Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in Türkiye’nin notunu durağandan pozitife çevirmesine rağmane piyasalarda döviz kuru endişesi sürüyor.
Fitch’e göre Dolar/TL’nin yıl sonunda 38 olması bekleniyor.
Döviz piyasalarında Dolar 32 TL, Euro ise 35 TL sınırlarında dolaşıyor.
Hakan Kara: “Merkez Bankası kuru dizginlemek için üç haftada 8 milyar dolar sattı”
Merkez Bankası’nın eski başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, X hesabından yaptığı paylaşımda Merkez Bankası’nın kuru dizginlemek için üç haftada 8 milyar dolar sattığını yazdı.
Kara, mevduat ve kredi faizlerindeki artışın sebebini bu duruma bağladı.
Hakan Kara, yaptığı bir başka paylaşımda ise TCMB’nin rekor döviz satışının büyük ölçüde yurt içi yerleşiklerin döviz talebinden kaynaklandığını söyledi.
Burak Dalgın: ‘O zaman irrasyonel olan rezerv satışı şimdi ‘rasyonel’ mi?”
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın da Merkez Bankası’nın rezerv satışları ile ilgili bir paylaşım yaptı:
“Para politikası:
2021-2023 — “irrasyonel” rezerv satışı
2024 — “rasyonel” rezerv satışı?”
Reuters: Merkez Bankası’ndan bankalara dolar talebiyle ilgili telefon gitti
Bundan bir hafta önce Reuters haber ajansı, Merkez Bankası’ndan bankalara artan dolar talebiyle ilgili telefon açıldığını öne sürdü.
Haberde Merkez Bankası’nın dün, artan döviz talebinin kaynağını anlamak ve piyasadaki “gereksiz volatiliteyi engellemek” için bankalarla telefonda görüştüğü bilgisine yer verildi.
Bakan Şimşek: “Döviz piyasasında son dönemde yaşanan dalgalanmanın geçici olduğu değerlendirilmeli”
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise 11 Mart’ta X hesabından yaptığı İngilizce paylaşımda 31 Mart sonrası dönemde uzun bir seçimsiz sürece girileceğini ve programın uygulanabileceğini belirterek şunları söyledi:
“Döviz piyasasında son dönemde yaşanan dalgalanmanın geçici olduğu değerlendirilmelidir. TCMB, elindeki tüm araçları kullanarak enflasyon beklentilerini sabitleme kararlılığındadır. TCMB’nin enflasyonu düşürmesine yardımcı olmak amacıyla maliye politikasını sıkılaştırmaya devam edeceğiz.”
Prof. Dr. Şenol Babuşcu: “Parasal sıkılaştırma için neden seçime 20 gün kala başlandı? Sabredilemedi?”
Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşcu ise “Bazı bankalar 100.000 TL’nin üstünde kredi kullandırmazken, bazıları ise tamamen durdurdu” dedi ve şunu sordu:
“Parasal sıkılaştırma kararları için seçim bekleniyordu. Neden seçime 20 gün kala başlandı? Sabredilemedi?”
Bilge Yılmaz: “TCMB’den üst düzey yöneticiler Londra’ya gidip toplantılar yaptı”
İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Bilge Yılmaz da TCMB yöneticilerinin Londra’ya gidip yabancı bir bankanın müşterileri ile toplantılar yaptığını öne sürdü:
“Anlaşılan o ki, son dönemde piyasalarda oluşan panik Merkez Bankası yöneticilerini de telaşlandırdı.
Merkez Bankası’nda üst düzey isimler Londra’ya gidip yabancı bir bankanın müşterileri ile kapalı toplantılar yaptığını öğrendim. Bu Merkez Bankası ve devlet ciddiyeti ile bağdaşmaz. Varolan sorunlara kısa vadede çözüm üretmek için yapılan bu hamleler yabancı yatırımcılardaki Türkiye algısını daha da bozar.
Merkez Bankası yöneticilerinin bunun yerine ivedilikle şeffaf bir şekilde doğruları yapmasını tavsiye ederim.
Her zaman söylediğim gibi devlet yönetmek, üst düzey kamu görevinde olmak ciddiyet ve sorumluluk gerektirir.
Maalesef bundan çok uzaktayız.”
Gözler 28 Mart’taki faiz kararında
Ekonomide yaşananların ardından gözler 28 Mart’ta gerçekleşecek TCMB Para Politikası Kurulu toplantısına çevrildi.
Ekonomi Gazetesi Ankara Haber Müdürü Hüseyin Gökçe, Merkez Bankası’nın 500 baz puanlık bir artışa daha gideceğine kesin gözüyle bakıldığını söylerken bazı ekonomistler ise seçim öncesinde böyle bir karara ‘izin’ çıkmayabileceği görüşünde.
Barış Esen: “Piyasa aslında 500 baz puanlık artış yaptı”
Ekonomist Dr. Barış Esen ise piyasada fiili olarak 500 baz puanlık artış yapıldığını belirterek şunları söylüyor:
“VİOP’ta görünen 44,84 yıl sonu kuru yaklaşık % 50 faize işaret ediyor. Mevduat faizleri % 50’nin üzerine geldi.”
Ekonomide yaşanan tüm bu gelişmeler akla ekonomide rasyonel politikalardan sapılıp, eskiden olduğu gibi dövizin baskılandığı, bankalara gayri resmi telefonlar gittiği bir irrasyonel politikalar yoluna sapılıp sapılmadığı sorusunu getirdi…