18 Ağustos gecesi Mali’de askeri darbe gerçekleşirken, Fransızca birçok tweet’te darbecilerin arkasında Türkiye’nin olduğu iddia edilmişti.
Aynı gece Mali’deki darbeyle ilgili açıklama yayımlayan Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, alıkonulan Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita’nın istifaya zorlanmasının “derin endişe ve üzüntüyle” karşılandığını belirtmişti:
“Mali’de 18 Ağustos 2020 günü Silahlı Kuvvetler içerisindeki bir grup tarafından yapılan darbe sonucu Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita’nın Parlamento ve Hükümeti feshederek istifa etmeye zorlanmasını derin endişe ve üzüntüyle karşılıyoruz.”
Mali’deki darbe için Fransa ve İngiltere başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinden “seçilmiş hükümetin ortadan kaldırılmasına karşıyız” açıklamaları geldi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de darbeciler tarafından tutuklanan hükümet üyelerinin bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Ertesi gün (19 Ağustos) Cumhurbaşkanı Keita ve ülkenin başbakanı devlet televizyonundan istifalarını duyurdu. Keita, iktidarda kalması uğruna kan dökülmesini istemediğini söyledi, hükümeti ve parlamentoyu da feshettiğini açıkladı.
Darbeye tepki vermesinin üzerinden henüz bir ay geçmeden Mali’ye Türkiye’den üst düzey bir ziyaret gerçekleşti. Bu, darbenin ardından Mali’ye yapılan ilk resmi üst düzey yabancı ziyaret oldu.
Çavuşoğlu askeri cunta ile aynı masaya oturdu
Batı Afrika turu kapsamında temaslarda bulunan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Mali’de yönetimi darbeyle devralan askeri cunta CNSP üyeleriyle görüştü, ardından Mali Devlet Radyo ve Televizyonu’na (ORTM) açıklamalarda bulundu.
Çavuşoğlu, bugüne kadar Mali’nin özellikle terörle mücadelesine Türkiye’nin çok destek verdiğini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti:
“Arzumuz Mali’nin sorunsuz bir şekilde geçiş sürecini tamamlamasıdır. Bir an önce anayasal düzenin tesis edilmesi ve demokratik şekilde seçimlerin yapılabilmesi için gerekli adımların atılması Mali’nin geleceği bakımından önemli. Türkiye bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kardeş Mali ve Mali halkının yanında olmaya devam edecektir.”
Böylece, 2013’te darbe nedeniyle Mısır’da Sisi rejimiyle bütün ilişkilerini askıya alan Türkiye, başka bir Afrika ülkesindeki darbenin ardından benzer bir politika izlememe kararı almış oluyor.
Anadolu Ajansı, darbe yanlılarıyla röportaj yaptı
Çavuşoğlu’nun temasları sırasında, Anadolu Ajansı (AA) abonelerine dikkat çekici bir röportaj haber geçti.
Röportajda AA, üç hafta önce “askeri darbe” dediği darbeye, bu kez “Mali halkının desteğini almış muhalif hareket” dedi.
AA’ya konuşan Keita muhalifi Djim, askerin darbe yapmadığını, “halkın verdiği mücadeleyi nihayete erdirdiğini” söyledi. Aynı haberde darbenin arkasında Rusya’nın olduğu iddiaları ise reddedildi:
“Bunlar tamamen spekülasyon. Arkasında sadece Mali halkı var, biz varız. Aylarca Keita’nın istifası için meydanlardaydık. Bir kriz yaşanıyordu, çıkmaza girmiştik. Asker bizi oradan çıkardı. Bunun arkasında Mali halkı dışında kimse yok.”