Mukesh Ambani, 1937’den 1963’e kadar Britanya kolonisi olan, günümüzde Yemen’e bağlı Aden’de doğdu.
Dhirubhai Ambani ve Kokilaben Ambani’nin, Anil, Nina ve Deepti’yle birlikte sahip olduğu 4 çocuğundan en büyüğü. Ambani’nin Yemen macerası, babasının 1958 yılında Hindistan’a dönüp kendi işini kurma fikrinden dolayı kısa sürdü. Baba Dhirubhai Ambani, köy okulu öğretmeni bir baba ve ev kadını bir annenin çocuğuydu. Dhirubhai Ambani Aden’de, benzin istasyonunda pompacı ya da kimi mağazalarda tezgahtar olarak çalışan, yoksul sayılabilecek bir insandı. Baba Ambani, erken gençlik çağlarında siyasi olarak aktif bir çocuktu. Lisede ‘Junagadh Öğrenci Birliği’ başkanı seçilmişti. Junagadh, o dönemde nevvâblar tarafından (Nevvâb=Hindistan’da, prenslik benzeri bir ünvan. Sir Roper Lethbridge, “The Golden Book of India” kitabında bu ünvanla devlet arasındaki ilişkiyi, Saksonya Kralı’yla Alman İmparatoru arasındaki ilişkiye benzetiyor.) yönetilen bir eyaletti ve bu eyaletin nevvâbları, Hindistan’la birleşmeyi reddetmişti.
15 Ağustos 1947 günü Hindistan bağımsızlığını ilan ettiğinde, insanlara Junagadh’ta evde kalmaları tembih edilmiş; tüm gösteriler yasaklanmış ve Hindsitan ulusal bayrağı yasadışı ilan edilmişti. O dönem henüz 15 yaşında olan Dhirubhai Ambani, bu kararı tanımadı ve okuldaki bütün öğrencileri Hindistan bayrağını göndere çekmeye davet etti. Bayrak yükselirken kaydadeğer bir kalabalık toplandı. Dhirubhai Ambani de bu toplanan kalabalığa heyecanlı bir konuşma yaptı. Polis, bu hadisenin ardından Ambani’yi gözaltına aldı ve birkaç saat süren sorgunun, hırpalamanın ardından, arkasında hiçbir güç olmayan, belki de ‘sıradan’ denilebilecek bir lise öğrencisi olduğunu anlayınca mütevazı pansiyon odasına gitmesi için serbest bıraktı.
Aradan geçen yılların ardından, tekstil ve baharat işi yapmak için Bombay’e (Mumbai’nin o zamanki adı) gittiğinde, cebindeki 500 rupi ve Aden’den Gucaratlı bir arkadaşının ‘oğlundan Dhirubhai’yle odasını paylaşmasını önerdiği’ bir mektup haricinde hiçbir şeyi yoktu. Dhirubhai Ambani 2002’de son nefesini verdiğinde, arkasında yaklaşık 3 milyar dolarlık bir ‘imparatorluk’ bırakmıştı. Baba Ambani, tüm bu “0’dan, tırnaklarıyla kazıyarak gelen azimli adam” hikayesinin arkasında birçok “piyasa manipülasyonu, vergi kaçırma, politikacı ‘satın alma’, ahbap çavuş ilişkileri” iddiası da bırakmıştı. Ama yine de tüm bu ‘şayialar’ ölümünün ardından 2002 yılında adına posta pulu basılmasına engel değildi. Hatta 2016 yılında, Padma Vibhushan (‘Lotus Çiçeği Nişanı’ anlamına gelebilecek madalya, Bharat Ratna’dan sonra en mühim ödül sayılabilir. Bharat Ratna ise ‘Hindistan Mücevheri’ anlamına gelen ve sahipleri arasında Hindistan’ın ilk ve en uzun süreli başbakanı Cevahirlal Nehru, 1984 yılında düzenlenen suikastın ardından hayatını kaybeden Hindistan’ın ilk ve tek kadın başbakanı Indira Gandhi ve Nelson Mandela gibi isimlerin bulunduğu, toplamda 54 kişiye taltif edilmiş, Hindistan’ın en yüksek dereceli devlet madalyası.) ile onore edilmişti. Dhirubhai Ambani öldüğünde, Mumbai sokaklarında dolanan sıradan Hintlilerin dahi yasını tuttuğu bir efsane haline gelmişti. Meydan okuduğu Gandhici rejim, 1990’lardan başlayarak, onun şevkle savunduğu türden ‘vahşi’ kapitalizme boyun eğmişti.
Mukesh Ambani ailesiyle birlikte, 1958’den 1960’ların sonuna kadar, genelde alt-orta sınıfların yaşadığı, onlarca, belki yüzlerce ailenin mesken tuttuğu küçük binalarda ikamet etti. Kardeşi Anil, kendisiyle yapılan söyleşide, yaklaşık 12 sene yaşadıkları yerle ilgili şöyle diyor: “Oradan taşındığımızda 10 yaşındaydım. Yaşadığımız yere dair net anılarım var. Bir yatak odası vardı; anneannem de dahil olmak üzere yedi kişiydik ve yüz ailenin bir tane ortak banyo ve tuvaleti vardı. Toplamda 600’ün üzerinde aile yaşıyordu. Bhuleshwar’daydı (Mumbai’de bir ‘arka mahalle’) ve 4. kattaydı”
Baba Ambani, 1960’ların sonuna doğru ilk olarak, aynı zamanda Hindistan’ın “Sıralı Milyoner Evleri” olarak da bilinen, sokakları ağaçlarla bezeli Altamount Road’da bir ev aldı ve aile oraya taşındı (Altamount Road’un resmi adı 90’larda, Hindistan’ın kolonyal geçmişini temizleme hamlelerinden biri olarak S. K. Barodawalla Marg yapıldı. Bunun en çarpıcı örneğini Bombay-Mumbai değişimi oluşturur. Ancak bu isimlerin, rikşa şoförleri ya da tezgah satıcıları gibi şehir sakinleri tarafından pek de benimsenmediğini söylemek yerinde olur.).
Mukesh Ambani, Mumbai’nin göze çarpan okullarında okudu. Hill Grange Lisesi, ardından 1869’da kurulmuş olan Katolik yüksekokulu St. Xavier’s College’da tahsil gören Mukesh, Kimya Teknolojileri Enstitüsü’nden kimya mühendisliği ünvanıyla mezun oldu. Liseyi tamamlayamamış olan babası, çocuklarının çok şımarık ve hayattan kopuk büyümesini istemediği için, Mukesh henüz 10’lu yaşlarının ortalarına bile gelmemişken gazetelere bir ilan verdi ve ilana “beklentisinin akademik olmadığını, genel kültür, hayat tecrübesi verebilecek bir öğretmen aradığını” yazdı. Birkaç kişiyle mülakat yaptıktan sonra, New Era okulundan Mahendrabhai Vyas’ı, önce sadece Mukesh ve daha sonra kardeşleriyle, günde 2-3 saat özel olarak ilgilenecek bir danışman, akıl hocası olarak istihdam etti. Vyas’ın sorumluluğu, işçi sınıfı hayatına dair saha gezileri yaptırmaktı. Beraber toplu taşımada seyahat ettiler, tren istasyonundan hatları takip edip bilet aldılar; hokey oynamayı öğrendiler. Yılda bir olmak üzere bir köye gidip 2 hafta kaldılar. Mukesh Ambani’nin daha sonra “Hayat böyle bir şeye benziyor.” diye hatırlayacağı ‘hayat’ı gözlemleme fırsatı buldular.
Ailenin iktisadi gücünün artması ve okuduğu okullar vesilesiyle Mukesh, Stanford Üniversitesi’ne işletme yüksek lisansı yapmaya gitti. Okulu bitirmesine 6 ay kala babası, Reliance’a polyester üretme lisansı alınca Mukesh okulu yarıda bırakıp Hindistan’a döndü. Reliance’ı babasından miras almış gibi hissetmediğini, şanslı yönlerinden birisinin “babasının onu şirket açısından ‘ilk nesil’ sayması” olduğunu ve babasının ona bir partner gibi davrandığını söyleyen Mukesh’e babası, İngiltere’den 1980 yılında döndüğünde, “İşte 800 milyon rupi (o zaman yaklaşık 100 milyon dolar). Bunu al ve bir polyester şirketi kur.” dedi. İşlerin ilerlemesiyle 80’lerde Dhirubhai Ambani, ailenin her üyesine bir kat tahis edeceği 14 katlı “Sea Wind” (Deniz Rüzgarı) isimli binayı satın aldı. Baba Ambani öldükten 2 yıl sonra Anil ve Mukesh kardeşler, aralarında başlayan servet kavgasında dahi, anne Kokilaben’in hakemliğinde, mezkûr binayı paylaşmaya devam ettiler. Anil’in davada iflasını beyan etmesiyle savaşın kazananı Mukesh oldu. Daha sonradan zeytin dalı uzatıp kardeşiyle irtibatını tekrar tesis etse de, kardeşine dahi acımayan bir figür olarak Mukesh hırsıyla ilgili bir fikir veriyor. Mukesh bu zaferinin ardından tartışmasız güç oldu ve 2012 yılında, yapımı yıllar süren, 4,6 milyar dolar değerindeki 27 katlı “evine” taşındı. Antilia (İspanyol kaşiflerin ünlendirdiği var olmayan bir ada) isimli bina yalnızca Mukesh Ambani’nin ailesi tarafından kullanılıyor; Melbourne’ün Federasyon Meydanı ya da Cardiff’teki 70.000 kapasiteli Pricipality Stadyumu kadar toplam alana sahip bir evin tamamını ‘kullanmak’ ne kadar mümkün, meçhul. Serüvenin devamında toplamda milyarlarca dolarlık yatırımlarla petrol rafinerileri inşa etmek, Hindistan’a 4G altyapısı getirmek, Hindistan Futbol Ligi’ni kurmak gibi birçok iş yapan Mukesh Ambani, 2015’te Bank of America’nın yönetim kurulunda yer alan ilk Amerikan olmayan kişi oldu.
Yıllar içinde bir aile işletmesinden multi-milyar dolarlık bir holdinge evrilen işletmenin serencamı belki üstüne kitaplar ve tezler yazılabilecek kadar, halihazırda onlarcası telif edilmiş vaziyette, uzun. Mukesh’in büyüyüp gelişmesine büyük katkıda bulunduğu, babasının ölümünden sonraysa dünyanın en büyüklerinden biri haline getirdiği Reliance’a, gazeteci olarak gençlik günlerinde ve onun ağır çalışma şartlarına karşı aleni mücadele vermiş olan siyasetçi ve eski bakan Arun Shourie, Ambani’nin ölümünden bir yıl sonra, bir açıklama yaptı ve şirkete bakış açısında “180 derece dönüş” olduğunu kabul etti. 2003 yılında yaptığı bir konuşmada, “Hindistan’daki düzenlemelere rağmen dünya standartlarında şirketler ve tesisler kurdular. Sınırları ve kısıtlamaları aşarak, o düzenlemelerin iptal edilmesine ortam yarattılar. Reformlar için ortam yarattılar.” dedi. Fakat bazıları, bu şaşaalı yaşamın arkasında bulunan birçok suçlama, babasına yöneltilen ithamlara benzer iddiaları sürdürdü. Dönemin Yeni Delhi Eyalet Başkanı Arvind Kejriwal, Ambani’lerin de hedefte olduğu yolsuzluk mücadele yasalarının ve bilgilendirme raporlarının ertelenmesi gerekçesiyle, 49 gün süren fırtınalı bir görev süresinin ardından istifa etmişti. Yolsuzluğa karşı verdiği mücadeleyle maruf Arvind Kejriwal, Ambani’lerin İsviçre’de yasa dışı hesaplara sahip olduğunu söyledi. Arvind Kejriwal 2015’te tekrar Delhi Eyalet Başbakanı seçildi.
Mukesh Ambani 2021 yılında, piyasa manipülasyonu ve delinen regülasyonlar gerekçesiyle yalnızca 3 milyon dolar ceza ödemişti. Yine iddialara göre, GSM operatörü işinde zaruri olan lisansa sahip olmadan, milyonlarca telefon sattı. Tüm bu satışların ardından lisansı olmadığından ötürü davaya muhatap oldu. Kanunlar telefonların kullanım iznini iptal etmeyi icbar ederken, milyonlarca insanın bundan etkileneceği öne sürülüp Ambani için ‘çerez parası’ denilecek bir meblağ ile bu mesele de kapanmış oldu.
Forbes dergisini düzenli takip edenler ya da Hindistanlılar Mukesh Ambani’yi tanısalar da dünyanın büyük bir çoğunluğu Ambani’yi, “oğlunun ‘3 gün, 3 gece’ süren düğününden önceki eğlencesinde Rihanna’nın sahne aldığı adam” olarak biliyor. Mukesh Ambani’nin oğlu Anant, Encore Healthcare şirketinin sahibinin kızı Radhika Merchant ile evlenmişti. Düğün öncesi eğlencenin katılımcıları arasında Mark Zuckerberg, Bill Gates, Ivanka Trump gibi uluslararası şöhrete sahip isimlerin yanında Hindistan kriket efsanesi Sachin Tendulkar ve Bollywood’un en meşhur aktörleri Shah Rukh Khan, Salman Khan ve Aamir Khan da vardı. Bu Versace’lerin, Dolce&Gabbana’ların havada uçuştuğu, binlerce insanın aylarca çalışarak hazırlıklarını ancak tamamlayabildiği lüks geçidinin arkasında azim, hırs, çalışkanlık ve şans mı var yoksa menfi birtakım güç ilişkileri, satın alınmış politikacılar ve karanlık bir dünya mı; bilinmez.