Ana SayfaHaberlerHalide Edib’in 62 yıllık kayıp romanı bulundu: Tefrikası 27 Mayıs darbesinden bir...

Halide Edib’in 62 yıllık kayıp romanı bulundu: Tefrikası 27 Mayıs darbesinden bir gün önce tamamlanmış

Halide Edib’in 62 yıllık kayıp romanı İstanbul’da Bir Yabancı, edebiyat araştırmacısı Erol Gökşen tarafından ortaya çıkartılarak yayımlandı. Akademik çevrelerde varlığı bilinen ancak bu tarihe kadar bulunamayan eser, 1960 yılında Büyük Gazete adlı bir dergide 12 bölüm halinde tefrika edilmiş. Tefrikanın son bölümü ise 26 Mayıs 1960’ta yani darbeden bir gün önce yayımlanmış. Romanla birlikte, Halide Edib’in tefrikasına başlanacak romanı için derginin ilk sayısına verdiği bir mülakat da ortaya çıktı. Halide Edib, bu mülakatta “Büyük Gazete için imkan hasıl olursa küçük hatıralar yazacağım. Bunlar daha ziyade Dr. Adnan’a ait olacak” diyor. Ancak derginin ileriki sayılarında bu anılar yayımlanmıyor. Bu durum dünya görüşü itibariyle 27 Mayıs darbecilerinin tam zıddında olan Halide Edib’in darbe ortamında anılarını yazmaktan vaz mı geçtiği veya yayımlanmasından çekince mi duyulduğu sorularını akla getiriyor.

Halide Edib Adıvar’ın akademik çevrelerde varlığı bilinen ancak ortaya çıkartılamamış olması nedeniyle yayımlanamayan “İstanbul’da bir yabancı” adlı romanı, altmış-iki yıl sonra bulunarak kitaplaştırıldı.

Edebiyat akademisyeni Erol Gökşen, Halide Edib’in kayıp romanını 1960’ta on-iki bölüm halinde tefrika edildiği “Büyük Gazete” adlı haftalık bir dergide buldu.

Tefrika halinde yayımlanan romanın ilk bölümü 10 Mart 1960’ta, son bölümü ise 26 Mayıs 1960’ta yani 27 Mayıs 1960 darbesinden bir gün önce yayımlanmış.

Can Yayınları tarafından yayımlanan mini roman, Halide Edib’in başka eserlerinde de üzerinde durduğu Batılılaşmanın şekli boyutuyla ilgili eleştirileri ve “İstanbullu olmak” tartışmasını işliyor.

Eseri 1960’ta ilk yayımlayan Büyük Gazete Dergisi de, “Batılılaşmanın bir aile içindeki tahlili” diye takdim etmiş.

Erol Gökşen kitap için yazdığı sunuş yazısında kitabı keşfetmesi üzerine yaşadığı heyecanı şöyle anlatıyor:

“Edebiyat araştırmacılarının arşiv çalışmaları sırasında şair ve yazarlara ait gazete, dergi sayfalarında bir yazı, bir şiir, bir hikâye veya roman tefrikasını keşfettikleri an yaşadıkları sevinci anlatmak için kelimeler yeterli gelmez sanıyorum. Bunu, Halide Edib’in ‘İstanbul’da Bir Yabancı’ adlı romanıyla yaşadığımı söylemeliyim.”

Halide Edib’in eşiyle ilgili anıları 27 Mayıs nedeniyle yazmadı ya da yazamadı mı?

Kitabın sonunda, romanın tefrikasının ilk bölümünün yayımlandığı ve aynı zamanda Büyük Gazete’nin de birinci sayısı olan 10 Mart 1960 tarihli nüshada Halide Edib’le yapılmış bir mülakat da yer alıyor.

Halide Edib, bu mülakatta 1955’te vefat eden eşi Adnan Adıvar’la ilgili olarak “Büyük Gazete için imkan hasıl olursa küçük hatıralar yazacağım. Bunlar daha ziyade Dr. Adnan’a ait olacak” diyor.

Ancak Büyük Gazete’nin daha sonraki sayılarında Halide Edib’in bahsettiği bu anılar yayımlanmıyor.

Bu durum Halide Edib’in 27 Mayıs darbesinden sonra Dr. Adnan Adıvar’la ilgili anılarını yazmamış veya dergi tarafından yayımlanmamış olabileceği şüphesini de akla getiriyor.

Halide Edib, 1960 yılında Koska’daki evinin çalışma odasında, Büyük Gazete’yi çıkaran isimlerden Faiz Turhan’la mülakat esnasında.

Dergiyi çıkaran isimlerden Faiz Turhan’ın Halide Edib’le mülakatını anlattığı yazısında şu bölümler yer alıyor:

“’Ben hızlı, süratli yaşadım’ diyor. ‘Yalnız şunu da söyleyeyim, hiçbir zaman siyasetten hoşlanmadım, siyasetçi olmadım. Kuva-yı Milliye’ye iştirakim, sadece vatan bütünlüğüne kastetmiş düşmanı topraklarından def etmek için çırpınan, dövüşen ve ölen vatandaşlarımın hareketleri kadar normal bir keyfiyetti.

(…)

Konuşmamız bir an, vatanın kurtuluşundan sonra, merhum eşi Dr. Adnan Adıvar’la birlikte yurtdışında geçen vatan özlemiyle dolu günler[ine] geliyor. Bunların da ayrı hikayesi var.

Öğrenebilmek için ‘Gandhi’ diyorum.

‘Evet’ diyor, ‘bana göre 13.asırda Mevlana neyse bu asırda da Gandhi odur. Hindistan benim Türkiye’den sonra en çok tanınıp sevildiğim memlekettir. Hindistan’da Gandhi’nin şahsi misafiri oldum. Onlar beni her zaman arayıp sordular. Hala Hindistan’dan mektup alırım.’

‘Camia-yı Miliye-yi İslamiye’de -bu Delhi’deki üniversitenin adıdır- ders verdiniz değil mi?’

‘Evet’ diyor.

(…)

‘Eserlerini en çok beğendiğiniz kimdir?’

‘Pek tabii’ diyor, ‘ben klasik olarak W. Shakespeare’e bağlıyım.’

‘Bizde Servet-i Fünun edebiyatçılarından?’

‘Halid Ziya Bey’i. Mai ve Siyah mühimdir.’

‘Bugünkü nesilden?’

‘Yaşar Kemal, Orhan Kemal ve Samim Kocagöz. Bu sonuncunun üniversite hayatına ait gayet realist bir romanı vardır. Benim de içinde yaşadığım bir hayatı çok güzel bir şekilde yazmıştır.”

(…)

Kıymetli romancımızı daha çok yormamak için kendisinden müsaade rica ediyorum. Bana birinci sayımızdan itibaren yayınlayacağımız eseri İstanbul’da Bir Yabancı’yı teslim ederken ‘Bundan sonra’ diyor, ‘Büyük Gazete için imkan hasıl olursa küçük hatıralar yazacağım. Bunlar daha ziyade Dr. Adnan’a ait olacak.’

İçim huzur dolu, dünün, bugünün ve yarının büyük fikir insanı ve romancısı Halide Edib’in elini öperek kendisine sağlık temenni ediyorum.”

- Advertisment -