Ana SayfaHaberlerArınç’tan Zühtü Arslan’a Aliyalı destek: “Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey dostlarımızın...

Arınç’tan Zühtü Arslan’a Aliyalı destek: “Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey dostlarımızın sessizliği olacaktır”

Bülent Arınç, Kadir Topbaş’a vefasızlığı hatırlattı, MHP’nin hedefindeki AYM Başkanı Zühtü Arslan’a Aliya İzzetbegoviç’e atıfla destek verdi: “Son zamanlarda size yöneltilen hakaretamiz ifadeler, istihza dolu cümleler, tezyif edici ithamlar ve tehditleri şiddetle kınıyorum. Sizler bu milletin kabul edilmiş duası oldunuz. Elli yılı aşkın siyasi hayatımda sizin savunduklarınıza ve başardıklarınıza sahip çıkmak ve savunmak vefanın gereğidir. İyi ki varsınız ve hep var olasınız. Sizleri savunması gerekenlerin suskunluğunu üzüntüyle takip ediyorum. Merhum Aliya'nın dediği gibi ‘ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.”

AK Parti kurucularından Bülent Arınç, 2021’de hayatını kaybeden İBB eski Başkanı Kadir Topbaş’ın ölüm yıldönümü için “Vefa ve ilkeler üzerine…” başlıklı bir yazı paylaştı.

Mevlana’nın, “Kula vefası olmayanın, Allah’a da vefası olmaz” sözüyle başlayan yazının tamamı şöyle:

“Dün, 2021 yılında ebediyete irtihal eden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sevgili dostum Kadir Topbaş’ın üçüncü vefat yıl dönümüydü. Değerli başkanıma Rabbimden rahmet diliyorum, mekânı cennet olsun.

Kendisiyle en son 2020 yılının Eylül ayında, hastanede eşimle birlikte Covid tedavisi görürken telefonla aradığında görüşmüş; eski hatıralarımızı tazelemiştik. Kendisi de dışarda çok bilinmemekle birlikte o dönem ağır bir rahatsızlık geçirdiğinden bahsetmiş; birbirimize sağlık ve afiyet dilemiştik.

Kadir Başkan bu görüşmemizden kısa bir süre sonra yoğun bakıma alındı ve 3 ay sonra da vefat etti. Bugünlerde bazı dostlarının kendisini andığını ve ondan özlemle bahsettiğini görüyorum. Son dönemlerde gözlemlediğim bir şeydir; insanlar hayatta iken esirgediğimiz sevgi ve saygıyı ancak vefatından sonra gösteriyoruz.

Kadir Topbaş, İstanbul Belediye Başkanlığını ikinci defa kazanmış ve sonrasında üçüncü yılında istifa etmek zorunda kalmıştı. Güçlü bir imana sahipti, işine bağlı, bilgili, saygılı, itibarlı, kul hakkına dikkat eden, hiçbir zaman kamu imkanlarını kendi şahsi çıkarları için kullanmayan, fevkalâde cömert ve tüm İstanbul’un saygınlığını kazanmış Kadir Ağabeyi idi. Gün geldi yakınlarından ihanet gördü, iftiraya uğradı. Kendisine ve aile fertlerine düşmanlık yapıldı. İstedikleri menfaat ve çıkarlara cevap vermediği için ellerindeki basın, siyaset, mevkii ve parti imkanlarını çok acımasızca kullanan, çıkarlarını bölgesel milliyetçilik yaparak perdeleyen bir güruhun hedefi oldu. Bunlar yapılırken yanında birkaç samimi dostun duasından ve gözyaşından başka bir şey bulamadı. Eski dostları suskun kalmayı ve ona sırtlarını dönmeyi tercih etti. O, çok onurlu bir insandı. Aile yakınlarının daha da zarar görmemesi için istifa etti. Aleyhine çalışanlar, İslam’ın en ağır suç olarak nitelediği iftira ve kul hakkıyla hala utanç içinde yaşıyorlar. Kadir Ağabey bu konuda tek bir örnek değildi, bu süreçte pek çok başarılı insan da aynı düşmanlığa maruz kaldı.

Ben inanıyorum ki Kadir ağabey güzel yaşadı, Rabbim onu cennetinde misafir ediyor. Bu kötülükleri yapanlar, alet olanlar, sessiz kalanlar ve destekleyenler! Hayatta iken helalleşmediniz şimdi ne yapacaksınız merak ediyorum. Durumlarınızı biliyorum, hepinizin tahtı sallandı, düştünüz. Sokağa ve medyaya bile çıkamıyorsunuz. Siyasi arenamızda yeni bir yöntem olarak ortaya çıkan ‘belirli günler ve haftalar siyasetçileri’ oldunuz. Allah sizleri ve sizler gibi olanları toplum hayatından uzak etsin.

Vefa demişken bir teşekkürüm de Anayasa Mahkemesi’nin değerli başkanı Sayın Zühtü Aslan’a.

Sayın Başkan, son konuşmanızı dinledim her zamanki gibi değerli, bilgili, açık sözlüydü; ilgiyle ve takdirle izledim. Verdiğiniz hikmet dolu örnekler beni çok duygulandırdı. Temel hak ve özgürlüğün korunması, ahde vefa ilkelerini çok güzel ifade ettiniz. Sayın başkan, sizi ve size yoldaş olan işte, gönülde, fikirde bir olduğunuz çalışma arkadaşlarınızı çok seviyor ve takdir ediyoruz. Son zamanlarda size yöneltilen hakaretamiz ifadeler, istihza dolu cümleler, tezyif edici ithamlar ve tehditleri şiddetle kınıyorum. Sizler bu milletin kabul edilmiş duası oldunuz. Elli yılı aşkın siyasi hayatımda sizin savunduklarınıza ve başardıklarınıza sahip çıkmak ve savunmak vefanın gereğidir. İyi ki varsınız ve hep var olasınız. Sizleri savunması gerekenlerin suskunluğunu üzüntüyle takip ediyorum. Merhum Aliya’nın dediği gibi ‘ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.’

Sayın başkan, görev süreniz bittiğinde size olan vefa borcumuzu geçmişten bugüne ayrıca yazacağım. Son söz;

Siyaset zemini konjonktüre bağlı olarak dönüşebilir, rüzgar bazen tersten esebilir, önemli olan ilkelerinize bağlılığınızdır. Farklı esen her rüzgarda dalından kopmuş yaprak misali savrulanlar, girdiği kabın şeklini alanlar, ilkesizliği ve vefasızlığı bir siyasi manevra kabiliyeti gibi görenler ise kısa vadede olanları kar sayan ama aslında ziyanda olanlardır. Elli yılı aşkın zaman bu ülkede siyaset yaptım. Şimdi arkama dönüp baktığımda bana kalan ve dokunabildiklerime aktarabildiğimi düşündüğüm iki önemli husus var işte:

İlkeler bütününe bağlı bir siyaset ve vefa…”

- Advertisment -