Ana SayfaHaberlerAli Koç: “Muhalefetin siyasi rekabete malzeme yapması iki kulübün haklı duruşuna büyük...

Ali Koç: “Muhalefetin siyasi rekabete malzeme yapması iki kulübün haklı duruşuna büyük zarar verdi”

Ali Koç, Süper Kupa Finali için ilk kez konuştu: “Bu olay siyasi rekabetin malzemesi haline getirildi, özellikle muhalefet tarafından. Bu, iki kulübün haklı ve saygı duyulacak duruşuna büyük zarar verdi.” “Federasyon ile bir firma arasında sözleşme var. Bu sözleşmeyi biz görmedik. Sorumluluk federasyonda. En az sorumlu taraf Suudiler.” “Yurtta Sulh Cihanda Sulh atamızın etkileyici bir söylem. Ama bu pankart üzerinde ısrar etmedik. Fenerbahçe'nin tişörtte ısrarının sebebi 100. yıl formasını biz bir kere kullandık. Biz Süper Kupa maçında 100. yıl formamızla çıkamayacağımız için ısınmaya tişörtle çıkmak istedik. Bize bunun sıkıntı olduğu söylendi. Anladığım kadarıyla Galatasaray da o gün pankart bastırmış 'Ne Mutlu Türküm Diyene' diye ve ısınma formalarının üstüne Atamızı bastırmışlar.” “Bizim İstiklal Marşımızda sıkıntı yok. O krizde değil. Parla marşı iptal edilince sanki İstiklal Marşı iptal edilmiş anlaşıldı”.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, iptal olan Riyad’daki Süper Kupa Finali gecesinde yaşananları Habertürk’te katıldığı programda anlatıyor.

Koç’un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“KONUŞMAYI DÜŞÜNMÜYORDUK AMA BİLGİ KİRLİLİĞİ VAR”

“Kesinlikle konuşmayı düşünmüyorduk; ama konuşmak zorunda bırakıldık. Çok fazla dezenformasyon ve art niyetle bilgi kirliliği var. Konu siyasi malzeme yapıldı. Odağından çok yanlış yerlere gitti. Olay olduğundan bu yana bütün olayı Fenerbahçe ve şahsımın etrafında döndürülmesi, iftiralar, yalanlar belli bir merkezden düğmeye basılarak yapılmış müthiş bir iletişim operasyonuyla karşı karşıya kaldık.

“PROTOKOL BİZDE YOK, FEDERASYON’DAN İSTEDİK”

“Protokol bizde yok. Biz bir mektup yazdık hafta içinde federasyonumuza protokolü rica ettik. Sadece protokolü değil maç gününe kadar olan kriz sürecinde yazışmaları rica ettik. Bizimle Federasyon arasında yapılmış hiçbir anlaşma yok. Sürecin çok amatörce yürütüldüğü konulardan bir tanesi bu. Bizim de talep etmek aklımıza gelmedi, doğruya doğru konuşalım.

“BİZ SÖZLEŞMEYİ GÖRMEDİK”

“Federasyon ile bir firma arasında sözleşme var. Bu sözleşmeyi biz görmedik. Bizim gördüğümüz hiçbir sözleşme yok. Bugün bize cevap geldi. Akşam 17.30-18.00 sularında geldi. İki kulübün de yakından uzaktan sözleşmeyle ilgili hiçbir şey bilmediğini görüyoruz. Cevapta kısaca ‘gizlilik vardır, bunu paylaşamayız, çok arzu ediyorsanız, hukukçu yollayın size gösterelim’ deniyor.

“PLANLAMA ÇOK HATALI YAPILMIŞ”

“Hadisede çok hatalı planlama yapılmış. Sayın Ömer Çelik de değindi. Bazı doğru tespitleri var. Bazı sözleri de yanlış bilgilendirildiği için doğrular ı yansıtmıyor. Tutanak, 16 Kasım’da federasyonda Galatasaray-Fenerbahçe toplantı yapılıyor. Bir sürü konu konuşuluyor. Kime ne kadar koltuk, loca, kura çekimi, kim hangi otelde kalacak vesaire, vesaire.”

“BİZE BİLGİLENDİRME YAPILMADI”

“Bir bilgilendirme yapıldı, tamamen taraftara yönelik. Suudi Arabistan’da nasıl davranmalısın, sokakta bağırmamalısın diye. Taraftara yönelik bilgilendirme yapıldı. Kulüplerimize yönelik ‘şöyle protokol var, bunlara izin veriyor, vermiyor’ diye bir şey söz konusu değil. Taraftarlara yapılan kuralları iki kulüp de sitesine koydu. Ama kulüplere gelen hiçbir bilgilendirme yok. Burada 11 maddelik tamamen organizasyonla ilgili belge. Tek imzaladığımız bu. Etrafta kabul edilen protokol, sözleşme, vekalet bunların hiçbirisi yok. TFF’de bir protokol var ama biz bilmiyoruz. İstedik, ‘gizlidir veremeyiz, gelin gösterelim’ dendi.

“Maç günü bizim yetkililerle Suudi yetkililer arasında yazışmalar oldu. Ben esas o yazışmaların bir şekilde ortaya çıktığı zaman işin aslı astarı nedir net bir şekilde belli olacaktır. O yazışma ortada olmadığı için şu an soruyoruz.

“FEDERASYON SORUMLULUĞU ÜSTÜNDEN ATMAYA ÇALIŞIYOR”

“Biz şunu istedik, ayın 2’sinde, biz de işin dibine inmek istiyoruz. Büyük bir fiyasko oldu. Bu nasıl oldu? Bunun dibine inmek istiyoruz. Protokol var, kulüpler dayatmaya çalıştı diye federasyonun sorumluluğu üstünden atması için kurgulandığı bir senaryo bu.

“PANKART VE TİŞÖRTÜ MAÇ GÜNÜ BİLDİRDİĞİMİZ BİLE OLDU!”

“Ben Fenerbahçe adına konuşabilirim. Futbolda teamüller var. TFF liderliğinde olan bir organizasyon bu. Aynen lig, kupa maçları gibi. Maç haftası varsa pankart, tişört sahaya çıkacağınız onlar size cevap verir. AÇEV, LÖSEV, şehitlerle ilgili mesajları veririz cevap gelir. Hatta maç günü bile oldu. En son derbi maçında şehitlerimiz oldu. Allah bir tane bile şehit göstermesin. Tişörtle çıkmak istediğimizi söyledik onayı aldık. Biz Çarşamba günü sabah yazı yazdık. Dedik ki ‘ısınmaya bu tişörtle ve bu pankartla çıkacağız’. Cevap alamadık. Ertesi gün uçağa binerken bir daha sorduk.

“PANKART ÜZERİNDE ISRAR ETMEDİK”

“Savaşa dikkat çeken bir şeydi. Ondan evvel Ukrayna-Rusya savaşında da aynı pankartı kullandık. Barıştan bahsediyoruz. Yerel otoritenin buna hassasiyet göstermesi. Yurtta Sulh Cihanda Sulh atamızın etkileyici bir söylem. Ama bu pankart üzerinde ısrar etmedik. Zaten federasyonumuz bize iki tane resmi yazı yazdı. Şu pankartla çıkacaksınız diye. Federasyonun yazdığı bize ilk gelen 14 Aralık’ta yazı geldi. Bu maça çıkacağımız pankart resmi bir yazıyla geldi. Şanlı Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlu olsun pankartıyla çıkacaklardır diye yazı.

“DEMEK Kİ SON DAKİKADA PANKART KABUL EDİLEBİLİYORMUŞ”

“28’inde yanılmıyorsam bir yazı daha geldi. O da şehitlerimizle ilgili pankart. 18 Aralık’ta beyaz renkli tişörtleri planlamaktayız, sizler için uygun ise göreceğiniz formayı çocuklara hediye edeceğiz dendi. Çocuklarımız sahaya önde 100. yıl logomuz arkada Atamızın sloganıyla çıkacaktık. Bize diyorlar ya sözleşmenin dışında hareket edemezsin demek ki son dakika şehitlerimizle ilgili pankart kabul edilmiş.

“27’SİNDE YAZIMIZI GÖNDERDİK, CEVAP GELMEDİ.

“27 Aralık’ta gönderiyoruz yazımızı. Cevap gelmedi. Üstüne gittik. Federasyon ‘Dışişlerinden cevap bekliyoruz’ dedi. Uçağa bindik, bir daha sorduk.

“SON DAKİKA DAYATMAMIZ SÖZ KONUSU DEĞİL”

“Bizim son dakika dayatmamız söz konusu değil. Her şey normal seyrinde devam ediyor diye biliyoruz. Bize bir kere deseler şu, şu, Suudi tarafından kabul edilmiyor. Ona göre organize oluruz veya orada maçı oynamayız. Biz bunu maça saatler kala öğrendik. Veya sıkıntının farkında oraya gider çözeriz, maçı oynarız düşüncesi bende olası. Cuma günü pankart bastırdılar. Her şey önceden planlanmışsa niye ihtiyaç var. Yine bize yazıyla gelen çocuklarımızın çıkacağı tişörtün programdan kaldırıldığını öğrendik. Üç ‘Parla’ şarkısı, Norm Ender değerli rapçimiz. Çok tutuldu, çok sevildi. Federasyon organizasyona bunu da ekledi. Sonra Allah’ın işi, o gün televizyon kanalına demeç veriyor Norm Ender, ‘Parla marşını söyleyeceğim’ diyor. Suudi Arabistan’a indik. Her şey yolunda. Otellerimize geçtik. Benim ve Selahattin Bey’in Suudi iş adamlarında yemeğimiz vardı. Ekstra bilet ve loca peşindeyiz. Bize çok sınırlı bilet verildi çünkü.

“O toplantıda genelde kulüplerin profesyonelleri, stattan, akreditasyondan sorumlu ekip ve federasyon ekibi ve Suudiler var. Fakat orada ilk defa bizim pankartımızın, ısınma tişörtlerimizin kabul edilemeyeceği ifade ediliyor Suudi yetkililer tarafından. İstiklal marşı Suudi Arabistan milli marşı orada gündeme geliyor.

“İSTİKLAL MARŞI KRİZİ YAŞANMADI”

“Onların marşı da var. Bizim İstiklal Marşımızda sıkıntı yok. O krizde değil. Parla marşı iptal edilince sanki İstiklal Marşı iptal edilmiş anlaşıldı. Fenerbahçe tişörtle ısınmaya çıkacak. Sanki biz son dakika formayı değiştiriyormuş gibi intiba yarattılar, bilerek ya da bilmeyerek. Federasyon yetkilisi buna üst düzeyde karar verilecek diyor. Kesip atılmıyor. Ertesi gün oluyor biz hala bilet peşindeyiz. Federasyon yetkililerini arıyoruz. Bir loca daha alabilir miyiz diye. Ben A Spor’a röportaj veriyorum. Barış olsun dünyada, insanlık kazansın diyorum.

“O PANKART BİZİM İÇİN OLMAZSA OLMAZ DA DEĞİL”

“Özellikle Filistin’de kardeşlerimizin yaşadıklarına istinaden. Hiçbir normal insanın kabul edemeyeceği görüntülere sahne oluyor dünya. Atamızın sözünü gündeme getiriyorum; ‘Yurtta sulh cihanda sulh’. Hatta o pankartı İngilizce çıkmak istiyoruz. Bizim için o pankart olmazsa olmaz da değil, işin ekstrası. Ben ve yöneticilerim Suudi Arabistan’ın eski federasyon başkanının evine yemeğe gidiyoruz, öğle yemeğine. Biz orada iken telefon geliyor. Sayın Büyükekşi’den telefon geliyor. Federasyonun kaldığı otele gelmemizi istiyor. Toplantıya 17.30’da toplantıya oturuyoruz. Maç 20.30’da.

“Otele gidiyoruz. Kat tıklım tıklım. Tek gireceksiniz deniyor. Masada Gençlik ve Spor Bakanımız, sayın Dursun Özbek var. Odaya gidiyoruz. Oturuyorum masaya. Bir de Sayın Bakanımızın iki danışmanı var. İlerleyen saatlerde Sayın Kasapoğlu da toplantıya katılıyor. Eski spor bakanı. Birkaç danışmanı yanında. Spor Bakanımız da orta yolu bulmaya çalışıyor. Aklı selimle orta yolu bulup maçın oynanması için. Ben oraya oturuyorum, sessizlik var. Bir kağıt alıyorum. Sayın Başkan ‘Her şey yolunda maç başlayacak, gösteri, ışık, alev, şehitlerimiz için 1 dakika saygı duruşu olacak, milli marşlar çalınacak’ diye programı anlatıyor.

“BİZ 100. YIL FORMASIYLA ÇIKMAK İSTEDİK”

“Diyorlar ki, ‘Sizin pankart ve tişört’. ‘Bizim pankartla derdimiz yok’ diyoruz. Fenerbahçe’nin tişörtte ısrarının sebebi 100. yıl formasını biz bir kere kullandık. 29 Ekim’de maçımız vardı. Biz Süper Kupa maçında 100. yıl formamızla çıkamayacağımız için ısınmaya tişörtle çıkmak istedik. Bize anlatılan etkinlikler, planlanan gösteriler, görseller… Bunlar içinde böyle bir formayla çıkmanın sıkıntı olacağı aklımızın ucundan geçmiyor.

“GALATASARAY DA O GÜN PANKART BASTIRMIŞ”

“Bize bunun sıkıntı olduğu söylendi. Anladığım kadarıyla Galatasaray da o gün pankart bastırmış ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ diye ve ısınma formalarının üstüne Atamızı bastırmışlar.

“ATATÜRK’SÜZ 100. YIL KUTLAMASI OLMAZ!”

“Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı TFF’nin 100. yılı. Atatürksüz, Cumhuriyetsiz kutlama aklımızın ucundan geçmedi. Meğerse Suudi yetkililer talepleri reddetmiş. Federasyondan bahsediyorum. Bu maç günü falan da olmadı. Maça gelen günler içinde oldu. Yola çıkmadan bile sıkıntılar vardı. Bu taraflarını söylemiyorlar. Bunlar gizli kalmaz, er ya da geç çıkacak. Pankart, şanlı Cumhuriyet 100. yılı, marş, çocuklarımızın tişörtler ve bir de ledlerde Atatürk’ün posterini kaldırıldığını biliyoruz.

“EN AZ SIKINTILI TARAF SUUDİLER”

“Burada işi deştikçe, dibine indikçe bu süreçte en az sıkıntılı taraf Suudiler. Bizim anladığımız kadarıyla maç gününden çok önce programla ilgili sıkıntılar ortaya çıkmış zaten.

“Suudilerin çok toleranslı davrandıklarını söyleyemem. Burada hassasiyetler varsa biz bunu maç günü mü öğreneceğiz.

“SORUMLULUK FEDERASYON’DA”

“Ömer Çelik Bey çok güzel konuşmuş. ‘Burada planlama hatası yapılmış’ demiş. Sonuna kadar haklı. Belki de hiç planlama yapılmamış. Sorumluluk net olarak Federasyon’da.

“DURSUN BEY İLE HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRI OLARAK BİRE BİR AYNI NOKTADAYDIK”

“Dursun Bey de biz de hayatın olağan akışına aykırı olarak bire bir aynıydık. İkimiz de benzer sıkıntılarda bire bir aynı noktadaydık. Onun için çıldırıyoruz. Niye her şey Fenerbahçe’ye, bırakın Fenerbahçe’ye Ali Koç’a bağlanıyor?

“POLİSLER, SOYUNMA ODASINA GİRDİ, PANKARTI ALDI”

“Biz hemen oynamayız demedik, bu maçı oynamamız lazım dedik. Bir deneyelim. Isınmaya bu formalarla çıkmayı deneriz dedik. Stattaki federasyon yetkililerinden garip mesajlar gelmeye başladı. Soyunma odalarına polis girdi. FIFA kurallarına göre soyunma odalarına polisin girmemesi gerekir. Pankartı aldılar, maçtan sonra vereceğiz dediler. İş gerilmeye başlayınca iki kulüp de 18.35 gibi oteli arayıp takımlara ‘bekleyin’ dedi.

“MAÇA ÇIKARKEN FUTBOLCULARIN ÜSTÜ ARANACAK’ BİLGİSİ GELDİ”

“Sayın Bakan aradaki sıkıntının giderilmesi için samimi bir çaba sarf etti. İstenilen noktaya gelinemedi. Bu arada Türkiye’de yer yerinden oynuyor, iş bambaşka yere çekiliyor. Biz 17.30’dan sonraki süreçte Türkiye’den fazla bilgi alamadım. Ama WhatsApp grubunda bize destek veren 18 kulüp yekvücut oldu. Stattan bir haber daha geldi. ‘Buraya gelindiği takdirde sahaya çıkarken futbolcuların üstünü arayacağız’ dendi.

“İŞ ARTIK İNATLAŞMAYA BİNMİŞ VAZİYETTE”

“Suudi yetkilinin, federasyon yetkilisine söylediği biz toplantıda iken bize iletiliyor. Personelimiz de bunu söylüyor bize. İş artık inatlaşmaya binmiş vaziyette. Oraya gidelim bakalım deneyelim fikrinden vazgeçiyoruz. Sıkıntı olsa şehrin dışına yemeğe gider miyiz şehirden iki saat uzağa. Ekstra bilet peşinde koşar mıyız? Sayın başkanla ayrı otellerde kaldığımız için ilk toplantımız 17.30’da. Sayın Özbek 1 saat önce gelmişti. Oraya geldiğimizde öyle bilgi kirliliği vardı ki, Parla marşı, İstiklal Marşı oldu. Doğru dürüst planlamayla iş bu noktalara gelmezdi. Onu anlatmaya çalışıyorum. Misafir olarak gittiğimiz ülkenin hassasiyeti varsa bunu bize söyleyeceksiniz.

“İbrahim Bey, Suudilere yazdığı cevabı anlatıyor. Atatürk’ü, Parla marşını, 100. logosunu anlatıyor. ‘Onların yazdığı mektubu bize göster’ dedik. Dedi ki ‘yanımızda yok’ İki mektubu görürsek işin aslı astarı ortaya çıkar. Söylediği gibi Fenerbahçe ve Galatasaray’ın sözleşmeden haberi var, imzayı attılar, vekalet verildi, her şey normal seyrinde iken son dakika Fenerbahçe ve Galatasaray geldi talep dışı davrandı, bunun uzaktan yakından alakası yok.

“MAÇA ÜÇ SAAT KALA FEDERASYON’DAN DUYUYORUZ Kİ MAÇIN OYNANMASINI ENGELLEYECEK SIKINTI VAR”

“Kim nerede, hangi yönetici kiminle konuştu, yazışmalar, oradaki insanlarla konuşuyoruz. Orada da tanıdıklarımız var. İş dönüyor dolaşıyor, Federasyon farkında. Kendi elemanları var sahada. Bunlar konuşuluyor, görseller, sahada ne olacak, ne edilecek? Burada sıkıntı Federasyon çalışanlarına söyleniyor. Bunu yokmuş gibi varsayıp, hepimizin uçağa binip maça 3 saat kala federasyonumuzun ağzından duyuyoruz ki, maçı oynanmasını engelleyecek sıkıntı var.

“NET ÇİZGİLERİNİ EN BAŞTAN ÖĞRENSEK GİTMEZDİK!”

“Galatasaray, Fenerbahçe sahaya çıksaydı, Federasyonumuz çıkmayın demezdi. Üçlü alınan bu şartlarda oynanmayacağına dair karar var. İki alternatif var. Doğru dürüst planlanmamış, iletişim kurulmamış, organizasyonun bütün detayları paylaşılmamış, evraka dökülmemiş, yolda kervan düzülüyor. Veyahut bunların hepsi yapılmış Suudi yetkililer arıza çıkarmış, ikisinden biri. Ben ikinciye inanmıyorum. Çünkü Suudiler bir gram esnemediler. Başından beri çizgileri var demek ki. Biz bunu baştan bilseydik ya ona göre giderdik veya gitmezdik. 101. yılı orada oynardık veya.

“VİCDANIM KALDIRAMIYOR”

“Burada benim Federasyonla ilgili vicdanımın kaldıramadığı konu çıkın ‘öyle sözleşme yok, Fenerbahçe çarşamba günü talepler getirdi’ diye niye söylemiyorsun. Bugün federasyon başkanına mektup yolladım. Sayın İbrahim Burkay’la görüştük birkaç defa. İki mektup yolladık. Niye burada asli suçlunun federasyon olduğunu anlattığım mektup var. Sayın bakanımız FIFA kurallarına göre oynanacağı kararlaştırıldı diyor, tamam. Sözleşme var deniyor ama biz sözleşmeyi bilmiyoruz. Siz iptal edilen konuları haber vermediniz mi diyoruz. Sayın Büyükekşi toplasanız 5 dakika konuştu. Bu projenin sorumlusu sayın İbrahim Burkay konuştu.

“BU OLAY ÖZELLİKLE MUHALEFET TARAFINDAN SİYASİ MALZEME HALİNE GETİRİLDİ”

“Bu olay siyasi rekabetin malzemesi haline getirildi, özellikle muhalefet tarafından. Bu, iki kulübün haklı ve saygı duyulacak duruşuna büyük zarar verdi. Siyasetin öbür tarafı da, iktidar demek istemiyorum ama en dibinde olanlar, oradan aldıkları bilgilerle haber yapan, kullanılmaya elverişli isimler işi yine siyasete çekti. ‘Ali Koç, Cumhurbaşkanımızı güç durumda bırakmak istiyor. Bombayı iktidarın kucağına bıraktı. Planlayarak gitti. Zaten Gezi’ye de gitti. FETÖ…’ falan…” dedi.

“BAHİS OLAYINA BAKAN SAVCININ ERZURUM’A TAYİNİ ÇIKTI”

“Bakın alt liglerde müthiş bir bahis olayı var. Tanık olarak çağırıldık. Heyecanlandık, umutlandık. Tünelin ucunda ışığı gördük. İçişleri Bakanımız bu konuda ciddi, konu müthiş bir savcıya verilmiş. Tam ikinci dalga olacaktı, savcının Erzurum’a tayini çıktı. Ben gerçekten anlamıyorum. Yargının da kendi içerisinde bir hiyerarşisi var tabii…”

- Advertisment -