AB liderlerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaretinde yaşanan koltuk krizini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şunu söyleyeyim evvela, AB’nin iki lideri birlikte ilk defa seyahat ediyorlar. Beraberce başka bir ülkeye gitmemişler şimdiye kadar. Zannediyorum burada kusur bizim tarafımızda değil. Bu oturuş biçimi fikri daha çok Avrupa Birliği tarafından gelmiş.
Ama şunu söyleyeyim; ben protokol müdürü olsam, karşı tarafa sormam, dışişleri bakanı düzeyinde olan Ursula von der Leyen’e de koltuk bakımından eşit muamele gösterirdim. Ne derlerse desinler, bizim bir protokolümüz var. Avrupa’da kadın-erkek eşitliğinin çok üst seviyede tartışıldığı bir dönemdeyiz. Ben olsam eşit oturturdum. Karşı taraf neyi işaret ederse etsin.
Sizin de aralarında bulunduğunuz 126 emekli büyükelçi, Montrö Sözleşmesi’nin önemi ve Kanal İstanbul projesinin iptal edilmesi ile ilgili bir bildiri yayınladı. Montrö Sözleşmesi ile Kanal İstanbul arasında nasıl bir bağ var?
Hiç şüphesiz bir bağ olacaktır. Şöyle söyleyeyim, Montrö Sözleşmesi Karadeniz’e sahildar ülkeler ile sahildar olmayan ülkeler (askeri gemiler bakımından) bir denge kurmuş ve Karadeniz’e sahildar ülkelerin güvenliğini gözetmiştir.
Kanal İstanbul yapıldığı takdirde, bu askeri gemiler bakımında da bir sorun çıkartacaktır. Biz her ne kadar bunun İstanbul’un güvenliğini tehlikeye düşüren tanker geçişine bağlasak da bizim tankerleri Kanal İstanbul’dan geçmeye yönlendirme, zorlama imkânımız yok. O zaman bu Montrö’ye aykırı olur. Üstelik güvenlik bakımından da Kanal İstanbul’un etrafında rezidansiyel yerler olacağı için daha güvenli olacağını söylemek mümkün değil.
Eğer askeri gemiler de yeni yapılacak bu kanaldan geçecek olursa, o zaman Montrö’nün kurduğu denge tamamıyla bozulur ve Karadeniz’e sahildar ülkeler bakımından (özellikle Rusya bakımından) sıkıntılı bir durum yaratır.
Ayrıca Karadeniz’de büyük devletlerin karşı karşıya gelmesi, ister istemez Türkiye’yi de bu çatışmanın içine çekebilecektir. Ben şunu söylüyorum; İstanbul Boğazı’ndan geçen tanker sayısı giderek azalacaktır. Niye? Çünkü bu tankerler giderek daha az kullanılacaktır. Boru hatları kullanılıyor artık bu iş için. O nedenle Kanal İstanbul’u biz gereksiz ve Türkiye bakımından Montrö yönünden sorun yaratacağı için tehlikeli görüyoruz.
Büyükelçilerin yaptığı açıklama buna yönelikti.
Yalım Eralp’in konuk olduğu Serbest Analiz’i SerbestPod’da dinlemek için: