Ana SayfaHaberlerAnalizCübbeli Ahmet Kadiri mi oldu?: “Hayır, İsmailağa’daki otoritesini güçlendirmeye çalışıyor”

Cübbeli Ahmet Kadiri mi oldu?: “Hayır, İsmailağa’daki otoritesini güçlendirmeye çalışıyor”

Cübbeli Ahmet’in Kadiri bir tarikat liderinden icazet aldığı görüntüler, Nakşibendi İsmailağa Cemaati’nden ayrılarak Kadiriliğe “transfer olduğu” şeklinde haberleştirildi. Ancak yapılan tarikatlarda “teberrüken icazet” diye tanımlanan sembolik bir onore etmeden ibaret. Hızla yayılan haberi ve videoyu Bülent Şahin Erdeğer ve Mahmud Ertürk, Serbestiyet için yorumladı. Ertürk: Tarikatlar arası, takdir edilen insanlara böyle jestler yapılmıştır ancak bunlar ‘transfer’ olarak değerlendirilemez. (…) Ama Ünlü’nün Mahmud Efendi'nin halifelerinden Hasan Kılıç Hoca’ya hiç atıf yapmama sebebi kendisine sorulabilir.” Erdeğer: “İsmailağa’nın başına geçmek istiyor. Cemaatine ‘O kadar büyük alimim ki farklı tarikatlardan icazet alıyorum’ mesajı veriyor.”

“Cübbeli Ahmet” diye bilinen Ahmed Mahmud Ünlü’nün Nakşi İsmailağa Cemaati’nden ayrılarak “Kadiri şeyhi” olduğu iddia edildi.

İddia, Ünlü’nün Kadiriliğin Şazeli ekolünden Suriyeli bir tarikat lideri olan Ubeydullah El Kadiri’yi ziyaret ettiği anları gösteren bir video nedeniyle ortaya atıldı.

Videoda, Ubeydullah El Kadiri ve bir müridi arasında geçen ve Ünlü’nün de dinlediği bir konuşmada, Ubeydullah El Kadiri’nin Ünlü’ye icazet verdiği anlatılıyordu.

Söz konusu video önce etkileşimi ve takipçi sayısı yüksek anonim Twitter hesaplarından “İsmailağa Cemaati’ne bağlı olduğu bilenen Cübbeli Ahmet tarikat değiştirdi, Kadiri Şeyhi oldu” mesajlarıyla paylaşıldı. Ardından da birçok medya kuruluşunun sitesinde haber olarak yer aldı.

Twitter’da iddiayı ve iddiaya konu olan videoyu ilk olarak “Haber Report” adlı hesap paylaştı.

Ünlü: “Ağzımdan duymadan inanmayın”

Ünlü, dün (7 Eylül) akşam yapılan ve bugün Youtube kanalından yayımlanan sohbet etkinliğinde “Kadiri şeyhi olduğu” iddialarını yalanlayarak şunları söyledi:

“Uydurmuşlar ki Cübbeli Kadiri Tarikatı’na intisab etti. Ben size dedim ki ağzımdan bir şey duymadan, beni bağlayan yazı, sitelerimden -sitelerim ele geçmediyse tabi- yazılı veya sözlü bir şey duymadan hiçbir şeye inanmayın.

Ben efendi hazretlerinin müritliğinden başka dünyada bir şey bekliyor muyum, ahirette bir şey bekliyor muyum? Biz ona intisap ettik. Kimseye intisabımız olmamıştır. Bana halifelik isteyen şefler olmamış mıdır? Çok.”

“Tasavvufta bir tarikata bağlıyken başka bir tarikattan icazet alma pratiği vardır”

Serbestiyet yazarı Mahmud Ertürk, videodaki icazetin, tarikatlar arasında “teberrüken icazet verme” diye bahsedilen sembolik bir uygulama olduğunu söylüyor:

“Ahmet Mahmut Ünlü’nun söz konusu videosu, icazet takdiminden ibaret. Kadim usule göre, bir eseri okutmak veya ondan tam anlamıyla istifade etmek için eserin sahibinin bizzat ders verdiği ve günümüze kadar ders verenler üzerinden kopmadan gelen öğreticilerden icazet almak önemsenir. Eser metninin bozulmamış kabul edilmesinin ve tam bir istifadenin ancak böyle olacağına inanılır. Buna kısaca o olanda uzman/otorite olan kişiden ‘uzmanlık’ unvanı almak ve o eser metninin doğruluğuna dair delil elde etmek denebilir.”

“Hasan Kılıç hocaya hiç atıf yapmama sebebi kendisine sorulabilir

“Öte yandan tasavvufta, bir tarikata bağlıyken başka bir tarikattan hilafet yetkisi alma veya icazet alma pratiği de vardır. Tarikatlar arası, takdir edilen ve sevilen insanlara teberrüken yani bereketlenmek için böyle jestler yapılmıştır ancak bunlar mutlak bir yetki veya ‘transfer’ olarak değerlendirilemez. Mutasavvıfların ve padişahların bir kısmı için birden çok tarikata intisap etme veya birçok tarikatta şeyh olma iddialarının birçoğunun durumu böyledir.

Ahmet Mahmut Ünlü’nün gündem olan video üzerinden çıkan haberlere verdiği cevap da bu anlattıklarımı desteklemekte. Ünlü’nün açıklamasında asıl dikkat çeken detay ise kendisinin bu ana kadar sadece merhum Mahmut Ustaosmanoğlu hocaefendiye intisap ettiğini birden çok defa vurgulayıp ‘Şeyhim sadece odur’ demesidir. Mahmud Efendi’nin halifelerinden Hasan Kılıç hocaya hiç atıf yapmama sebebi kendisine sorulabilir.”

“Cübbeli Ahmet, ‘Büyük alimim ki farklı tarikatlardan icazet alıyorum’ mesajı vermeye çalışıyor”

Ünlü’nün Suriyeli Şazeli tarikat lideri Ubeydullah El Kadiri’den icazet alma nedenini yazar Bülent Şahin Erdeğer’e de sorduk.

Bülent Şahin Erdeğer.

Ünlü’nün Kadiri tarikatına “transfer olduğu” yorumları yapıldı. Aslında olan nedir?

Videoda yapılan teberrüken icazet verme. Tarikatlar tarafından farklı tarikatlarda bulunan kişilere yapılan, daha önce de birçok örneği olan sembolik bir uygulama. Yani Cübbeli Ahmet artık o tarikatın irşat sisteminde de ders verebilecek, o tarikatın silsilesine eklendi. Mesela o tarikattan birisi isterse artık “Ben Cübbeli Ahmet’e bağlanayım” diyebilir. Bunlar fiilen pek olan şeyler değildir ama isteyen biri böyle davranabilir.

Kesinlikle tarikat değiştirmek ya da “transfer” diye yorumlanabilecek bir durum değil. Bu yorumlar konuyu bilmeyen kişilerin yanlış değerlendirmeleri ya da ilgi görsün isteğiyle yapılan abartılar olabilir.

Cübbeli Ahmet’in bu icazeti almasının bir nedeni olabilir mi?

İsmailağa Cemaati içinde çok ciddi bir iktidar savaşı var. Cübbeli Ahmet, İsmailağa’nın başına geçmek istiyor. Bu şekilde başka tarikatlardan da icazet alarak kendi dini otoritesini güçlendirmek istiyor. Cemaatine ‘O kadar büyük bir alimim ki farklı tarikatlardan, cemaatlerden icazet alıyorum’ mesajını vermeye çalışıyor.

Cübbeli Ahmet, zaten İsmailağa Cemaati’nden asla ayrılmaz da. Orada kendince bir mücadele içinde.

Türkiye’de tarikatların kökeni ya Nakşibendiliğe ya Kadiri-Rufai damarına dayanır. Tarikatlar bu iki büyük ekolden gelir. Cübbeli Ahmet sembolik de olsa bu şekilde iki büyük kökten de icazet almış oluyor, böyle bir ‘manevi’ anlamı var.

Ünlü’nün Suriyeli bir şeyhten icazet almasının ayrıca bir anlamı var mı?

O bölgedeki tarikatların sınır ötesi bir yapıları var. Suriye, Irak, Kürt illerini kapsayan etkileri var. Bu nedenle tarikat liderinin Suriyeli olması ilginç bir durum değil.

Şazelilik, son on yıldaki Suriyeli göçünden önce de Türkiye’de var mıydı?

Tabii vardı. Osmanlı kökenli olduğu için sınır ötesi bir etkinliği var. Sınırın öte tarafında da ciddi etkileri var. Suriyeli göçünden sonra Türkiye’deki Şazeli cemaati nüfusu da artmış olabilir tabii.

- Advertisment -