Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa, bir sivil mahkemenin Uygur soykırımını teyit etmesinin, yaşanan soykırımın uluslararası kamuoyu nezdinde daha geniş çapta kabul görmesini sağlayacağını belirterek, “Kararın çıktığı 9 Aralık’ı Uygur Soykırım Mağdurlarını Anma Günü olarak ilan edeceğiz” diyor:
“Bugüne kadar ABD ve liberal demokrasinin olduğu 6 ülke parlamentosu Çin’in eylemleri için ‘soykırım ve insanlığa karşı suç’ tanımını kabul etti. Ancak, gerek Birleşmiş Milletler (BM) gerekse Soykırım Sözleşmesi’ne taraf devletlerin büyük çoğunluğu utanç verici bir şekilde sessiz kaldı.
“Artık uluslararası kurumlar, devletler hatta özel şirketler için Çin’le ilişkilerinde bu soykırım kararını da göz önünde bulundurma sorumluluğu doğmuştur. Mahkemenin hükmü, BM’ye ve 1948 Soykırım Sözleşmesi’ne taraf olan tüm devletlere, devam eden bir soykırımı durdurmak ve işlenen suçların sorumlularını cezalandırmak açısından uluslararası hukuk kapsamındaki yasal ve ahlaki yükümlülüklerini yerine getirmek için acil bir hatırlatmadır.
“İnsanlığa karşı suçları incelemek için BM nezdinde bir soruşturma komisyonu kurulmasını bir kere daha hatırlatıyoruz. Bu doğrultuda Soykırım Sözleşmesi’nin 8. maddesine başvurulması için dost ve kardeş devletlerin harekete geçmesini talep ediyoruz.”
“Dünyanın bu kararı esas alarak Uygur soykırımı durdurmak için harekete geçeceği umudunu taşıyoruz”
Uygur Hareketi (Campaign for Uyghurs) Başkanı Rushan Abbas da Serbestiyet’e görüşlerini şöyle dile getirdi:
“Mahkemede kendim de toplama kampına götürülen ablam, eşimin tüm ailesi ve pek çok tanıdığım için tanıklık ettim. Kamplarda işkence görmüş ve çıkabilmiş insanlar tanıklık etti.
“Canlı yayın yapılan ve dünyanın her tarafından takip edilen bir mahkemede, bir kadın için ne kadar zor olacağını herkesin bildiği bir cümleyi, ‘ben tecavüze uğradım’ cümlesini kurabilen bir kadının cesaretini gördüm. Memlekette yaşayan aileleriyle tehdit edilen insanların nasıl bir cesaretle gerçekleri haykırdığını gördüm.
“Bu insanlık çığlığını artık tüm dünya kulaklarıyla duydu. O insanların gözyaşlarını gözleriyle gördü. Bağımsız bir mahkeme heyeti aylarca sunulan kanıtları ve ifadeleri inceleyerek ‘soykırım’ kararını verdi.
“Ben gittiğim her ülkede yakınları toplama kamplarına alınmış mağdurların, Uygur Mahkemesi’nin soykırım kararını beklediğini gördüm. Biz Uygurlar için bu karar umut ışığı yaktı. Belki bugün hemen etkisi olmayacak ama dünyanın bu soykırım kararını esas alarak Uygur soykırımını durdurmak için harekete geçeceği umudunu taşıyoruz. Tüm vicdanlı insanları ve devlet yetkililerini Uygur soykırımını durdurmak için harekete geçmeye çağırıyorum.”