HDP’ye bakanlık verilip verilmeyeceği tartışmaları, İyi Parti lideri Akşener’in CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun olası cumhurbaşkanlığı adaylığına “tamam” demek yerine “kazanacak aday” vurgusundan vazgeçmeyişi, CHP’li Bülent Kuşoğlu’nun “Kılıçdaroğlu aday olmazsa masa dağılır” çıkışı, İyi Parti’li Bilge Yılmaz’ın “büyük-küçük ortak” ayrımı yapması Altılı Masa’nın yaşadığı son krizlerin özet listesi.
Bu listenin ara başlıkları da var:
Kılıçdaroğlu’nun parti içinde kendi adaylığını tartışanlara “Gerçekten benimle misiniz” diye sorması, aday tartışmalarında adı geçen İmamoğlu’nun “Yanındayım” hareketi başlatması, tartışmaların bitmesi için CHP’lilere belli aralıklarla “susun” uyarısı gönderilmesi, Akşener’in Kılıçdaroğlu’na ömrü boyunca duyacağı şükranlığı dile getirdikten sonra parti içinden “CHP’ye teslim mi oluyoruz” seslerinin yükseldiğinin siyasi kulislere yansıması, İyi Parti’de de “Altılı Masa yorumlarına dikkat” alarmı verilmesi.
Krizler, o krizler içindeki ara başlıklar listesi uzadıkça uzarken hem CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hem de İyi Parti lideri Meral Akşener birlikte kurup geliştirdikleri Altılı Masa’nın gücünü, birlikteliğini ve kararlılığını öne çıkarmak konusunda anlaştılar.
Kılıçdaroğlu, ortak cumhurbaşkanı adayının masada kararlaştırılacağını anlatırken, Akşener masada çatlak olmadığını, olmayacağını vurgulamaya başladı. Sadece CHP ile İyi Parti değil, masanın diğer ortakları da zaman zaman yaşanan krizleri, gerilimleri masadaki diyaloğun canlı olmasına bağladı. Her partide “Zaman zaman maksadını aşan ifadeler, davranışlar olabilir. Önemli olan yolumuza devam etmek” yorumları yapıldı.
Yine de siyasi kulislerde Altılı Masa’nın 2 Ekim’de başlayacak ikinci tur liderler görüşmesinin krizlerden uzak, uyum içinde yapılıp yapılmayacağı sorusu gündemden düşmedi. Kimin ne yapacağı, ne diyeceği belli olmuyordu. Söylenen her söz yeni gerilimlere kapı aralayabiliyordu. Birbirini “sadece genel başkanlar konuşsun ki, pürüz çıkmasın” diye uyaranlar, kendilerinin ne zamana kadar sessiz kalacağını da sorguluyordu.
Bunlar nasıl çıkışlar?
İşte böyle bir ortamda İyi Parti lideri Meral Akşener çıktı, Habertürk’te Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtladı. Daha geçen haftalarda “Altılı Masa’da çatlak yok” diyen Akşener, seçime “kazanacak adayla” gidilmesinde yine ısrar etti. Siyaset kulislerindeki Kılıçdaroğlu’nun masanın doğal adayı olabileceğine dönük algıyı yıkmak istercesine “Kılıçdaroğlu’nun adaylığı kesin değil” dedi. Kimsenin masaya dayatma yapamayacağını “Masanın noter görevi yok” çıkışıyla anlattı. Masanın dağılıp dağılmayacağını bilmediğini söyledi. Kılıçdaroğlu’na ömür boyu şükran duygusunu bir kenara bıraktı, İyi Parti’nin CHP’ye borcunu 31 Mart’ta ödediğini anlattı. Hem zaten Kılıçdaroğlu İyi Parti’ye milletvekili verme jestini kendiliğinden yapmamıştı, Akşener bir gece yarısı Kılıçdaroğlu’nu ziyaret edip ricada bulunmuştu.
Bunlar nasıl çıkışlardı böyle?
Bugün siyaset kulislerinde dolaşanlar ya da Altılı Masa’daki partilerin üyeleriyle konuşanlar anladı ki; Akşener’i televizyonda herkes dikkatle izlemiş, hatta not almış. Herkes masada bir gerilim olduğunu kabulleniyor ancak bunu uyumsuzluk olarak tanımlamıyor. Herkes, Akşener’in gerilimi artırdığında hemfikir ama bu gerilimin bir çeşit siyasi taktik olduğuna kanaat getiriyor.
“Küçük sözlerin üzerinde durmayız”
İyi Partililer gibi DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat Partililer Altılı Masa’nın işlevinin iyi anlaşılması gerektiği konusunda Akşener’in hem CHP’ye hem de topluma önemli bir mesaj verdiğinin görülmesini istiyor. Hiç yorum yapmadan, bu partilerdeki Akşener yayını izlenimini özetlemeyi tercih ediyorum:
* Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığının kesinleştiği yorumu CHP’de başlayan –yanındayım- hareketi ile yaygınlaştı. Böyle bir durum söz konusu değil. Akşener bunu açıkça söyledi. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı kesin değil ve masa kazanacak adayda ısrarlı. Kılıçdaroğlu da böyle düşünüyor. Masaya bir dayatması yok.
* İyi Parti tabanından gelen ve Kılıçdaroğlu’nun masaya kendi adaylığını dayattığına dair yorumlar Akşener’in ona ömür boyu şükran duyacağını söylemesinden sonra arttı. Akşener, bu yorumların da önünü kesmek istedi. İyi Parti’nin CHP’ye borcunu ödediğini anlattı. Akşener, kendi parti tabanını rahatlatmaya çalışıyor, CHP’ye ya da masaya yüklenme gibi bir derdi yok. Akşener’de gerilim var, taktik var. Biz iyiyiz böyle.
* Zaman zaman bizim küçük ortak olduğumuzu söyleyenler var. İyi Partili Bilge Yılmaz yaptı bunu. Yapsın. Biz, 6 büyük ortağız. Küçük sözlerin üzerinde durmak gibi bir niyetimiz yok. Akşener, Altılı Masa’daki kararların ortak alınacağını söylüyor tıpkı Kılıçdaroğlu gibi. HDP’nin masada olmayacağını hatırlatıyor.
“İşler yolunda”
Akşener’i izleyen CHP’liler, 2 Ekim’de Altılı Masa liderlerinin güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin yol haritası ve ortak cumhurbaşkanı adayının açıklayacağı seçim beyannamesi üzerinde çalışmaya başlayacağını hatırlatıyor. CHP’liler “İşler yolunda” derken Akşener’in yayınını izlerken neler düşündüklerini şöyle özetliyor:
* Kimsenin masa dağılır diye bir korkusu yok. Kimse kimseye dayatmada da bulunmuyor. Liderler masada çalışırken elbette kendi tabanlarına da mesaj verecekler. Akşener de bunu yapıyor.
* Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusu daha uzun bir süre masanın gündeminde olmayacak. Seçim takviminin açıklanmasını bekliyoruz. O takvim açıklandıktan sonra herkes masanın daha hızlı hareket ettiğini, o güne kadar yaptığı çalışmaları daha somut bir şekilde halka anlattığını görecek.
* Kimsenin kimseye borcu yok zaten. Liderler, birbirleriyle ilgili duygu ve düşüncelerini paylaşıyorlar o kadar. Altılı Masa’da lider çekişmesi değil toplumun geleceği için işbirliği var. Masa, özellikle Cumhur İttifakı’ndan gelmesi muhtemel yeni saldırılara karşı önlem almaya çalışırken, gerilim de yaşar, taktikler de sergilenir.
Akşener ile Kılıçdaroğlu, 2 Ekim toplantısının gündemi için yarın (29 Eylül Perşembe) İyi Parti Genel Merkezi’nde biraraya gelecek. Yine birlikte fotoğraf verecekler. O fotoğrafın adı da şimdiden hazır: 6 büyük ortak.