Ana SayfaANALİZLERRÖPORTAJ – ‘Andımız’ı kaldırmayacağız’ diyorsanız Kürtler sizin siyasetinizi neye güvenerek destekleyecek?’

RÖPORTAJ – ‘Andımız’ı kaldırmayacağız’ diyorsanız Kürtler sizin siyasetinizi neye güvenerek destekleyecek?’

Diyarbakır merkezli Rawest Araştırma Direktörü Reha Ruhavioğlu: “2008’de başladığını varsayarsak çözüm süreçlerinin, Tayyip Erdoğan, başlattığı ve pik noktaya getirdiği durumun en gerisinde bile Andımız’ı kaldırabiliyor, siz daha yolun başında sahip çıkıyorsanız, kaldırmayacağız diyorsanız, Kürtler sizin siyasetinizi neye güvenerek destekleyecek?”

Rawest Araştırma Direktörü Reha Ruhavioğlu ile Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesini, HDP’ye kapatma davası açılmasını ve Andımız tartışmasının Kürtler için ne ifade ettiğini konuştuk. Aşağıda yer alan videoda ve podcast’te Reha Ruhavioğlu’nun bu üç konudaki görüşlerini bulabilirsiniz. Buraya sadece Serbestiyet’in “Kürtler için Andımız metninin anlamı nedir” sorusuna verdiği cevabı aldık.  

Andımız Kürt kamuoyunun kaldırılması için en az on yıldır mücadele ettiği bir mesele. Bu meseleye ilkesel bir açıdan bakacak olursak, Kürtler her sabah çocuklarının sıraya dizilip “Ben Türküm, doğruyum, çalışkanım, varlığım Türk varlığına armağan olsun” demesini istemiyorlar. Çok anlaşılır bir istek bu. “Bu metni Türkler de okumasın” demiyorlar, pedagojik olarak problemli bir metin ama o başka konu. Kaldı ki bugün Cumhurbaşkanına fazla yanaşık durmak için ona şiirler yazan birileri nasıl varsa, o gün de muhtemelen benzer bir şey olmuş ve birisi yanlış bir şey başlatmış ve bugüne kadar gelmiş. Bugüne kadar gelmesinin kendisi bir problem aslında.

Öbür taraftan, anti-demokratik, tek tipçi ve artık arkaik bir metin bu. Yani zamanın gerisinde kalmış bir metin. Biz bu tartışmayı 2013’te “artık okunmayacak” diye bir yerde kapatmışız. Ama 2021’de, 8 sene sonra kalkıyoruz ve bu metnin tekrar okunup okunmamasını tartışıyoruz.

Bir kere bunun işlevsiz bir şey olduğunu görmek lazım. Bu metni okuyanlar Türk, doğru, çalışkan olmadılar. Bugün, örneğin HDP’yi varsayalım; yüzde 11 aldıkları oyun tamamının da Kürtlerden geldiğini düşünelim. Bu insanlar sizin bahsettiğiniz formatta olsaydı bugün şikâyet etmezdiniz bu topluluktan. Demek ki, o metni okudularsa bile bir işe yaramamış bu insanlarda.

Öbür yandan bu metni diyelim ki AK Parti bir demokratikleşme pratiği olarak kaldırdı, o dönemde bir demokratikleşme pratiğinin içerisindeydik. Ama bugün, o günleri insanlar özlemle yad ediyorlar. Yani AK Parti metni kaldırdı diye her şey güllük gülistanlık da olmadı. Dolayısıyla bu metnin ne muhalefet ne de iktidar açısından aslında bir değeri kalmadı. Tekrar okunduğunda ne olacak? Örneğin bugün bozulmuş olan ne düzelecek?

Burada mesele şu: Bir ideolojik dayatmada, bir ideolojik pozisyonda ısrar etmek; neden böyle yapıyorsunuz?

İYİ Parti’yi anlıyorum. İYİ Parti neticede Türk milliyetçisi bir parti. Zaman zaman merkeze yönelse ve bize merkeze doğru yöneldiğini gösterse de refleksleri gayet Türk milliyetçisi olan, MHP’den çok da ayrışmayan bir parti. Bugün de gördük bunu. Kocaman milletvekillerine ilkokul sıralarında okutulan bir andı okutmak, gayet çağ dışı bir şey bana soracak olursanız.

CHP açısından meseleyi ele alacak olursak, AK Parti nasıl Millet İttifakı içerisinde bir çatlak arıyorsa, bugün CHP benzer bir şey yapıyor. Acaba, MHP bu karara karşı olduğu için Cumhur İttifakı içinde bir karışıklık yaratabilir miyim diye, Kemal Kılıçdaroğlu hiç yeri değilken lüzumsuz yere çıkıp “Andımızın nesinden rahatsız oluyorsunuz?” dedi. Buradan murat, Cumhur İttifakı içerisinde bir çatlak oluşturmaksa, hatırlamalı ki Kemal Bey, Öcalan’ın mektubu söz konusu olduğunda yerel seçimlerle ilgili, MHP’den bırakın bu konuda bir tepkiyi, “HDP Öcalan’ın sözünü dinlemiyor” gibi HDP’yi suçlayıcı bir tutum gördük. Dolayısıyla bu çatlağın oluşması mümkün değil öbür tarafta. Çatlak oluşması mümkün değilse, Andımız’dan siz bir Türk olarak rahatsız olmayabilirsiniz ama “Neresinden rahatsız oluyorsunuz?” demek 2021 yılı için çok gereksiz bir soru. O kadar cevabı belli bir soru ki.

Sizin sorunuza gelelim. Bu soruyu sorarken ve karşıda bir çatlak ararken Kemal Bey bir şeyi göz ardı ediyor: Kürdün haysiyeti ne olacak? Kürtler için bu mesele, “CHP bir hata yaptı, bu hatanın ne anlama geldiğini biliyoruz, o yüzden tolere edelim” denebilecek kadar basit bir mesele değil.

Rawest adına Roj bey (Girasun) başka bir programda bunu, Türkçe ezan okunmasının savunulması ya da Fikri Sağlar’ın başörtülü hâkim tartışmalarına benzetti. Bunlar muhafazakâr seçmende ne duygu uyandırıyorsa, Kürtlerde de benzer bir duygu uyandırıyor. Bu daha önemli bir şey çünkü bu doğrudan genel başkan ağzıyla söyleniyor. Önceki ikisini genel başkan tekzip etmiş, bunları desteklemediğini söylemiş.

Burada, bu metni yeniden çocuklarımıza okutma arzusu, iradesi ortaya konurken, Kemal Bey neden rahatsız olmuyor ve Kürt seçmenin haysiyetini neden dikkate almıyor, bu nokta önemli. Ben bunu, özellikle 2018’den beri yani Cumhurbaşkanlığı seçiminden beri Kemal Kılıçdaroğlu açısından en önemli yol kazası olarak kaydediyorum. Diğerleri bu kadar önemli değildi. Bu sorun, Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına HDP’nin ve Kürtlerin oyuna en ihtiyaç duyduğu yerde karşısına gelecek ve şöyle denecek: Andımız konusunda sen şöyle demiştin, bugün ne düşünüyorsun? Bu meseleye ne cevap vereceği seçmen tutumunu etkileyecek. Bu, AK Parti’den ayrılacak olan ya da ayrılmakta olan seçmenin AK Parti’den ayrılışını hızlandıran değil yavaşlatan bir durum, eğer siyaseten düşünecek olursak.

Şöyle düşünürse seçmen; “2008’de başladığını varsayarsak çözüm süreçlerinin, Tayyip Erdoğan başlattığı ve pik noktaya getirdiği durumun en gerisinde bile Andımız’ı kaldırabiliyor. Siz daha yolun başında Andımız’a sahip çıkıyorsanız, Kürt meselesinin elif-ba’sı bile olmayan bir meselede ‘Andımız’ı kaldırmayacağız’ diyorsanız, Kürtler sizin siyasetinizi neye güvenerek destekleyecek?” Bu soru ortaya çıkıyor. Bunu elbette ki biraz sübjektif, biraz sahayı izleyerek söylüyorum, veriye dayanmadan söylüyorum. Ama bu Andımız meselesindeki tutumların nasıl karşılık bulduğunu isterse CHP Kürt seçmenler arasında bir çalışma yapar ve sonucu görür. Aşağı yukarı ne çıkacağını tahmin ederiz.

Türkiye’de bazı şeylerin zamanı geçiyor. Bugün CHP ve İYİ Parti iktidara gelse bile Andımız artık okullarda okutulabilecek bir metin olmaktan çıktı. Artık cin şişeden çıktı, artık onu getirip şişeye koymak çok mümkün değil.

AK Parti’nin de bunu yaparken çok bütüncül bir yaklaşıma sahip olmadığını biliyorum. Bir örnekle açıklayayım. İki yıl önce hak inisiyatifi, ilkokul kitaplarının ilk sayfasında Andımız metninin durduğunu fark etti ve bunu ilgili kurula sordu. İlgili kuruldan gelen cevap şunu söylüyordu: Andımızın her zaman okullarda okutulmasını dikte eden madde kaldırıldı, ancak Andımızın ders kitaplarında kalacağını dikte eden madde ise hâlâ yürürlükte. Bu kaldırılmadı. Yani AK Parti birini yaparken diğerini yapmamış. Bütüncül bir demokratik yaklaşım yok bu noktada.

Ancak son tahlilde bu meseleyi CHP, hiç gereği yokken çok kendini bağlayan bir şekilde gündem etti ve bu yarın onun karşısına çıkacak. O zaman Kürt seçmenin tavrı ne olacak göreceğiz. Ancak bu, önemli bir endişeyi tetikliyor; Andımız’a bu kadar dört elle sarılan bir muhalefet Kürt meselesini nasıl çözecek?

Burada muhalefetin daha makul bir siyaset izlemesi lazım. İYİ Parti kendi milliyetçi refleksleri ve tabanının beklentisi ile böyle ırkçı bir seremoni düzenlemiş olabilir Meclis’te. Ancak CHP’nin bu konuyu gündem etmesi şart değildi.

 Serbest TV:

https://www.youtube.com/watch?v=AOEpqFUbSB4

SerbestPod:

- Advertisment -