CHP Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında Anayasa Mahkemesi kararlarının tanınmamasının TBMM’ye karşı darbe teşebbüsü olduğunu söyleyen Öztrak, TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e çağrıda bulundu. Öztrak’ın açıklamaları özetle şöyle:
“Süreç organize bir şekilde yürütülüyor”
“İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nden sonra, 15. Ağır Ceza Mahkemesi de Anayasa Mahkemesi’nin oy birliğiyle verdiği bir milletvekilinin hakkının ihlal edildiğine dair kararını tanımamıştır. Anayasa Mahkemesi kararlarına her hâlükârda uyulması hukuk devletinin, Anayasal düzenin gereğidir. Anayasa Mahkemesi kararlarına uymamak Anayasayı ihlaldir. Anayasayı tağyir, tebdil ve ilgaya teşebbüs suçudur. Bu suç Çağlayan Adliyesi’nde muhkim 14.ve 15. Ağır Ceza Mahkemelerinin hakimleri tarafından işlenmiştir. İki mahkemenin birden bu kararı vermesi bu sürecin organize bir şekilde yürütüldüğünü göstermektedir.
“TBMM’ye karşı darbe teşebbüsüdür”
Diğer taraftan mahkemelerin uymadığı Anayasa Mahkemesi kararı, alt mahkemenin, bir milletvekilinin dokunulmazlığını tanımayarak karar vermesinin hak ihlali olduğunu tespit etmektedir. Bu tanımama kararları Anayasanın ve milletvekilleri ile TBMM’nin hukukunun hakimler tarafından ihlalidir. Bu, hem Anayasa’ya hem de milli iradeye ve millet iradesinin tecelli ettiği TBMM’ye karşı darbe teşebbüsüdür. 15 Temmuz’da Gazi Meclis’e bomba atan hainlerin teşebbüsünden farklı değildir. Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymak yerine, Milletin seçtiği vekile adalet yerine akıl veren 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında “Muhtariyet” gerekçesini ileri sürmesi de o çok bildik Silivri Mahkemelerini hatırlatmaktadır. Daha güçlü bir Meclis olacak iddiasıyla rejimi değiştirenler atadıkları hakimlerin elinde Meclisi ve milletvekillerini oyuncak etmeye teşebbüs etmektedirler. Bu yaşadıklarımız, 20 Temmuz sivil darbesinin faillerinin, yandaş hakimleri tetikçi olarak kullandıklarını düşündürmektedir.
Şentop ve Gül’e çağrı: Bu mesele partiler üstü ele alınmalıdır
“Anayasa Mahkemesi kararları bağlayıcıdır” diyen Adalet Bakanı Gül aynı zamanda HSK başkanıdır. Kendisini bu ağır Anayasa ihlali karşısında başında olduğu kurulu resen toplamaya ve TBMM’ye karşı bu darbe girişimini önlemeye çağırıyoruz. TBMM Başkanı Sayın Şentop “Bu karara gerek anayasa, gerekse Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanuna göre muhatapların uyması gerekir. Bence ilgili mahkeme, hangi mahkeme ilgili ise muhatap ise bu karara uymalıdır.“ demektedir. İlgili mahkemeler Anayasa Mahkemesinin kararına uymamışlardır. Karar milletvekili dokunulmazlığıyla ilgilidir. Milletin Meclisinin hukukuyla ilgilidir. Bu mesele partiler üstü ele alınmalıdır. Çağlayan adliyesinde bazı hakimlerin milletin meclisinin hukukuna saldırısı, yol olmadan önlenmelidir. TBMM başkanını bu hakimlerle ilgili HSK’ya suç duyurusunda bulunmaya çağırıyoruz. Yine Meclis başkanı konuyu milletvekillerine ya da muhalefet partilerine havale etmeden meclisin hukukuna yeni saldırıları önleyecek yasa değişikliği teklifini hızla Meclise getirmesini bekliyoruz.
“21 soruda FETÖ’nün siyasi ayağı” kitabına toplatma kararı
“Bugün öğle saatlerinde Genel Merkezimize ve bir il başkanlığımıza tebliğ edilen bir mahkeme kararı var. Karar bir CHP kitapçığına basım, dağıtım ve satış yasağı getirilmesiyle ilgilidir. Ayrıca, 12 Eylül darbecilerini hatırlatan bir biçimde kitaplara el konulmasına ve kitapların toplatılmasına da karar verilmiş. Toplatılmasına karar verilen, CHP tarafından yayınlanmış “21 soruda FETÖ’nün siyasi ayağı” adlı bu kitapçıktır. Bu kitapçık, Genel başkanımızın TBMM kürsüsünde, 11 Şubat 2020 tarihinde yaptığı konuşmanın resimli halidir. Ayrıca CHP’nin FETÖ konusunda yıllardır TBMM kürsülerinden yaptığı eleştirilerin de bir özetidir.
“Ana muhalefet partisinin, siyasi faaliyetine yargının ağır müdahalesi”
“Bu kitabın neresinde halkı kin ve düşmanlığa tahrik vardır? Kitapta yer alan 25 Ağustos 2004 tarihli, uygulanmayan MGK kararı mı halkı kin ve düşmanlığa tahriktir? Ya da AK Parti sözcülerinin daha önce basına yansıyan sözleri mi halkı kin ve düşmanlığa sürüklemektedir. Bu çerçevede; bu kitabın toplatılması ana muhalefet partisinin, siyasi faaliyetine yargının ağır müdahalesidir.
“Bir ülkede demokrasi yoksa, hukukun üstünlüğü yoksa, vatandaşın can ve mal güvenliği olmaz. Milletin tenceresi dolmaz, karnı doymaz. Ülkemizin uluslararası itibarı olmaz. Dünyada sözü dinlenmez. Milletimiz yaptıklarınızı görüyor, söylediklerinizi duyuyor, sabırsızlıkla önüne gelmesini beklediği ilk sandıkta sizin biletinizi kesecek, yerinizi gösterecek, evlerinize gönderecek”