Anayasa Mahkemesi (AYM), TİP milletvekili Can Atalay’ın avukatları tarafından yapılan ikinci başvuruyu değerlendirdi.
Avukatları tarafından yapılan başvuruda Atalay’ın, “Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararının gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının, mahkumiyet hükmünün infazına devam edilmesi nedeniyle de kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği” gerekçeleri gösterildi.
Başvuruyu genel kurul gündeminde ele alan AYM, kısa kararı açıkladı. AYM’de, Atalay’ın ‘seçilme ve siyasi faaliyette bulunma’ ve ‘kişi hürriyeti ve güvenliği’ haklarının ihlal edildiğine oy çokluğuyla karar verdi. İhlal kararına üç üye karşı oy kullandı.
AYM, Atalay’ın, ‘bireysel başvuru hakkının ihlal edildiği’ne ise oy birliğiyle karar verdi. Heyet ‘Anayasa’nın 148’inci maddesinde sağlanan bireysel başvuru hakkının, daha önce verilen ihlal kararın uygulanmaması suretiyle ihlal edildiğini’ belirterek ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için kararın ilgili mahkemeye gönderilmesine hükmetti.
Bir kez daha Atalay’ın tahliyesini isteyen AYM, dosyayı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. AYM, kararı uygulamayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri hakkında herhangi bir suç duyurusunda bulunma kararı almadı.
Ayrıca, Atalay’a 100 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmedildi.
Ne olmuştu?
AYM Genel Kurulu, 25 Ekim’de Can Atalay’ın seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar vermişti. Kararın gerekçesinde, milletvekillerinin yasama dokunulmazlığına istisna getiren “Anayasa’nın 14. Maddesindeki durumlar” ifadesinin öngörülebilir ve belirli olmadığını, bunu yargının belirleyemeyeceğini kaydetti.
Yüksek Mahkeme, ihlalin giderilmesi, yargılamada durma kararı verilmesi ve Atalay’ın tahliye edilmesi için kararı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. Ancak bu mahkeme, ihlalin Yargıtay kararından kaynaklandığını savunarak, kararı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne göndermişti.