak yetenek bulmaları için nicel hedefler geliştirme görevi verdi. Belirlenen hedeflere ulaşmak, yıllık değerlendirmeler sırasında personel terfilerini belirleme kriterlerinden biri haline geldi.

Xi Jinping şimdi stratejik sektörlerde daha fazla kendi kendine yeterlilik için bu isimlere özellikle baskı yapmaya devam ediyor.

Çeviri: Hasan Ayer

- Advertisment -