Ana SayfaHaberlerAyhan Bora Kaplan operasyonunu yapan emniyet müdürlerinin yargılanması başladı: “Suç örgütünün operasyonuna...

Ayhan Bora Kaplan operasyonunu yapan emniyet müdürlerinin yargılanması başladı: “Suç örgütünün operasyonuna maruz kalıyoruz”

Ayhan Bora Kaplan operasyonu üzerinden “iktidara darbeye kalkıştıkları” iddiaları sonrası Ankara Emniyeti’ndeki görevlerinden alınan ve tutuklanan emniyet müdürlerinin yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Tutuklu, eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik: “Ayhan Bora Kaplan’a ben operasyon yaptım. Bunun silahlı kanadı var. Serdar Sertçelik, dolandırıcılık kanadının yöneticisi. Emniyetten de bilgi alıyordu. Böylesine bir örgütün bir karşı operasyonuna maruz kalıyoruz.”

Ayhan Bora Kaplan organize suç örgütü davasının sanığı ve gizli tanığı Serdar Sertçelik’in yurtdışına kaçması sonrası sosyal medyadan çektiği videolarda dile getirdiği “Hükümet üyeleri aleyhinde ifadeye vermeye zorladılar” iddiası üzerine Ankara Emniyeti’ndeki görevlerinden alınan ve tutuklanan emniyet müdürlerinin yargılandığı dava Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başladı.

İddianamede; Eski Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik, eski Ankara Organize Suçlarla Şube Müdürü Kerem Gökay Öner, eski Ankara Organize Suçlarla Şube Müdür Yardımcısı Şevket Demircan ve eski Ankara Organize Suçlarla Şube komiseri Ufuk Gültekin’in de aralarında olduğu 6’sı emniyet mensubu 11 sanık hakkında “görevi kötüye kullanma”, “göreve ilişkin sırrın açıklanması”, “suçluyu kayırma” ve “tanığı etkilemeye teşebbüs” suçlamaları yöneltiliyor.

“Ayhan Bora Kaplan suç örgütünün operasyonuna maruz kalıyoruz”

İlk olarak görevden uzaklaştırılan eski Ankara organize ve mali suçlardan sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik savunma yaptı.

T24’ün haberine göre; Çelik savunmasında, 126 sayfalık iddianamenin sadece iki sayfasının hukuki değerlendirme olduğunu belirterek, “Ben hangi suçluyu kayırmışım? Ayhan Bora’ya ben operasyon yaptım. Ayhan Bora Kaplan’ın silahlı bir suç örgütü olduğunu tespit ettik. Yargılaması devam ediyor. Bu dosyada kamu görevlileri var. 22 tane polis var. Bazı tespitler var. Bunun silahlı kanadı var. Serdar, dolandırıcılık kanadının yöneticisi. Acayip bilgi alıyor. Emniyetten de bilgi alıyordu. Böylesine bir örgütün bir karşı operasyonuna maruz kalıyoruz. Buna siz de baktığınızda göreceksiniz” dedi.

Emniyet müdür yardımcısı olarak savcılarla görüşmediğini, başsavcı veya yardımcıları ile görüştüklerini belirten Çelik, altındaki müdür ve komiserlerin Sertçelik’i geri getirmek için çalışma yaptığını kaydederek, “Hangi sırrı ifşa etmişim? Hiçbir arkadaşım etmedi. Hangi olayda onları etkilemişiz, sorun onu. Hangi hakimi etkilemeye çalışmışız?” diye sordu. Çelik savunmasının devamında, hiyerarşik düzen içinde görev yaptıklarını, 365 bin polisin, 364 bininin kendisinden kıdemsiz olduğunu anımsatarak, “Benim kaçma şüphem söz konusu olabilir mi? Bizim itibarımız var. Ailemiz var. Tahliyemi ve beraatimi talep ederim” dedi.

“Sertçelik’i kayırmam söz konusu değil”

Çelik’in ardından eski Ankara Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Kerem Gökay Öner’in savunmasına geçildi. Göreve başladıktan sonra Kaplan operasyonunun başladığını söyleyen Öner, bu soruşturma sırasında emniyette içsel olarak bazı sıkıntılar yaşandığını öne sürerek, “Serdar Sertçelik, birinci dalga operasyon kapsamında Kıbrıs’tan Türkiye’ye getirilmiş, ifadesi alınmış ve adli kontrol altına alınmış. Savcı tarafından gizli tanığın iddialarının araştırılması talimatı gelince ben böyle bir gizli tanıktan haberdar oldum” dedi.

Sertçelik’in vurulması ve ardından gözaltına alınamayacağına ilişkin doktor raporu verilmesi sürecini hatırlatan Öner, şunları söyledi: “25 Kasım’da savcı, doktor raporuna istinaden gözaltına alınamadığından evinde ifadesinin alınması talimatı veriyor, avukat nezaretinde ifadesi alınıyor. Savcımızın talimatıyla gözaltı kararı olmadığı için başında eleman bırakmadık. Kelepçe tedbiri var. Ertesi gün savcının talimatıyla adliyede hazır edilmesi istendi. Ekipler eve gittiğinde Serdar Sertçelik’in evinde olmadığı tespit edildi. Buna ilişkin tutanak tuttuk. 29 Kasım’da şube müdür yardımcım Şevket Demircan bana mesaj attı. Serdar babasının borcunu ödemek için İstanbul yolunda diyor. İstihbarat şubeye soruyorum, yazılı talimat ver, araştıracaklarını söylüyor. Hudut kapılarına da yazı yazdım. Benim Sertçelik gibi şüpheliyi kayırmam söz konusu değil.”

Öner, yardımcısı Demircan’ın Sertçelik ile yaptığı görüşme içeriklerinden haberinin olmadığını da belirterek, “Sistemin işlemesi için elimden geleni yaptım. Bazı atamalarla ilgili rahatsızlığımı Murat Çelik’e ilettim. Sonuç alamayınca baş müdüre söyledim. Adli amir benim. Benim talimatım dışında hareket ediyorlardı. Şube müdürünün haberi var diyordu. Sayın müdüre giderek görevden affımı istedim. Bu şartlar altında çalışamayacağımı, personelimi seçemediğim, emirlerimi dinletemediğim bir yerde çalışamayacağımı söyledim. Bora Kaplan soruşturması yapıyoruz, seni alırsak basında haber olur dedi” ifadelerini kullandı. Sertçelik ile ilgili tüm işlemlerin savcının talimatıyla yapıldığını kaydeden Öner, “Kaçma ve kaçırılma ile ilgili hiçbir işleme dahil olmadım” diye konuştu.

“Sertçelik’le görüşmeleri, dosya savcısı, başsavcı vekilimiz ve mahkeme başkanının bilgisiyle yaptım”

Sertçelik ile yaptığı görüşmeler ortaya çıkan eski Ankara Organize Şube Müdür yardımcısı Şevket Demircan ise bütün görevleri savcı ve sıralı amirlerinin talimatı ile yaptığını savundu. Demircan, “Bu görüşmeler usulsüz değildir. Dosya savcısı, başsavcı vekilimiz ve diğer mahkeme başkanının bilgisi dahilinde görüşmeler yaptım. Sıralı amirlerime bilgi verdim. Kendisine etki etmem söz konusu değildir. Zaten yurt dışındadır. Görüşmeler gerçeğin ortaya çıkarılmasına, şahsın Türkiye’ye getirilmesine ikna edilmesi ve şahsa güven vermek amacıyla yapılan görüşmelerdir. Görüşme orijinallerini müfettişlere bizzat ben verdim” diye konuştu.

Kerem Gökay Öner’in, Sertçelik’in gizli tanık olduğunu bildiğini öne süren Demircan, kamuoyuna yansıyan isimlere ilişkin olarak da “Ses kayıtlarında görüleceği üzere herhangi bir isim zikretmedim. Kendisi isim zikretti. Yaptığım görüşmelerin tamamı Sertçelik’i rahatlatmak için yapılan görüşmelerdir” dedi. Demircan şunları söyledi:

“Sertçelik’in yurt dışına kaçırılmasında bizim ne gibi menfaatimiz olabilir? Zaten dosyanın iki numaralı şüphelisidir. Verdiği ifadelerdekilerle ilgili 200 sayfa araştırma yapılmıştır. Sertçelik’in kaçması bizi zor duruma sokmuştur. Biz Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne operasyon yaptık. Bu örgüt ve uzantıları tarafından organize suçlarla mücadele müdürlüğüne operasyon yapılıyor. Gözaltına alan üç kişiyiz. Üçümüz de tutukluyuz.”

Avukat: “İddianame Ayhan Bora Kaplan davasını sulandırmak amacıyla alelacele hazırlandı”

12punto’dan Müyesser Yıldız’ın aktardığına göre; Ankara Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde komiser olarak görev yaparken soruşturmaya dahil edilerek tutuklanan Gökhan Karaca, Sertçelik’e doktor raporu alınması sürecini anlatıp, “Gözaltına alınmasında sakınca vardır” ibareli ikinci raporun Savcı Mustafa Kaya’nın talimatıyla alındığını söyledi.

Hakim, bu sanığa da doktorla görüşen polisin kim olduğunu sordu. Gökhan Karaca şu karşılığı verdi:

“Arayan bende kayıtlı biri değildi. Dış personel olabilir, 55 ekip var. Muhtemelen boştaki bir ekip gitti. Bizim şube değil Asayişte görevli ekip de olabilir. Öyle gücüm olsa rapor alır, kendimi gözaltına aldırmazdım.”

Gökhan Karaca’nın avukatları ise iddianamenin Ayhan Bora Kaplan davasını sulandırmak ve akamete uğratmak amacıyla alelacele hazırlandığını öne sürüp Serdar Sertçelik’in firarıyla ilgili olarak da şu iddiada bulundu:

“Bu şahıs durup dururken yurtdışına kaçırılmadı. Ayhan Bora Kaplan davasının tüm sanıklarının onu malzeme yapması ve davayı sulandırma amaçlı.

Kılıçdaroğlu’nun eski danışmanı: “Şahsı tanımıyorum”

Duruşmada, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eski danışmanı olan sanık Ramazan Kubat ise şu savunmayı yaptı:

“Ben şahsı tanımam. Bir arkadaşımın birkaç kez yanında gördüm. Mustafa Çotuk’un arkadaşıdır. Benden rica etti. Şahıs zaten gizli tanıkmış. Ben gizli tanığın suçlu olduğunu bilemem. Uzun süredir cezaevindeyim. İlk zamanlarda neden alındığımı söylemediler. Beraatimi istiyorum.”

Bir komiser tahliye oldu

Savunmaların ardından mahkeme, Sertçelik’i kaçırmakla suçlanan Organize Suçlarla Mücadele Şube komiserlerinden Metehan İlkyaz’ın tahliyesine karar verildi. Diğer sanıkların ise tutukluluk halinin devamına karar verildi. 

Ara kararını açıklayan Mahkeme, Komiser Metehan İlkyaz’ın tahliyesine ve diğer tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Mahkeme, ayrıca Serdar Sertçelik’e “gözaltına alınması sakıncalıdır” ibaresinin yer aldığı doktor raporunu alan polislerin kimler olduğunun tespiti için ilgili birime müzekkere yazılmasına da karar verdi.

Duruşma 3 Eylül’e ertelendi.

- Advertisment -