Ana SayfaHaberlerBakan: “Bize güvenin…”; yazar: “İyi de sayın bakan siz siz misiniz?”

Bakan: “Bize güvenin…”; yazar: “İyi de sayın bakan siz siz misiniz?”

Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren bugünkü (16 Aralık) yazısında, yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin sık sık dile getirdiği “Bize güvenin” çağrılarıyla, “Liderimize bağlıyız. Tayyip Erdoğan’a rağmen asla bir şey yapmam! Bunu da net söylüyorum. Herkes bilsin” teminatı arasındaki çelişkiyi fâş ediyor: “Bu ‘Güven’ çağrılarını duyanlar, sanıyorum, ‘İyi de sayın bakan siz siz misiniz?’ sorusunu sormadan edemiyor. Yani Bakanlar ne kadar belirleyici ki?”

Ahmet Taşgetiren’in bugünkü yazısından bir bölüm şöyle…

(…)

Yeni Hazine ve Maliye Bakanı, medyaya ilk mülakatında adım başı “Bize güvenin, inanın” cümlelerini kuruyor.

Bu “Güven” çağrılarını duyanlar, sanıyorum, “İyi de sayın bakan siz siz misiniz?” sorusunu sormadan edemiyor. Yani “Bakanlar ne kadar belirleyici ki? Yerinizde ne kadar durabileceksiniz ki? Sizden önce gidenlerden ne farkınız var ki?” gibi sorular Türkiye’de yaşayan kimin aklından geçmez ki?

Yani herkes Türkiye’de en belirleyici iradenin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait olduğunu biliyor. Ekonomide ya da hukukta ya da başka bir alanda başarı varsa başarının, problem varsa problemin oluşmasında tayin edici rolün Erdoğan’a ait olduğunu biliyor. Başat bir karakter Erdoğan; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de bu başatlığı zirveye tırmandıran bir çerçeve oluşturmuş durumda.

Bakanlara “Bakanım” diyor onlardan bahsederken, iyelik (sahibiyet) ifadesiyle. Bakanlar da böyle bir rol ile görev üstlendiklerinin farkında. Cumhurbaşkanı da herhalde seçip getirdiği isimlerin o işi başarabileceği düşüncesiyle atama yapıyor.

Giden bir bakan “Damat” özelliğini de taşıyordu. Ona güvenilmiş olmalıydı. O bir gün “At izi it izine karıştı” dedi ve gitti. Belli ki Cumhurbaşkanı ondan habersiz birisini (Naci Ağbal) Merkez Bankası Başkanlığına getirmişti. Kimin yerine? “Laf dinlemiyor” diye görevden aldığı Murat Çetinkaya’nın yerine getirdiği Murat Uysal’ın yerine… Bir süre sonra Naci Ağbal götürüldü, Şahap Kavcıoğlu getirildi. Naci Ağbal yılların AK Partilisi idi.

Bu arada Damat Bey’in yerine Lütfi Elvan getirildi, ama o da dayanamadı, “Affını istedi,” gitti, Nurettin Nebati getirildi. Lütfi Elvan da yılların AK Partilisi idi ve Cumhurbaşkanı, onun nasıl iş tuttuğunu, tutacağını bilmiyor olamazdı. Geldi, bir yılda eskidi ve gitti.

“Eskidi” yani Cumhurbaşkanının bir yıl evvelki kodları değiştiği için uyum sağlayamadı.

Yeni Bakan Nebati, kamuoyu önüne çıkarken “Herkes bilsin” uyarısı ile ilan etme gereği duyuyor. “Liderimize bağlıyız. Tayyip Erdoğan’a rağmen asla bir şey yapmam! Bunu da net söylüyorum. Herkes bilsin.”

Bu bir tür “iman ikrarı.” Yani birileri “Bu bakan Beştepe kaynaklı kimi yanlışları düzeltir” gibi bir yorum yapmaya kalkmasın diye “NATO’ya CENTO’ya bağlıyız”ı önden ilân ediyor.

Bu durumda insanlar Beştepe’de ekonominin en doğru şekilde yönetildiğine mi inanmalı, yoksa sayın Bakanın bir şekilde Beştepe’yi ikna edeceğine ve ortaya doğru düzenlemeler çıkacağına mı?

Bakan daha baştan “…dışarıdan herhangi bir saldırı yok! Çok net olarak söylüyorum” deyiverdi. Meğer “İçeride birkaç manipülatif, spekülatif işlem varmış da MB ona müdahale ediyormuş.” Hani daha üç-beş gün önce, Cumhurbaşkanı’nın ilanıyla “Ekonomik Kurtuluş Savaşı” vermiyor muyduk? İç düşmanlara karşı mıydı o savaş? Yoksa o zaman saf kitleleri güdümlemek için propaganda tekniği gereği “dış düşman söylemi” işe yarıyordu, şimdi “iç düşman söylemi” mi?

Savruluşlar var, savruluşlar. Sürüklenişler var. Dolar yükselmesin diye 128 milyar dolar satmışsınız, sonra “yeni bir değerlendirme” ile Dolar istediği kadar yükselsin diye ipin ucunu bırakmışsınız, sonra çok fazla yükseldi diye yeniden dolar satmaya başlamışsınız, sonra ne yapılacağını okuyabilmekten helak olmuş insanlar…

Bunların hangisi doğruydu ve kim sorumlu bu olan bitenden? En Tepe’ye bir şey olmasın diye bakanlar, MB başkanları, bürokratlar peş peşe kendilerini feda ediyorlar. İyi, anlaşıldı, lider için öyle bir feda oluş düzeninde yaşıyoruz.

İyi de memleketin başına gelene ne diyeceğiz?

Yazının tamamı için:

https://www.karar.com/yazarlar/ahmet-tasgetiren/butun-problem-bakanlarda-mi-1591539

- Advertisment -