Van Büyükşehir Belediyesi tarafından Kürtçe yazılan trafik işaretlerinin üzerine 26 Temmuz gecesi ‘Türkiye Türk’tür, Türk Kalacak’ yazıları yazılmıştı.
Olayla ilgili henüz Emniyet tarafından resmi bir açıklama yapılmamasına rağmen, Kısa Dalga’dan Ruşen Takva, eylemi yaptığını söyleyen 16 yaşındaki çocuğa ulaştı.
Olaydan sonra annesiyle birlikte İstanbul’a giden çocuk, Van’da bulunan ve MEB’e bağlı olan Etüt Merkezindeki bir öğretmenin TEM şubede çalışan eşi aracılığıyla emniyetteki polislerle tanıştığını ve hatta bilgisayar konusundaki yetenekleri sayesinde ‘aranan bir kişiyi’ bulmalarına dahi yardımcı olduğunu anlattı.
Annesinin akademisyen, babasının ise doktor olduğu belirtilen 16 yaşındaki çocukla yapılan söyleşi şöyle:
Van’da yapılan ‘Türkiye Türk’tür, Türk Kalacak’ yazılamasını sen mi yaptın?
Öncellikle şunu belirtmek isterim. Kürtler ve Kürtçe ile alıp veremediğim hiçbir şey yok. Ben Kürtleri çok severim. Ankaralıyım, saf bir Kemalist’im, Atatürk’ün yolundan giden biriyim ama benim bu ülkedeki her görüşe ve her fikre saygım var. Ama bu geçenlerde DEM Partili bir kadın başkan vardı. Van’daki il ve ilçedeki sokakların adlarını Kürtçe tabelalar yapacağını söylemişti. Ben de bunun üzerine karşı görüş yapmak için bu şablonu çıkarıp, orayı boyadım.
Nasıl yaptın?
Önce anne ve babamın uykuya geçmesini bekledim. Onlar uykuya geçtikten sonra bir arkadaşımdan beni yazılamayı yapacağım yere götürmesini rica ettim. Herkes uyurken sessizce evden çıktım ve gece saat 3 gibi oraya vardım. Yazılamayı yaptıktan sonra yine kimse uyanmadan eve geri geldim.
Bunu yaparken yanında kimse var mıydı?
Hayır, ben tek başınaydım.
Yazılamayı yaptığın yerde MOBESE kamerası ve iş yeri güvenlik kameraları yoktu. Bunu özellikle mi seçtin? Veya yardım aldın mı?
Olaydan bir önceki gece arkadaşımın yanına gidermiş gibi evden çıktım ve olay yerine gittim. Ben de bir kamera cihazı var. Cihaz dediğim böyle ışın tutuyor etrafa. O ışın kameraları görünce parlıyor ve kameranın nerede olduğunu fark etmiş oluyorum. Ben de bu cihazla orada tarama yaparken yazılamayı yapacağım alanı görecek bir kamera olmadığını keşfettim. Bu sebeple orayı seçmeyi uygun buldum.
Önceden mi planlamıştın?
Evet her şey önceden planlıydı.
Herhangi bir siyasi partiye üyeliğin var mı?
(Kısa bir düşünmenin ardından) Herhangi bir üyeliğim yok. Ama takip ettiğim ülkücü siyasetçiler var.
Kaç yaşındasın?
16 yaşında lise öğrencisiyim. Van’da okuyorum. Lisede bursum var. LGS’den 484 puan alarak yerleştim okuluma.
Polise teslim olmayı düşünüyor musun?
Ben polisle konuştum zaten.
Nasıl?
Olaydan sonra polisler Van’daki evimize gitmişler. Ancak ben daha önceden 26 Temmuz gününe biletimi İstanbul’a kesmiştim. Böyle bir şey yaparsam yakalanma riskine karşı bunu önceden düşünmüştüm. Öyle de oldu zaten.
Polisle nasıl konuştun?
Evimize gelen polisler babama beni sormuşlar. Babam da benim İstanbul’da olduğumu söyleyince telefonla beni aradılar bu şekilde konuştuk.
Ne dediler?
Bana, polisin bir sıkıntı çıkarmayacağını ve bunu gösteriş için yaptıklarını sadece bir kere Van’a gelmeyeceksem bile İstanbul’da ayarlayacakları bir karakolda ifade vermem gerektiğini şayet Van’a geleceksem de Van’da ifade verebileceğimi söylediler.
Hakkında gözaltı kararı olmadığını mı söylediler?
Evet. Hatta bir tık bana yardımcı olacaklarını söylediler. Zaten o polislerden bazıları tanıdıktı.
Polisleri nereden tanıyorsun?
Ben yazılımcıyım, yaptığım bazı illegal şeylerden sonra Çocuk Şubeye birkaç defa ifade vermeye gitmişliğim var.
Peki seni arayan ekip Çocuk Şubeden polisler miydi?
Hayır, Asayiş Şube’den ekipler eve gelmişler. ‘Korkmanı gerekecek bir şey yok. Milliyetçi duygularını anlıyorum, iyi yapmışsın. Kanın hızlı akıyor ama bu şeyler Doğu’da yapılacak şeyler değil. Biz sana olabildiğince yardımcı olacağız’ dediler.
Bunu söyleyen polis kim?
Adını hatırlamıyorum ama numarası vardı bende. Bulursam size de atarım.
Sen inandın mı?
Tanıdığım bir polis zaten.
Peki avukat tutmayı düşünüyor musun? Veya avukatın var mı?
Evet avukatım var ve ben bu olayı planlamadan önce bunun cezalarına hepsine baktım zaten. Bu olaydan 2 gün önce avukatımla konuştum. ‘Kamu malına zarar vermekten en fazla ceza alırsın’ dedi. ‘Onda da bu sprey boyanın yıkanarak geçebileceği göz önünde bulundurulacağı için hafifletici sebepler sunarız’ dedi. ‘Yine de çok uzatırlarsa AYM’ye taşırız ve orada Anayasa’nın 3’üncü maddesini sunduğumuz zaman direkt davayı biz kazanırız’ dedi. Avukatın dediğinden sonra ben TEM’de çalışan bir tanıdığım vardı onu aradım ve planımı anlattım. Bana çok dikkatli olmam gerektiğini, yakalanırsam bir şey olmayacağını ama Van Büyükşehir Belediyesi tarafından başımın biraz ağrıtılabileceğini söyledi.
Senin gibi 16 yaşındaki bir çocuğun TEM şubeden bir polis tanıyor olması sence normal mi?
Yani dolaylı olarak tanıyorum. Bir suç işlediğim için tanımıyorum.
TEM Polisi ile nasıl tanıştınız?
Benim adını vermek istemediğim Etüt Merkezlerinde görevli olan bir hocam vardı. Onun eşi direkt TEM’de çalışıyordu. Beni bir gün Terörle Şube Müdürlüğü’ne götürdü ve orada arkadaşına da benim yapabileceklerimi, zekâmı falan anlattı. Orada TEM’in yüksek rütbede görevli olan birisiyle tanıştırdı. Numarasını falan aldık, ara sıra onunla da görüşüyoruz. Yani benim özel ders öğretmenimin eşinin aracılığıyla oldu.
Nasıl yeteneklerin var? TEM üst düzey yetkilisi olan kişiye seni nasıl tanıttılar?
Ben bilgisayar başında 3 yaşından beri tanışan ve her konu hakkında neredeyse bilgi sahibiyim. Şu an bunu söylemem belki çok etik değil ama samimiyetinize inandığım için anlatıyorum. O adam yani TEM’deki yüksek rütbeli kişi bir gün bana ulaştı. Adına Ahmet demek istiyorum. Ahmet bir gün bana ulaştı ve bir kamera kaydından tespit ettikleri şahsın fotoğrafını göndererek ‘Bizim bu çocuğu bulmamız gerekiyor’ dedi. Bana bunu gönderirken de bunu ‘sen bul’ diye göndermedi, ‘senin arkadaşın mı veya arkadaşlarından gören var mı?’ diye sormak için gönderdi. Ben de bu çocuğu tanımıyordum ama sistemine sızdığım Halk Sağlığı sisteminden alınan verilerden bana gönderilen fotoğrafı tarayarak çocuğun sistemdeki fotoğrafıyla eşleştirdim ve tüm bilgilerini ona attım.
İlişkiniz bu işten sonra mı gelişmeye başladı?
Evet. Ondan sonra zaten yeteneklerimi övmeye ve ilgi göstermeye başladılar.
Peki bu öğretmeninin eşi neden seni tanıştırmak istedi?
Ben Etüt merkezindeki hocamla samimiydim. Daha sonra eşi de samimi olduktan sonra bir gün bana ‘Gel seni bizim TEM şubeye götüreyim’ dedi. ‘Gör oraları, yani nasıl pislikler var, nasıl şeyler var ve nasıl şeyler yapıyoruz diye gör bir’ dedi ve bakmamı istedi. Oraya gittiğimizde de Ahmet dediğim yetkili kişiye beni anlattı.
Kürtçe trafik yazısından neden rahatsız oldun? Birileri seni teşvik etti mi?
Hayır… Benim Kürtlerle veya Kürtçe ile hiçbir sorunum yok. Beni rahatsız eden şey mahalle ve sokakların isminin Kürtçe tabelalarla değiştirilecek olmasıydı. Hani bazı protesto gösterileri olur ya ben de bunun için yaptım. Ben yaptığım şeyin bu kadar büyüyeceğini, bu kadar gündem olacağını düşünmemiştim.
Polise ifade vermeye gidecek misin?
Evet. Zaten polislerle konuştuk, gidip ifademi vereceğim.