Diyarbakır’da ortadan kaybolmasından 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili soruşturmada tutuklanan ve itiraflarda bulunan şüpheli Nevzat Bahtiyar’ın savcılık ifadesi ortaya çıktı.
Nevzat Bahtiyar, savcılıktaki ifadesinde şunları söyledi:
“İkametime 100 metre mesafedeki Arif Güran’a ait ikametin bahçesinden Salim Güran seslendi. Benimle işinin olduğunu, aracıyla geleceğini, hazırlanmam gerektiğini söyledi. Ağaç sulamayı bırakarak, bekledim. Birkaç dakika sonrası geldi. ‘Arabana bin ve beni takip et’ dedi. Oğluma ait araçla takibe başladım. 50 metre uzaklıkta mezarlığa giden yolda durduk. Güran’ın sağ ön camını açması üzerine ön koltukta, çocuğun sarılı olduğu battaniyeyi gördüm. Güran’ın araçtan inmesi üzerinde ben de indim. Battaniyeyi göstererek, ‘Arif’in kızını öldürdüm’ dedi. Eğertutmaz Deresi’ni göstererek, ‘Sen cesedi alıp yok edeceksin. Yoksa seni ve aileni öldürürüm’ diye tehdit eti. Güran’ın akrabası ve çevresiyle maddi olarak güçlü olduğundan bana ve aileme zarar vereceği korkusuyla kabul etmek zorunda kaldım.
“Narin’in cesedini aracımın arka koltuğunun paspaslarına bıraktık. Güran, cesedin sarılı olduğu battaniyeyi aracının sağ yolcu koltuğuna bıraktı. Battaniye bejdi. Aracımla geri geri ikametime yanaştım. İnerek, hızlı şekilde ikametimin avlusunda, inşaat malzemeleri bulunan çuvalı boşaltarak getirdim. Aracımın içerisinde, Narin’in başı aşağıda olacak şekilde, çantası ve terlikleriyle yerleştirdim. Eğertutmaz deresine hareket ettim. Dereye yakın bir ağacın altına park ettim. Çuvalın ağzını kapatmak istedim. Narin’in omzuna asılı çantasının kemerini söküp çuvalı bağladım. Dere kenarında doğal boşluğa cesedi bırakarak, üzerini üç adet taşla kamufle ettim. Ceset suyun içerisine girmiş oldu.
“Salim Güran’ın Yüksel Güran ile amcasının eşi M. ile ilişkisinin olduğu konuşuluyordu. Benim tahminim, Güran’ın iki kadından biriyle yaşadığı cinsel ilişkiyi Narin’in görmesi üzerine, çocuğun bu hususu anlatması durumunda toplumda dışlanacağı, itibarsızlaşacağı ve aile içerisinde problemler yaşayacağından dolayı onu öldürmek istemiş olabilir. Güran’ın yeğeni Uğurcan’ın düğünü olacağından ailenin erkek bireyleri davetiye dağıtmak üzere mahalle dışına çıktıklarından böyle bir ilişki yaşamak için Tavşantepe’de kalmış olabilir. Zaten beni çağırdığı nokta Arif Güran’ın ahırının yanıydı. Ahırda cinsel ilişki yaşanmış olabilir. Kuran kursunda dönen Narin’in ahırda bir şeyler görmüş olabileceğini düşünüyorum.”
Nevzat Bahtiyar.
İkinci tanık ortaya çıktı
Diyarbakır’da öldürülen 8 yaşındaki Narin Güran ile ilgili gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Cinayete ilişkin ikinci tanık ortaya çıkarken, dikkat çeken bir telefon trafiği gündeme geldi.
Soruşturmada ifadesi alınan ikinci tanık amcanın olay günü tarlada olduğu iddiasını yalanladı ve “Olay günü Narin’in evinin orada gördüm” dedi.
Narin cinayetinde amcanın ifadelerini yalanlayan ikinci tanığın ifadesi ortaya çıktı. Amca Salim Güran, jandarmadaki ifadesinde Narin’in kaybolduğu gün 18:50’de tarlada olduğunu iddia etmişti. Ancak ikinci tanık amcayı 18:30- 19:00 saatlerinde çocuğun evinin orada gördüğünü söyledi.
Narin’in gözaltına alınmayan amcası: “Katil kardeşim Salim Güran da olsa cezasını çeksin”
Narin’in gözaltına alınmayan amcası Erhan Güran, CNN Türk’e yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“İtirafçı Nevzat Bahtiyar bizim komşumuzdu, aramalara katıldı. Sanki Nevzat Bey bu köyde oturmuyormuş gibi, evi uzaktaymış gibi konuşuyor. Narin onları tanıyordu, bize gidip geliyordu. Onlar Narin’i çağırsalar zaten evlerine giderdi. Narin’in evi de Nevzat Bahtiyar’ın evi de belli… Değerlendirmeyi uzmanlara bırakalım.
“Benim devletimden hiçbir zaman şüphem olmadı. Adalet eninde sonunda tecelli olacak. Kim olursa olsun, bu caninin cezalandırılıp, cezasını çektikten sonra az biraz yüreğimizin soğumasını istiyoruz. Katil, kardeşim Salim Güran da olsa cezasını çeksin. Benim ailem söz konusu. Ben ailemden kuşkulanmıyorum ama özellikle bunu da söylüyorum: Ben devletime güveniyorum, gösterdikleri özveriyi görüyorum. Bu işi yapan kim olursa olsun onu bu dünyadan yok edin. Ben bunu istiyorum.
“Narin annesinden Kur’an kursundan çıktıktan sonra amcasının çocuklarının yanına gitmek için izin istemişti. Anne de ona izin veriyor.
“Nevzat Bahtiyar ile hiçbir sıkıntımız yoktu. Olaydan sonra geldi camide yanıma oturdu. Bana Salim’i savunuyordu. Kendince kafasında planını kurdu. İfadeye gittiğini, Salim’in üzerinde durduklarını söyledi. İfadesinde Salim’i savunduğunu söylediğini bana aktardı.
“Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar arasında hiçbir sorun yoktu, hergün kahvede beraberlerdi.
“Biz 9 kardeşiz, hiçbir kardeş arasında husumet yok. Biz Salim Güran’ı vekil olarak tayin ettik. Bütün arazilerimize, işlerimize o bakıyor. Biz ona teslim ettik. Ben Milli Eğitim’de çalışıyorum mesela, hepimiz çalışıyoruz… O köy işlerine bakıyordu.
“Köy halkı bir şey bilmiyor. Bilmedikleri için konuşmuyor. Biz herkesi nasıl susturacağız. Herkes işinde gücünde.
“(Salim Güran, Antalya’da 5 kez kimi aradı?) Salim Güran’ın Antalya’da 5 kez arayıp konuşabildiği kişiye ilişkin bilgim yok. Arkadaşı olabilir. Bir de amcamızın oğlu var. Bir de üvey kardeşimizin dayısı var.”
Erhan Güran.
Narin’in ağabeyi: “Amcam babam gibi”
Narin’in gözaltına alınmayan tek ağabeyi Baran Güran da Milliyet’ten Çiğdem Yılmaz’a şunları söyledi:
“Amcam Salim Güran benim babam gibidir, babamdan farkı yok. Arama gece gündüz devam ederken ben gece uyurken, amcam uyumuyordu ve ekiple gece de arama çalışmalarına katılıyordu. Diyordu ki ‘Ben kızımı getirene kadar, dünya benim üzerime yıkılsa uyumayacağım.’ Amcam bulunması için her yerin aranmasını söylüyordu. Biz çok içli dışlı bir aileyiz. Amcamdan yana gönlüm hâlâ rahat. Amcam benim canımdır, benim tırnağım kalksa amcam kendini öldürür. Amcam adliyedeyken oğluna şöyle demiş; ‘Oğlum sen dışarıdasın kafanı dik tut senin baban çıkacak. Bugün olmazsa, yarın olmazsa bir gün mutlaka çıkacak. Milletin içinde dik dur, kimseye karışma.’
“Diyorlar ki ‘Amca ve anne arasında bir şey var ve bu durumu Narin gördü.’ Benim erkek kardeşim 16.30’a kadar evdeymiş ve annem yengemle birlikte evdeymiş. Annem buna nasıl cesaret etsin? O saatlerde kardeşim evde, diğer kardeşim Enes evin çevresinde. Böyle bir şeye kim cesaret eder? Böyle bir şey olmuş olsaydı anneme ilk tepkiyi ben verirdim, alıp kolundan tutar karakolun önüne atardım.”
“Enes ile ilgili bir sürü şey söylendi. Oysa, evde Narin’e en düşkün olan Enes’ti. Enes, Narin’i küçükken hep ayağında sallıyordu. Tek kız kardeşimiz olduğu için Enes dışında evdeki herkes de Narin’e ayrı bir düşkündü. Biz 6 kardeştik en büyüğü benim, hepimiz de birbirimize çok düşkündük. Bir de Enes’in uyuşturucu içtiği iddia ediliyor. Eğer böyle bir şey varsa testlerde çıkmaz mı? Neden bir test yapılmadı? Yapılsaydı bu çok rahat anlaşılırdı. Kolundaki ısırık izi de çok fazla gündeme geldi. Bunun nedeni Narin’in kaybolduğuna duyduğu öfke ve acıdan, kolunu ısırmış ama daha önce kolunu falan ısırdığı hiç olmamıştı. Ben de geçen öfkeden kafa vurdum bu bir tepkiydi.
“Bu aile eskiden beri ağadır. Herkes bizi ağa olarak biliyor. Köklü olduğumuz için eleştiriliyoruz. Köklü bir aile olmanın nesi kötü. Bize ‘Mala Bag/ağa’ deniliyor. Biz cani bir aile olsaydık, burada güçsüz o kadar aile var, onların arazilerine de konardık. Zengin olduğumuz iddia ediliyor öyle zengin bir aile falan da değiliz. Arazilerimiz var tarımla uğraşıyoruz o kadar. Babamın arabası FIAT, muhtar olan amcamın arabası yok, DNA içinde bulunduğu söylenen araba ailenin araziye gittiği araç, ailede herkes kullanıyor.”
“Bir kişi yüzünden ailenin karalanmasını dış güçler ve yerli uzantılarına bağlamaktayız”
Narin’in annesi ve babasının da aralarında olduğu 22 şüphelinin savcılık sorguları devam ederken Güran ailesi adına bir basın açıklaması metni paylaşıldı. Güran ailesi adına yapılan açıklama şöyle:
“Aziz milletimize; 21 Ağustos günü kızımız Narin Güran’ın kaybolması nedeniyle günlerce ülke gündemini meşgul ettiğimizden dolayı Güran ailesi olarak üzüntülerimizi bildirmek istiyoruz.
Devletimizin tüm birimleri bu süreçte tüm imkânlarıyla olayın çözümü için seferber olmuştur. Gerçeklerin gün yüzüne çıkması için uğraşmaya da devam etmektedir. Kızımızın cansız bedeni nasıl bulunduysa olayı çözeceğine, kızımız Narinin fail veya faillerini bulacağına, bulunacak fail veya faillerinde en ağır ceza ile tecziye edileceğinden hiç şüphemiz yoktur.
Yalnız bu süreçte aile fertleri olarak acı ve keder içerisindeyken görsel ve yazılı medya da merhume kızımız Narin suiistimal edilerek gerek Güran ailesine gerekse de şu an şüpheli olarak tutulan aile fertlerinin kişilik haklarına acımasız saldırılar ve iftiralar ile mesnetsiz ithamlar da bulunulduğu medyayı izleyen dostlarımız tarafından bizlere bildirilmektedir.
Ayrıca ilgi ve alakası olmadığı halde bu olay nedeniyle Kuran kurslarına ve Yüce dinimize saldırılar yapılmaktadır.
Diyarbekirimiz de asırlarca yaşamını sürdüren kimi zamanda yöneticiliğini yapmış Gevranizade ailesinin fertleriyiz. Ülkemizin değişik coğrafyasında binlerce Güran ailesi ve yeğenleri yaşamaktadırlar, büyük ekseriyetiyle de vatanına ve milletine bağlı fertlerdirler.
Aile fertlerimizin kendi kızlarımızı öldürmelerini tahayyül edemiyoruz, ancak böyle bir durum varsa bile bir kişi yüzünden koca bir ailenin karalanmasını bir takım dış güçler ve onların yerli uzantılarına bağlamaktayız. Aile fertlerimizin bir kısmının yaşadığı Tavşantepe Mahallesinin stratejik ve coğrafi konumu da ayrı bir etkendir.
Devletimize bağlı tüm güçlerin bu oyuna gelmemelerini istirham ederiz. Maalesef bazı muhafazakâr yazarlar dahi hiç inceleme yapmadan aileyi vatan düşmanlığı ile itham etmektedirler.
Sadece ailenin çok küçük bir kısmının yaşadığı, olayın vuku bulduğu Tavşantepe Mahallesinde yapılan seçim sonuçlarını tetkik ederlerse bu beyanları nedeniyle mahcup olacaklardır. Seçim neticeleri de ailenin iddia edildiği gibi diktatör olmadığının en büyük ispatıdır.
Şu an olayın sıcaklığı devam etmekte olup, olaylar açığa çıktığında fail veya failler bulunduğunda iftiralar atarak kişilik haklarımıza saldırılar yapan kişi ve kişiler hakkında yasal işlem yapılacaktır. Maddi ve manevi tazminat haklarımızı mahfuz tutmaktayız.
Bu süreçte hakikatin tezahürü için uğraşan tüm devlet büyüklerimize, bunca baskılara rağmen bizim suçsuzluğumuza inanarak bizden desteklerini esirgemeyen dostlarımıza teşekkürü bir borç biliriz.
Ülkemizde ki tüm siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının acımızdan siyasi malzeme yapmamasını da mahkemenin neticesini beklemelerini istirham ederiz.
Devlet yetkilileri dışında yapılan hiçbir açıklamaya da itibar edilmemesini önemle arz ederiz.”
“Aziz milletimize;
21 Ağustos günü kızımız Narin Güran’ın kaybolması nedeniyle günlerce ülke gündemini meşgul ettiğimizden dolayı Güran ailesi olarak üzüntülerimizi bildirmek istiyoruz.
Devletimizin tüm birimleri bu süreçte tüm imkânlarıyla olayın çözümü için seferber olmuştur. Gerçeklerin gün yüzüne çıkması için uğraşmaya da devam etmektedir. Kızımızın cansız bedeni nasıl bulunduysa olayı çözeceğine, kızımız Narinin fail veya faillerini bulacağına, bulunacak fail veya faillerinde en ağır ceza ile tecziye edileceğinden hiç şüphemiz yoktur.
Yalnız bu süreçte aile fertleri olarak acı ve keder içerisindeyken görsel ve yazılı medya da merhume kızımız Narin suiistimal edilerek gerek Güran ailesine gerekse de şu an şüpheli olarak tutulan aile fertlerinin kişilik haklarına acımasız saldırılar ve iftiralar ile mesnetsiz ithamlar da bulunulduğu medyayı izleyen dostlarımız tarafından bizlere bildirilmektedir.
Ayrıca ilgi ve alakası olmadığı halde bu olay nedeniyle Kuran kurslarına ve Yüce dinimize saldırılar yapılmaktadır.
Diyarbekirimiz de asırlarca yaşamını sürdüren kimi zamanda yöneticiliğini yapmış Gevranizade ailesinin fertleriyiz. Ülkemizin değişik coğrafyasında binlerce Güran ailesi ve yeğenleri yaşamaktadırlar, büyük ekseriyetiyle de vatanına ve milletine bağlı fertlerdirler.
Aile fertlerimizin kendi kızlarımızı öldürmelerini tahayyül edemiyoruz, ancak böyle bir durum varsa bile bir kişi yüzünden koca bir ailenin karalanmasını bir takım dış güçler ve onların yerli uzantılarına bağlamaktayız. Aile fertlerimizin bir kısmının yaşadığı Tavşantepe Mahallesinin stratejik ve coğrafi konumu da ayrı bir etkendir.
Devletimize bağlı tüm güçlerin bu oyuna gelmemelerini istirham ederiz. Maalesef bazı muhafazakar yazarlar dahi hiç inceleme yapmadan aileyi vatan düşmanlığı ile itham etmektedirler.
Sadece ailenin çok küçük bir kısmının yaşadığı, olayın vuku bulduğu Tavşantepe Mahallesinde yapılan seçim sonuçlarını tetkik ederlerse bu beyanları nedeniyle mahcup olacaklardır. Seçim neticeleri de ailenin iddia edildiği gibi diktatör olmadığının en büyük ispatıdır.
Şu an olayın sıcaklığı devam etmekte olup, olaylar açığa çıktığında fail veya failler bulunduğunda iftiralar atarak kişilik haklarımıza saldırılar yapan kişi ve kişiler hakkında yasal işlem yapılacaktır. Maddi ve manevi tazminat haklarımızı mahfuz tutmaktayız.
Bu süreçte hakikatin tezahürü için uğraşan tüm devlet büyüklerimize, bunca baskılara rağmen bizim suçsuzluğumuza inanarak bizden desteklerini esirgemeyen dostlarımıza teşekkürü bir borç biliriz.
Ülkemizde ki tüm siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının acımızdan siyasi malzeme yapmamasını da mahkemenin neticesini beklemelerini istirham ederiz.
Devlet yetkilileri dışında yapılan hiçbir açıklamaya da itibar edilmemesini önemle arz ederiz.”
Bakanlar ziyaret etti
Öte yandan dün (11 Eylül) İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Diyarbakır’a giderek Narin’in mezarını ziyaret etti.