Paris 2024 Olimpiyatları’nda karışık takım 10 metre havalı tabanca kategorisinde gümüş madalya kazanan ve sosyal medyada dünya gündemine oturan Yusuf Dikeç, Olimpiyat Oyunları öncesinde yaşadığı göz problemini ve muayene sürecini anlattı.
“Atıcılığı bırakma noktasına gelmiştim” diyen Dikeç, “Uzak gözlüğünü verdiğinde yakını göremiyoruz. Yakın gözlüğünü taktığımızda uzağı göremiyoruz. Haftalarca çalıştık ve ortaya bir ürün çıkardık. O gözlükle devam ettim ve bu madalya çıktı” ifadelerini kullandı.
Dikeç, Olimpiyat Oyunları’ndan üç gün önce silahının tetiğinin kırıldığını belirterek “Firmaya söyleseniz kargoyla göndermesi yaklaşık bir hafta sürecek. Levent diye çok iyi bir arkadaşım var. Ona gittim, çok iyi bir tornacıdır. Çocuk sabaha kadar uyumadı ve bunu yaptı” ifadelerini kullandı.
2024 Paris Olimpiyat Oyunları’ndan gümüş madalya ile dönen milli atıcılar Yusuf Dikeç ile Şevval İlayda Tarhan, Anadolu Ajansı (AA) Spor Masası’na konuk oldu.
Şevval İlayda Tarhan, takım arkadaşı Yusuf Dikeç’le beraber Türkiye’ye olimpiyat tarihinde atıcılıktaki ilk madalyasını kazandırdıkları yarışma öncesi yaşadıklarına ilişkin, “Yusuf ağabeyle oturduk, ‘Ortağım yarın ne yapalım, nasıl yapalım? Altın madalyaya hazırız.’ diye konuştuk. Aslında kendimizi çok iyi hazırladık. Çok da güzel bir süreç geçirdik finalden önce. (Altın madalya) Sadece nasip olmadı. Çok da yakın, başa baş bir mücadele geçirdik” diye konuştu.
Finalden önce spor psikoloğuyla görüştüğünü aktaran Şevval İlayda, “Bizim gibi zihinsel kısmın ön planda olduğu branşlarda rutinin dışına çıkmamak çok daha faydalı. Ailemle sadece gündelik konuşmamı yapıp, başarı dileklerimi ve dualarımı alıp ertesi sabah finale girdim. İlk çıktığımızda final salonuna çok heyecanlıydım. Oraya altın madalya almaya hazır olarak çıktık. Buna hazır olduğumuzu bildiğim için çok da heyecanlı çıktım. Bir yerden sonra sakinledim, biraz daha kontrol, muhakeme kısmım arttı. Keyifli ve güzel bir tecrübe oldu benim için. Olimpiyat Köyü’ne döndüğümüzde yavaş yavaş o mutluluğu hissetmeye başlasak da Türkiye’ye gelene kadar hala bir madalya kazanmış gibi tam anlamıyla hissetmiyordum. Ailemle bir araya geldiğimde istemsizce duygulandım, gözlerim doldu. Bugüne kadar mutluluktan ağladığımı hatırlamıyorum. İlk defa mutluluktan ağladım” ifadelerini kullandı.
“YUSUF AĞABEYİN BİR GÜN BIRAKIP GİDEBİLECEĞİ GERÇEĞİ BENİ ÜZÜYOR”
Spora başladığı günden beri olimpiyat madalyası hayali kurduğunu belirten Şevval İlayda, hedefleri konusunda, “Birçok sporcu gibi daha fazla olimpiyat madalyası istiyorum. Olimpiyat rekorları daha fazla tabii ki istiyorum. Çok uzun bir kariyer hedefliyorum. Kendi branşımızda 10’uncu olimpiyatına katılmış bir sporcu var. Bir hedefim de onun rekorunu kırabilmek. Uzun bir yolculuk görünüyor. Umarım istediğim gibi de ilerler.” şeklinde konuştu.
Şevval İlayda, ‘ağabey’ diye hitap ettiği Yusuf Dikeç’in hayatındaki anlamı konusunda ise “Benim için Yusuf ağabeyin anlamı çok büyük. Spor dışında da ağabey-kardeş gibiyiz. Ne zaman, neye ihtiyacımız olsa birbirimizi rahatça arayabildiğimiz, çok rahat sohbet edip dertlerimizi paylaşabildiğimiz bir ilişkimiz var. Tam anlamıyla ağabeyim gibi görüyorum kendisini ve çok da seviyorum. Benim için çok kıymetli. Aramızdaki yaş farkından dolayı Yusuf ağabeyin bir gün bırakıp gidebileceği gerçeği beni biraz üzüyor.” yorumunu yaptı.
YUSUF DİKEÇ İÇİN GİYDİĞİ TİŞÖRT DIŞINDA HAYATINDA DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK
Yusuf Dikeç, tarihi bir başarıya imza attıkları takım arkadaşı hakkında, “İlayda ile 2-3 yıldır beraber antrenman yapıyoruz. Gerçekten çok çalıştı. Gitmeden önce de İlayda ile çok konuşuyor, istişare ediyorduk. Tabii İlayda şanslı; ben 5’inci olimpiyatımda madalyaya ulaşabildim, İlayda ilk olimpiyatında. İnşallah bundan sonra daha büyük başarılara imza atacak.” dedi.
Dünya gündemine gelmesi sonrası hayatında neler değiştiği sorusu yöneltilen Yusuf, “Hayatımda çok fazla değişik bir şey yok. Ne değişti? Bu tişört değişti, bu yeni. Bir de en önemlisi tabii olimpiyat madalyası. Üç gün önce Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi’ne gitmiştim. Oradaki genç arkadaşlar da aynı soruyu sordu. Onlara ’15 gün önce de yine burada aynı yemeği yiyordum, aynı suyu içiyordum, sizlerle konuşuyordum. 20 gün sonra da aynı.’ dedim. İnşallah bu çizgimiz bozulmaz. Bu başarı hiçbir zaman benim demedim, bu ülkemizin başarısı. Bu başarıyı seven herkesle paylaşıyorum. Güzel şeyler paylaştıkça çoğalır.” yanıtını verdi.
Yusuf, olimpiyat öncesi hesabının bile bulunmadığı sosyal medyada viral olması konusunda, “Sosyal medyayı aktif kullanan biri değilim. Ancak çağımız bunu gerektiriyormuş, bunun farkına vardım. (Sosyal medya hesabı) Açmamın sebebi de Yusuf Dikeç olarak değil de Türkiye Cumhuriyeti’ni ve güzelliklerini paylaşmak. İş tekliflerine gelince, çok arayan soran oluyor. Tabii ki bir çizgimiz var. Yüksek teklifler de var. Her ne kadar olsa da bu çizgimizi değiştirmeyeceğiz. Ülkemizi ön planda tutacağız” değerlendirmesinde bulundu.
GÖRME SORUNU NEDENİYLE ATICILIĞI BIRAKMA NOKTASINA GELMİŞ
Atıcılığın ferdi bir spor gibi gözüktüğünü fakat aslında ekip işi olduğunu söyleyen Yusuf, bu konuda şunları anlattı:
“Olimpiyata gitmeme 3 gün kala silahımın tetiği kırılmıştı. Firmaya söyleseniz kargoyla göndermesi yaklaşık bir hafta sürecek. Levent diye çok iyi bir arkadaşım var. Ona gittim, çok iyi bir tornacıdır. Çocuk sabaha kadar uyumadı ve bunu yaptı. Gözle ilgili sıkıntım vardı. Çok göz doktoruna gittim. Miyop astigmat var. Yaş ilerledikçe yakını da göremiyoruz. Doktora ilk gittiğimde atışı anlatıyordum. Bakıyordu normal bir göz derecesi veriyordu. 1,5-2 yıl önce bir hocayla tanıştım. Bana çok zaman ayırdı. Muayenehanesine silahımı ve hedefi götürdüm. Uzak gözlüğünü verdiğinde yakını göremiyoruz. Yakın gözlüğünü taktığımızda uzağı göremiyoruz. Haftalarca çalıştık ve ortaya bir ürün çıkardık. Hatta o dönem atıcılığı bırakma noktasına da gelmiştim. O gözlükle devam ettim ve bu madalya çıktı. Yani bu işte ekip olmadan madalya çıkması, başarı gelmesi çok zor.”
“İLAYDA İLE BENİM BAŞARIM LOKOMOTİF OLACAK”
Yusuf, kendisini nasıl tanımladığı hakkında “Çok sakin ve kolay kolay sinirlenmeyen biriyim. Yaptığım spora saygı duyuyorum. Çok çalışıyorum. Benim felsefeme göre, bir işi istemek çok önemli değil. Ne kadar isterseniz isteyin, o istediğiniz şeye ulaşmak için sarf ettiğiniz çaba önemli. Son bir yıldır yaklaşık olarak haftanın 6 günü, günde 4 saat antrenman yaptım. Beşinci olimpiyatımdı ve madalya almayı çok istiyordum, çok iyi hazırlandım. Bunu da rekor atarak finale çıkmamızla orada gösterdik. Çalışmadan olmuyor.” yorumunu yaptı.
Hedefinin 2028 Los Angeles Olimpiyatları olduğunu yineleyen Dikeç, atıcılığa başlamayı düşünen gençlere şu mesajı verdi:
“Bizimle birlikte inanıyorum ki gençler atıcılığa başlayacaktır. Daha yaygınlaşacaktır. Artık biz kendimizden çıktık, bir idol olduk. Burada her ne kadar yaşınız ilerlese de çok çalışmanın sonunda olimpiyatta madalya alabileceğinizi gençlere gösterdiğime inanıyorum. Bu genç arkadaşlara motivasyon olacak. Aldığımız başarıların daha fazlasını kazanacaklar. İlayda ile benim başarım lokomotif olacak. Gençler bizi çok çok daha ileri seviyeye taşıyacak.”