Önce MHP Lideri Bahçeli, ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan İyi Parti’ye gelen Cumhur İttifakı’na davet çağrılarına İYİ Parti lideri Meral Akşener iki kritik hamleyle cevap verdi.
Akşener’in Perşembe günü CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP’li İzmit Belediyesi’nin hizmet araçları tanıtımına ve toplu açılış törenine katılacağı açıklandı. Böylece Akşener kamuoyuna İYİ Parti’nin Millet İttifakı içinde olduğu mesajını verecek.
Akşener’in ikinci hamlesi ise hakkında dört yıldır devam eden FETÖ soruşturmasında gizlilik kararının kaldırılmasını istemek oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen hafta İYİ Parti için “Yerli ve milli olarak bildiğimiz” demesinden sonra harekete geçen Akşener’in avukatı Uğur Poyraz savcılığa sunduğu dilekçede, 2016 yılında başlatılan soruşturmada hâlâ müvekkiline bir bilgilendirmede bulunulmadığını hatırlatarak şöyle dedi:
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı’nın istihbarat birimleri ve gerekli kurulardan bilgi almaksızın böyle bir açıklama yapması söz konusu olamaz. Belli bir dönem, tercih ve karar alma süreçlerine ilişkin yanıltıldığını defaatle dile getiren Sayın Cumhurbaşkanı’nın kamuoyuna yapmış olduğu açıklamalarda aldatılma hassasiyetine kurumların ve birimlerin titizlik gösterdiklerini varsayıyoruz.”
Poyraz, dosyadaki ‘gizlilik kararı’nın kaldırılmasını, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ifadesinin ‘ivedi olarak alınmasını’ talep etti.
Akşener, ilçe ilçe Türkiye’yi dolaşma ziyaretleri için gittiği Kırıkkale’de gazetecilerin Cumhur İttifakı’na davet çağrılarıyla ilgili sorularına cevap verdi, destek için güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş şartını tekrar hatırlattı. Akşener sorular üzerine şöyle konuştu:
“Erdoğan’ın çağrısı iktidara sayısal anlamda bir destek çağrısı ise, iki partinin (yeterli) sayısal çoğunlukları var. Türkiye’nin içi ile ilgili oluşan herhangi bir soruna yönelik bize ihtiyaçları yok. Dış politika açısından hadiseye baktığımızda ise millet ittifakında yer alan hiçbir parti dış politikaya yönelik sorun olduğunda orada devletini, milletini yalnız bırakmadı.
“Yola çıktığımızı yolda bırakmadık”
“İkincisi; bu çağrı Türkiye’nin taşınamaz hale gelmiş yüklerinin ve problemlerinin çözümü için ise o zaman 5 Mayıs 2018’den beri söylediğimiz bir şey var; uçacak, kaçacak dediğiniz tek partili Cumhurbaşkanlığı sistemi Türkiye’ye uygun değil dedik. Dolayısıyla haklı çıktık bu konuda. Karşı önerimiz de iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş. Parlamenter sistemin eksiğini, gediğini giderip 21. Yüzyılın taleplerine uygun bir sisteme geçmek. Bu konuda bizden yardım, destek isteniyorsa, bunu en başından beri talep eden biziz. Dolayısıyla elbette bu konuda destek verilir. Aama bu çağrı ‘buyurun biz iyileştirilmiş güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçelim, siz buna var mısınız’ sözüne istinaden ise. Şayet bu çağrı siyasi bir taktik üzerine samimiyetten uzak ise biz, İyi Parti olarak milletimizin çıkarlarına, menfaatlerine, değerlerine aykırı davranılmadığı süre içerisinde yola çıktığımız hiçbir insanı yolda bırakmadık.”
“Milli ve yerli olduğumuzu teslim etti Erdoğan”
“Bu destek çağrısının birinci ayağı sayısal olarak bize ihtiyaçları yok. İkinci ayağı dış politika zaten hiç yalnız bırakılmadılar. Üçüncü ayağı ise bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu demokrasinin ortadan kalkışı, hukukun üstünlüğünün ortadan kalkışı, adalet duygusunun zedelenmesi gibi, liyakatsizlik gibi ekonomik zorlukların arka planında bu tercihler var. Bu tercihler değiştirilecekse orada elbette ben biliyorum ki, CHP de dahil olmak üzere muhalefette, Millet İttifakı’nda yer alan partiler iyileştirilmiş güçlendirilmiş sisteme geçişle ilgili destek vermeye hazır. Burada da bir sorunumuz yok. Tabii hangisi? Orada en önemli iki kelime var. Milli ve yerli olduğumuzu teslim etti Erdoğan. Şimdiye kadar hiç bana gayri yerli diyebilen olmamıştı. Bu dönemde hepimiz gayri milli, gayri yerli olduk. Biz kendimizi biliyoruz; milli, yerli milliyetçi, kalkınmacı, demokrat bir siyasi partiyiz. Dolayısıyla bunun beş sene sonra anlaşılmış olması bizi ancak mutlu eder.”
“Yerli ve milli olarak bildiğimiz İYİ Parti”
Geçen hafta önce MHP Lideri Bahçeli, “Sayın Akşener’in böyle gitmeyeceğini, böyle ittifak olmayacağını, olsa bile bir ayağının çukura düştüğünü görüp derhal ve çok kısa süre içinde evine dönmesi doğru ve tutarlı bir davranış olacaktır. Evinde rahatı ve huzuru bulacaktır” diyerek İYİ Parti’ye eve dönüş çağrısı yapmıştı.
Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan da Ayasofya’nın önünde düzenlediği basın toplantısında “Sayın Bahçeli’nin daveti ise benim yadırgadığım bir davet değildir. Makul çizgide bir davettir. Dağınıklıkta bir şey yok. Terör örgütleriyle el ele olmak, milli ve yerli olarak düşündüğümüz İYİ Parti’ye hiç uygun düşmeyebilir” sözleriyle Bahçeli’nin sözlerine destek vermişti.