Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) kurmaylarının zihnini ne zamandır meşgul eden büyük probleme nihayet bir çözüm bulunduğuna dair haberler dün (15 Eylül) medyada geniş yer buldu.
Haberlere göre, Deva Partisi ile Gelecek Partisi’nin CHP’den yapılacak transferlerle seçime girmesini mümkün kılacak kâbus senaryosunun nasıl devre dışı bırakılacağına dair çalışmalar yürüten Hayati Yazıcı başkanlığındaki komisyon raporunu tamamlamak üzereymiş. Rapor, Eylül sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulacakmış.
Biliyorsunuz, bir partinin seçime girebilmesi için tüm illerin en az yarısında teşkilat kurmuş ve büyük kongresini yapmış olması veya TBMM’de grubu bulunması gerekiyor. Üstelik birinci koşulun geçerlilik kazanabilmesi için, asgari teşkilatlanmanın tamamlanmasından sonra üzerinden altı ay daha geçmiş olması gerekiyor.
Yani, mesela bir yıl sonra yapılacak bir erken seçimde iki partinin seçimlere girebilmesi muhtemelen ancak grup kurma şartını yerine getirebilirlerse mümkün olacak.
Aranan cinlik bulundu!
İşte AK Parti’de yaz boyunca sürdürüldüğü açıklanan hummalı faaliyetin nedeni bu.
Diyebilirsiniz ki, iktidar partilerinin ilgili kanunları değiştirebilecek güçleri var, “transfer yasak kardeşim” diye bir kanun çıkarırlar ve böylece mesele kaynağında hallolmuş olur.
Mesele dışarıdan öyle görünüyor ama o kadar da basit değil. Çünkü “milletvekillerinin iradesine ipotek koyma” diye bir korkusu var bir yandan da AK Parti’nin; böyle suçlanmaktan korktuğu için milletvekili geçişliliğini mümkün kılan fakat geçilen partinin yine de seçime katılmasını mümkün kılmayan bir formül gerekiyordu AK Parti’ye.
İşte dünkü haberlerden bunu öğreniyoruz. Aranan cinlik nihayet bulunmuş. Hürriyet’ten Gizem Karakaş’ın parti kaynaklarından edindiği bilgilere dayanarak yazdığı habere göre:
“AK Parti, milletvekili transferiyle ilgili diğer ülkelerdeki sistemleri tek tek inceledi. Buna göre, milletvekillerinin başka partiye geçmesinin önünü kesecek bir düzenlemeye gidilmemesi planlanıyor. Ancak başka partiye geçen milletvekili, grup kurma sayısına dâhil edilmeyecek. AK Parti kurmayları, ‘Seçimden sonra gruplar oluşsun ve bütün dönem o kabul edilsin. Gruptan çıkan bir milletvekili başka partide grup kurma sayısına dâhil edilmesin. 20 kişi bile olsalar grup kuramayacaklar. Yani, grup kurma hakları yasaklanacak. Böylece milletvekilinin iradesine engel konulmamış oluyor. Avrupa’da da örnekleri var’ dedi.”
AK Parti komisyonunun, “Batı’nın iyi taraflarından” da yararlanarak son derece işlevsel bir sonuç ürettiği anlaşılıyor: Yasa böyle değiştirilirse, son seçimlerdeki CHP – İYİ Parti örneği tekrarlanamayacak ve yeni partiler seçime giremeyecek.
Meselenin tahammülfersâ boyutu
Meselenin tahammülfersâ bir boyutu var: Mış gibi yapılıyor… AK Parti, “yüzde 1 bile alsalar yandık, onun için onlara seçim falan yok” demiyor tabii ki. Gerekçeleri, seçmenlerin hakkını korumak! AK Parti, bir partiden seçip parlamentoya gönderdiği milletvekilinin başka bir partiye gittiğini gören ve hayal kırıklığına uğrayan seçmenlerin hakkını korumak için yapıyormuş bunu. AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı’nın konuya dair çalışmaların başlatıldığı Mayıs ayında dediği gibi:
“Halkın tayin ettiği milletvekillerinin temsil ettiği siyasi iradenin çeşitli oyunlarla; ahlaka, demokrasiye aykırı şekilde değiştirilmesine, pazara çıkartılmasına imkan vermeyecek bir hukuki çalışmayı MHP ile birlikte yürütmekteyiz.”
E, peki, o zaman bırakın bütün partiler girsin seçime… O zaman yeni partilerin seçime girmesi için CHP’den transfere falan gerek kalmaz! Böylece “Halkın tayin ettiği milletvekillerinin temsil ettiği siyasi iradenin çeşitli oyunlarla; ahlaka, demokrasiye aykırı şekilde değiştirilmesine” de imkân verilmemiş olur.
AK Parti’nin yeni partileri seçime sokmamak için bulduğu çare üzerinde düşününce insanın aklına bir rakam takılıyor: 367.
Neden acaba?