Ana SayfaHaberlerPKK’nın fesih kararına müttefiki MLKP’den tepki: “Kürdistan ve Türkiye işçi sınıfını, ezilenleri savaşmaya çağırıyoruz”

PKK’nın fesih kararına müttefiki MLKP’den tepki: “Kürdistan ve Türkiye işçi sınıfını, ezilenleri savaşmaya çağırıyoruz”

PKK’nın fesih kararına, müttefiki örgüt MLKP’den (Marksist-Leninist Komünist Parti) sert tepki geldi: “Temel hakları kapsamayan yazısız bir anlaşmayla silahlı mücadeleye son verilmesi; silahların resmen teslimi adil ve demokratik olmayan bir barışın kabulüdür. Sömürgeci barış gidişini durdurmak devrimci partilerin güncel görevidir. Ezilenler, namluların karşısında çıplak yumruklarıyla dövüşmeye mahkum edildikçe devrim imkansızdır. Kürdistan ve Türkiye işçi sınıfını, ezilenleri yasal-yasadışı, barışçı-kitle şiddetine dayalı, silahlı-silahsız tüm araç ve biçimlerle yürütülen mücadeleye omuz vermeye; bu doğrultuda birleşmeye, örgütlenmeye, savaşmaya çağırıyoruz.”

PKK’nın fesih kararını, müttefiklerinden MLKP (Marksist-Leninist Komünist Parti) tepkiyle karşıladı.

68 hareketinin önderlerinden İbrahim Kaypakkaya liderliğindeki TKP-ML’nin 12 Eylül öncesindeki devamcılarından TKP-ML Hareketi ile 12 Mart sonrası kurulan Halkın Yolu kadroları tarafından 1994 yılında kuruluşu ilan edilen MLKP, 2016’da PKK’nın öncülüğünde “Halkların Birleşik Devrim Hareketi”ni (HBDH) meydana getiren 10örgüt arasındaydı.

İbrahim Kaypakkaya.

HBDH’yi ilan etmişlerdi

Mart 2016’da PKK ve MLKP’nin de aralarında olduğu 11 silahlı örgüt, HBDH’yi oluşturduklarını açıklamıştı. PKK yöneticilerinden Duran Kalkan, HBDH’ninkuruluşunu şu sözlerle duyurmuştu:

“Bugün burada faşizmi kahredecek, halklarımız için ise yeni bir umut ışığı olacak bir bilgiyi paylaşmak üzere toplanmış bulunuyoruz. Aralık ayından bu yana gerilla alanlarında yürütülen tartışmaların güç ve eylem birliği temelinde bir birlikle sonuçlandı.”

MLKP’nin aynı zamanda Rojava’da da SDG içinde mensupları bulunuyor.

HBDH’nin ilanı.

MLKP’nin partisi DEM bileşenlerinden

MLKP, 2010 yılında Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) adıyla legal parti de kurdu. ESP,HDP’nin ve devamında DEM Parti’nin kuruluşundan itibaren bileşen partileri arasında da yer alıyor.

ESP’nin kurucu genel başkanı olan Figen Yüksekdağ, 2014-2017 yılları arasında Selahattin Demirtaş’la birlikte HDP Eş Genel Başkanlığını yürütmüştü.

Figen Yüksekdağ, ESP’nin Eylül 2016’daki 3. Olağan Kongresi’nde konuşuyor.

“Adil ve demokratik olmayan bir barışın kabulü

MLKP, PKK’nın kendini fesih kararı hakkında şu açıklamayı yayımladı:

“15 Ağustos 1984’ten günümüze inkarcı sömürgeciliğe ve faşizme karşı gerilla savaşının odağında durduğu büyük bir mücadele yürüten; 40 bin şehit yoldaşta ifade bulan en yüksek fedakarlık çizgisinde Kürt halkının ulusal özgürlük ve birlik hakkı yolunda önemli gelişmeler sağlayan; 1990-1991’de dünya ölçeğindeki patlak veren tasfiyeci çözülmeye direnişin öncü kuvvetlerinden biri olan; 2012’de Rojava devrimine önderlik eden PKK, 12. Kongresini toplayarak kendini feshetme ve silahlı mücadeleye son verme kararı aldı. Kongre, PKK güçlerinin politik mücadeleye silahsız ve yasal örgüt ve mücadele biçimleriyle devam edeceğini, yeni strateji ve çizgiye tam bir güven duyduğunu, süreci bundan sonra hareketin önderliğinin yürüteceğini açıkladı.

Kongrenin aldığı stratejik nitelikteki tayin edici iki karar ve benimsediği kimi tezlere dair düşüncelerini, Kürdistan ve Türkiye halklarıyla; Arap, Fars ve Azeri halklarından bölge devrimcileri başta olmak üzere, tüm dünyadaki komünist, devrimci, antifaşist parti ve örgütlerle paylaşmayı devrimci sorumluluğu olarak gören partimiz, PKK 12. Kongre kararlarına dair değerlendirmesinde şu sonuçlara ulaştı:

1) Anadilde eğitim, ulusal özerklik gibi temel ulusal demokratik hakları; savaş esirlerinin koşulsuz serbest bırakılması; önşart olmaksızın tüm gerilla gücünün ve politik sürgünlerin Kuzey Kürdistan’a dönüşü gibi temel hakları kapsamayan yazısız bir anlaşmayla silahlı mücadeleye ve özgür örgütlenmeye son verilmesi; silahların şu veya bu muhataba resmen teslimi adil ve demokratik olmayan bir barışın kabulüdür.

Sömürgecinin teslimiyet ruh hali örgütleme politikasına alan açmak

2) Faşist şeflik rejiminin yapması beklenen kimi yasal değişikliklerin kolektif ulusal demokratik hakları kilit altında tutmaya dayanması dışında; faşist sömürgeci insanlık suçlarının açıklamasını ve suçluların hesap vermesini kapsamadığı; buna karşın gerillayı tek tek bireyler ve suç işlemiş kişiler olarak sömürgeci yargı sürecinden geçirme üzerine kurulu olduğu görülmektedir. Bu, faşist sömürgeci düşmanın teslimiyet ruh hali ve pratiği örgütlemeye dönük politikasına alan açmaktır.

“Yeni stratejik hat tasfiyeci ve reformist

3) ‘Silahlı mücadele, yasadışı parti araç ve yöntemleri geçerliliklerini kaybetmiştir; sömürgeci boyunduruk devrimci yoldan yıkılamaz; inkarcı sömürgeciliğin çizdiği sınırlar dışında yürütülecek mücadeleyle sonuç alınamaz’ tezleri ve inancı üzerine kurulu yeni stratejik hat tasfiyeci ve reformisttir.

“Sömürgeciliği egemen ulus hükümetlerinin politikasına indirgeme”

4) Sömürgeciliği dönüştürmek, kaleyi içten fethetmek iddiasına dayalı aynı tez meselenin iktisadi özünü atlayıp, sömürgeciliği egemen ulus burjuvazisinin veya hükümetlerinin politikasına indirgediği için reformizme mahkumiyeti koşullamaktadır.

“’İnkarın Özal döneminden itibaren çözüldüğü’, reformist çizginin teorize edilmesidir

5) ‘Reel sosyalist etki’, ‘inkarın Özal döneminden itibaren çözüldüğü’, örgütsel-ideolojik ‘anlamsızlık ve kendini tekrar’ gibi tezler reformist yeni strateji ve çizginin teorize edilmesinin ifadesidir.

Sovyet Cumhuriyetler Birliği kazanımıinkar

6) ‘Ulus devlet sosyalizmine karşı demokratik toplum sosyalizmi’ tezi, devrimin gereksizliği düşüncesi üzerine kurulu reformist çizgiye ideolojik cephanelik sağlama amaçlı; sosyalizmi sınıflar gerçeğinden koparan; Ekim devriminin eseri olan ulusların tam hak eşitliği temelindeki Sovyet Cumhuriyetler Birliği kazanımının inkar ve reddine dayalı reformist bir nitelik taşımaktadır.

“Partimiz ittifak görüş açısını korumaktadır

7) 12. Kongrenin, yasal, barışçıl zeminde örgütlenecek ulusal demokratik güçlerin kararlı bir politik mücadeleye seferber edileceği açıklamalarının öznel içtenliğinden tereddüt duymayan; yasal, fiili meşru zeminde bir halk dinamizminin geliştirileceği görüşü taşıyan partimiz yeni yapılanmayla, ulusal demokratik ve genel demokratik hak ve özgürlükler zemininde ittifak görüş açısını korumaktadır, böyle bir hatta hareket edecektir.

Sömürgeci barış gidişini durdurmak devrimci partilerin güncel görevidir

8) Sömürgeci barış gidişini durdurmak; faşist şeflik rejiminin durumu kendisini tahkim etme imkanına dönüştürmesini önlemek, adil ve demokratik bir Türk-Kürt ulusal barışı talebiyle mücadeleyi yükseltmek Türkiye ve Kuzey Kürdistan devrimci ve antişovenistantifaşist partilerinin, gruplarının güncel görevidir. Bu kapsamda, devrimci ve antişovenist-antifaşist partileri, grupları; Kürt ve Türk halklarından, Arap, Çerkes, Ermeni, Rum, Boşnak, Pomak, Süryani, Keldani, Arnavut, Roman, Laz, Gürcü ve Azeri ulusal topluluklarından, Alevi ve Ezîdî inanışlarından işçileri, kadınları, gençleri, yoksulları, emekçileri, LGBTİ+’ları, sanatçıları, aydınları, Kürt ulusunun varlığının ve anadilde eğitim hakkının resmen tanınması, Abdullah Öcalan’ın ve tüm savaş esirlerinin, devrimci, antifaşist politik tutsakların serbest bırakılması; koşulsuz ateşkes ilan edilmesi; terörle mücadele kanunu adlı faşist yasanın iptali; jitem, özel tim, koruculuk gibi faşist sömürgeci kirli savaş örgütlerinin dağıtılması; faşist devlet güçlerince kaybedilen devrimcilerin, yurtseverlerin, demokratların gömüldükleri yerlerin açıklanması; Rojava ve Başûr işgallerine derhal son verilmesi için mücadeleyi yükseltmeye davet ediyoruz.

“Ezilenler; namluların, tankların, topların karşısında çıplak yumruklarıyla dövüşmeye mahkum edildikçe devrim imkansızdır”

9) İşçi sınıfı ve ezilenlerin kurtuluşu, kadınların özgürlüğü, halkların eşitliği için devrim dışında bir yol yoktur! Silah ve şiddet tekeli emperyalist ve işbirlikçi burjuvazinin emrindeki devletlerin, sömürgeciliğin, erkek egemen sistemin elinde oldukça; işçiler, kadınlar, ezilenler, yoksullar silahsız halde tutuldukça, namluların, tankların, topların karşısında çıplak yumruklarıyla dövüşmeye mahkum edildikçe devrim imkansızdır. Yasal, barışçıl araç ve biçimlerle, parlamenter mücadeleyle özgürlük, adalet, kadınlara ve halklara eşitlik hedefine ulaşılamaz. Sosyalist bir toplum asla kurulamaz. Bu, işçi sınıfıyla burjuvazi; ezenlerle-ezilenler; yoksullarla-zenginler arasındaki son yüz elli yıllık mücadelenin açık, kesin sözüdür.

“Savaşmaya çağırıyoruz”

Bu gerçek temelinde, Kürdistan ve Türkiye işçi sınıfını, emekçileri, kadınları, gençleri, fakirleri, ezilenleri yasal-yasadışı, barışçı-kitle şiddetine dayalı, silahlı-silahsız tüm araç ve biçimlerle yürütülen mücadeleye omuz vermeye; bu doğrultuda birleşmeye, örgütlenmeye, savaşmaya çağırıyoruz.”

- Advertisment -