Ana SayfaManşetODTÜ ve Boğaziçi, ABD üniversitelerindeki Filistin gösterilerinde yaşanan polis şiddetini kınadı, kampüslerde...

ODTÜ ve Boğaziçi, ABD üniversitelerindeki Filistin gösterilerinde yaşanan polis şiddetini kınadı, kampüslerde ifade özgürlüğü istedi: “Biraz da rektörü olduğu üniversite için endişelenir umarım…”

ODTÜ resmi hesabı ve Boğaziçi rektörü Naci İnci, ABD’deki üniversitelerde kampüslere polisin girmesi ve öğrencilere uyguladığı şiddeti kınayan mesajlar yayınladı. Ancak son yıllarda ODTÜ ve Boğaziçi’nde yaşananlar, paylaşılan mesajlarla pek uyumlu görünmüyor. Videolar ve fotoğraflar farklı bir hikaye anlatıyor.

ODTÜ resmi hesabından 25 Nisan günü paylaşılan ve “yoketmek” gibi bir yazım yanlışını da ihtiva eden tweet’te, “Üniversite öğrencilerinin gösterdiği barışçıl tepkiye karşı gösterilen orantısız tepkiyi temel insan hakları ve akademik özgürlüğe vurulmuş bir darbe olarak kabul ediyor ve şiddetle kınıyoruz” mesajı paylaşıldı. Tweet’in altına gelen yorumlarda, ODTÜ’de son yıllarda ‘normal’ haline gelen, polisin kampüse girdiği ve öğrencileri yerlerde sürüklediği anlar hatırlatıldı. Bunun üzerine tweet silindi, 26 Nisan sabahı, yorumlara kapalı biçimde tekrar atıldı.

Boğaziçi rektörü Naci İnci’yse İngilizce attığı yorumlara kapalı tweet’te, “Bu endişe verici olay, akademik özgürlükle ilgili ciddi kaygılara yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda saygın akademik kurumların itibarına da gölge düşürüyor” dedi.

Mezkûr paylaşımlar, bizi biraz hafıza tazelemeye itiyor.

ODTÜ

10 Mayıs 2019’da kampüs içinde yapılacak LGBT yürüyüşünü engellemek için ODTÜ’ye 100’den fazla polis girmiş, kampüsü ablukaya almış, öğrencileri ve akademisyenleri dövüp yerlerde sürüklemişti.

Çok sayıda polisin yalnızca bir öğrenciyi tuttuğu ve bir polisin de acımasızca öğrenciyi yumrukladığı anlar o dönem en çok paylaşılan videolardan olmuştu.

Bir diğer videoda kafasına şiddetle bastırılan araştırma görevlisi görülüyor.

Yine 2019 yılında ODTÜ’de “Kavaklık” olarak bilinen ağaçlık alanın kesilmesine karşı yapılan protestolarda da okula polisler girmiş ve ‘istenmeyen’ birçok hadise vuku bulmuştu.

2023 Haziran’da da polis müdahalesi ODTÜ’nün gündemindeydi. Yine LGBT yürüyüşü ‘vesilesiyle’ polisin girdiği okulda çok gözaltı oldu, göz yaşartıcı bomba kullanıldı, öğrenciler polis şiddetine maruz kaldı.

Boğaziçi

Örnekleri rahatça çoğaltılabilecek ODTÜ gibi Boğaziçililer de polisin ‘orantısız’ şiddetine muhatap olmaktan kaçamadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 Ocak 2021 yılında yayınladığı kararname ile Melih Bulu’yu, Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atadı. 80 Darbesi’nden bu yana Boğaziçili olmayan tek rektör olması sebebiyle 4 Ocak 2021’de “Boğaziçi Direnişi” başladı. Protestolarda Melih Bulu’nun Ak Parti’den daha önce milletvekili aday adayı olmasının da etkisi vardı. Eylemlerin ilk gününden itibaren polis müdahalede bulundu. Tepki olarak, 5 Ocak 2021 tarihinde akademisyenler cübbelerini giyip rektörlük binasına sırtlarını döndü. Bu sırt çevirme eyleminin hala devam ettiğini belirtmekte yarar var. Eylemlerin akabinde Boğaziçi Üniversitesi’nin kapısında çekilen görüntünün, Columbia Üniversitesi’ndeki Filistin protestolarından sonra, bir muadilini görebilmek de mümkün.

Boğaziçi ve Columbia kapısı

Melih Bulu döneminde yaşanan polis şiddetini ve üniversite özerkliğine vurulan darbeyi kınamak için, aralarında Filistin dayanışmasına verdiği destekten ötürü gözaltına alınan Emory Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı Noëlle McAfee, ünlü düşünürler Judith Butler ve Noam Chomsky’nin de bulunduğu 3371 akademisyen ve mütefekkir “Boğaziçi’ne destek” bildirgesini imzaladı.

15 Temmuz 2021 tarihinde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yayınladığı bir kararnameyle Melih Bulu’yu görevden aldı ve yerine Naci İnci’yi atadı. Naci İnci döneminde de eylemler bir süre boyunca durulmadı. Hocaların %95’i Naci İnci’ye güvenoyu vermemişti. Olaylarda toplam yaklaşık 550 gözaltı ve 10 tutuklama yaşandı. Naci İnci öğrencilerin yaptıklarına “vandallık” demiş, bazı öğrencileri de “DHKP-C iltisaklı olmakla” itham etmişti. Ayrıca 2023’te değiştirilen yurt yönetmeliğinde “protesto ya da mitinge katılmak, sosyal medya paylaşımı yapmak” yurttan atılma gerekçesi haline getirilmişti.

Bahsi geçen kınama tweet’lerinin ardından sosyal medyada, ODTÜ ve Boğaziçi’ndeki protestolarda yaşananlar hatırlatılarak tepki gösterildi.

- Advertisment -