Suriye 1963’ten beri tek parti diktatörlüğü ile yönetildiği için medyası da devletin propaganda aygıtı olarak çalışıyordu. Baas partisi örgütleriyle bağlantısı olmayan bağımsız gazeteciliğe, gazetelere, yayınlara, gazetecilere veya web sitelerine yer yoktu. Durum 1970’ten sonra daha da kötüleşti ve Baas diktatörlüğü, 15 Mart 2011’de başlayan ve Beşşar Esad ile ailesinin 8 Aralık 2024’te kaçışına kadar toplum üzerindeki totaliter kontrolünü daha da artıran ek sansür politikaları uygulandı.
02011 ve 2020 yılları arasında Suriye’de 700’den fazla sivil gazeteci öldürüldü ve bu cinayetlerin yaklaşık %80’i Baas güçleri tarafından işlendi. Suriye iç savaşı sırasında 400’den fazla gazeteci rejim tarafından tutuklandı veya kaçırıldı. Savaş hakkında haber yapan bağımsız gazetecilerin üçte birinden fazlası, Esad rejiminin 2016-2018 yılları arasında Güney ve Doğu Suriye’deki bölgeleri ele geçirmesinin ardından kaçmak zorunda kaldı. Baasçı Suriye’de, devletin gazetecileri resmen suçlamasına ve medya sansürüne yasal bir kılıf sağlamasına olanak tanıyan “1965 devrime karşı koruma yasası”, “2011 medya yasası”, “2012 terörizm yasası”, “2021 siber suç yasası” gibi çok sayıda yasa vardı.
İşte böyle bir ortamda Suriye’de adına medya denebilirse başlıca gazeteler şunlardı ve 8 Aralık 2024 Devrimi sonrası durumları:
- Baas gazetesi devrimden sonra kapatıldı.
- Sevra, devrim sonrası logosunu ve yayın çizgisini değiştirdi. Baasçılar yönetim kadrolarından uzaklaştırıldı.
- Tişrin adını devrimden sonra Hurriye (Özgürlük) şeklinde değiştirdi. Onun da yönetimi ve yayın çizgisi değişti.
- Syria Times rejimin ingilizce gazetesiydi. O da tümüyle değişti.
- Al Watan 2006’da rejimin reformları kapsamında “ilk özel gazete” olarak yayın hayatına başladı. 2024 Devrimi’nin ardından o da halktan özür dileyen bir bildirge yayınladı. Genel Yayın yönetmeni Waddah Abd Rabbo yaptığı açıklamada “sadece talimatları yerine getiriyorduk ve (rejimin) bize gönderdiği haberleri yayınlıyorduk” dedi.
SANA’nın Şam’daki Genel Merkez Binası
Ülkenin tabi en aktif kurumu resmi haber ajansı SANA idi. 1965’te kurulan Suriye Arap Haber Ajansı (SANA) Baas rejiminin dünyaya seslendiği propaganda aracıydı. Eski çalışanları, SANA’nın rolünün “Beşar Esad’ın suçlarını uydurmak, aldatmacalar üretmek ve örtbas etmek” olduğunu ve televizyon röportajlarında bazen yıkım alanlarının yakınında duran ve bunların isyancı savaşçılar tarafından yapıldığını iddia eden “yerel halk kılığına girmiş” hükümet destekçilerinin kullanıldığını açıklamışlardı.
Muhalifler ise Mart 2011’de sivil protestoların başladığı günlerde Syrian Revolution 2011 facebook sayfasıyla ilk sosyal medya örgütlenmesi ile haberleşmeye başlamışlardı. Aynı tarihlerde Syria News Network (SNN) gibi doğaçlama ortaya çıkan ve haber ajansı gibi çalışan sosyal medya ağları süreç ilerledikçe Halab Today, Zaman Wasel, Syria TV, Enab Beladi gibi profesyonel kurumlarla çeşitlendi. 8 Aralık’ta Esad rejiminin tümüyle çökmesi sonrası rejime bağımlı kuruluşlar yeni sürece adapte olurken bunun en güzel örneği SANA oldu. Yönetim kadrosu tümüyle değişen ajansın bugünkü durumunu Genel Müdür Ziyad Mehamid ile konuştuk
SANA Genel Merkezi Şam’ın merkezinde yer alıyor. Ziyaretimiz esnasında yönetim değişse de ajans kadrolarının halen eski dönemde görevli gazetecilerden olduğunu gözlemledik. Bazılarıyla bire bir sohbet imkanı da bulduğumuz meslektaşlarımızda tedirginlik hissedilse de işlerine devam etmeleri umudu da yansıtıyordu. Mehamid’in de belirttiği üzere yurt dışında profesyonelleşen ve özgür gazeteciliği deneyimleyen bir çok haberci 8 Aralık Devrimi sonrası Suriye’ye dönmeye başladı. 1 yıllık süreçte basına yönelik herhangi bir sansür ve baskının da olmaması bu alanda iyimserliği arttırıyor.
İşte Mehamid ile Suriye’de medyanın ahvali ve geleceğine dair söyleşimiz:
Yeni göreviniz hayırlı olsun. Suriye Haber Ajansı SANA daha önce Yani Esad döneminde çok fazla etkin değildi. Hatta sadece rejimin bir propaganda aracı olarak çalışıyordu.
Hoş geldiniz! Geçen yılın başında, şu sorumluluk ile işe başladık. Mesleki standartlarda çalışmak ve eski rejimin Suriye halkına karşı işlediği suçları halka duyurmak. Genel olarak Suriye devriminin ideallerini korumak. Yönetime geldiğimizde ilk yaptığımız şey SANA’nın geçmişte yaptığı propaganda ve dezenformasyonuna son vermek oldu. Rejimin Suriye halkına karşı işlediği katliamları ve insan hakları ihlallerini destekleyen medya politikasını ve söylemini Suriye halkına karşı işlenen katliamları ve ihlalleri ifşa ederek değiştirdik.
Dezenformasyon politikasını da üç şeye dayanan profesyonel bir gazetecilik söylemi ile değiştirdik. İkinci yılımıza girerken temel ilke olarak güvenilirlik ve habercilikte profesyonelliği esas alıyoruz. Habercilikte sorumluluk ilkelerimiz arasında. Yani muhabirin haberlerinden sorumlu olması. Üçüncü olarak habercilikte dürüstlük de ilkelerimizden. Bu üç ilke, yeni dönemde çalışma ilkelerimiz. Vizyonumuz SANA’yı bir haber kaynağı ve haber servisi haline dönüştürmek. Yurt içi ve yurt dışı haberler. Bu vizyonun gerçekleşmesi için
araçlara ihtiyaç var. Daha önce SANA’nın çalışmaları % 90 oranında hükümetin faaliyetlerini haberleştirmeye dayanıyordu ve rejimin çalışmalarına ilişkin bir bloga benziyordu. Bu durum değişti artık bu yıl itibariyle Suriye’nin tüm vilayetlerinde şubeler kuruldu. Her vilayette bir ofisimiz var artık.
Her ofiste bir ofis müdürü, editörler ve muhabirler çalışıyor. Ofisin görevi, ildeki olayları araştırmak ve haberleştirerek Şam’daki merkeze iletmek. Şam merkezimiz de ofislerden gelen haberleri yayınlıyor.
SANA böylece yerel haberleri servis ederek, Suriye halkı için haberlerin birincil kaynağı haline geldi. İkinci misyonumuz, Suriye’deki haberleri güvenilir biçimde dünyaya aktarmaktır.
Aynı zamanda ajansımız Suriye hakkında bilgi edinmek için birincil kaynak olacak. Aynı zamanda uluslararası ve bölgesel medya kuruluşları için Suriye hakkında bilgi edinmenin birincil kaynağı olacak.
SANA’nın devrim öncesinde Arap dünyasından hatta komşularımızdan herhangi bir haber ajansı veya medya kurumu ile ilişkisi yoktu. SANA’yı devraldığımızda, tüm ajanslarla ilişki kurduk.
Bölgemizdeki tüm haber ajanslarına mesaj göndererek ilişkileri canlandırmak, haber alışverişinde bulunmak, anlaşmalar yapmak ve işbirliği protokolleri imzalamak istedik. Bu ajanslar arasında Anadolu Ajansı da bulunuyor. Şu anda tanışma aşamasını geride bıraktık
Anadolu Ajansı’ndan teknik ekip ve SANA’dan bir teknik ekibin haber, fotoğraf, video ve bilgi alışverişi konusunda işbirliği anlaşması aşamasına geçtik.
Yakında Anadolu Ajansı ve SANA arasında bir anlaşma imzalanacak ayrıca Türkiye’den bazı medya kuruluşlarıyla da anlaşmalar yapacağız.
Ayrıca Fas resmi haber ajansı MAP ile işbirliği anlaşması imzalandı. Arap ülkelerinin haber ajanslarıyla işbirliği anlaşmaları planlanmakta. Ayrıca Fransız ajansı AFP ve APA ajansı ile işbirliği anlaşmaları ve haber alışverişinde bulunmak için görüşmeler yapılmakta.
SANA artık tüm yerel, bölgesel ve uluslararası medya kuruluşlarına açık. Suriye’nin sesini yurtdışına tüm özgünlüğüyle duyuracağız. Türkiye’de hala çok sayıda Suriyeli kardeşimiz yaşıyor. Aynı zamanda Türkiye ve Suriye arası çok yakın bir komşuluk ilişkisi var.
Bu, Suriye’yi eski rejimden kurtardıktan sonra, SANA ile bir örnek oluşturacağımız anlamına geliyor. SANA, yurtdışındaki Suriyelilerle iletişim ve istihdam kanallarının yeniden açılması anlamına geliyor.
Suriye dışındaki Suriyeliler çok iyi deneyimler kazandılar. Özellikle gazetecilik alanında veya tüm alanlarda, pratik deneyim kazandılar.
Bu deneyimli Suriyeliler şimdi ülkelerine dönüyor. Şu anda görüşmelerimiz sürüyor, şimdi bile çalışanlarımız var.
Türkiye’de bulunan ve Türkiye merkezli Suriye medya kuruluşlarında çalışan üç yeni çalışanımız var. Anadolu Ajansı’ da ve diğer Türk medya kuruluşlarında çalışırken Türkiye’den Suriye’ye dönen gazeteciler var. Suriye’yi yeniden inşa etmek ve eski haline getirmek için önümüzdeki dönemde Suriye’nin yurtdışındaki tüm genç yetenekleri ve yaratıcı enerjileri ülkesine geri dönecek.