Baykar teknoloji lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar, yüksek-lisans doktora öğrenimini aldığı ABD’nin önde gelen üniversitelerinden MIT (Massachusetts Institute of Technology) öğretim üyesi Max Tegmark’ı hedef aldığı paylaşımında, “MIT’de görevli ismini ilk defa duyduğum sözüm ona bir akademisyen, Karabağ Hrkt. döneminde, bir mülakatta ‘Selçuk Bayraktar’a eğitim verdiğimiz için utanıyoruz’ demiş. Utanmanız gereken yaptığınız soykırım ve katliamlardır. Biz topraklarımızı geri aldık Bundan da ancak gurur duyarız!” demişti.
Tegmark’ın Bayraktar’ın tepkisine neden olan sözleri, Türkiye medyasında Tegmark’ın Almanya gazetesi Handelsblatt’a verdiği mülakat olarak sunuldu.
Handelsblatt, dün (17 Ocak) “Yapay zekanın karanlık yüzü: katil robotlar gerçek oluyor” başlıklı haberinde Tegmark’ın Bayraktar’a gönderme yapan sözlerine yer vermişti.
Ama Tegmark’ın Bayraktar’la ilgili sözü ne medyada iddia edildiği gibi Handelsblatt’a verilmiş bir mülakatta ne de Bayraktar’ın dediği gibi Karabağ Savaşı sırasında söylenmişti.
Tegmark, Bayraktar’a gönderme yapan sözlerini geçtiğimiz sene Mayıs ayında sosyal medya hesabından, Libya’da bir “otonom SİHA’nın” komut almaksızın saldırı gerçekleştirdiğini iddia eden bir haberi duyurarak söylemişti.
Tegmark’ın paylaştığı BM raporuna dayanan haberde; 2020’nin Mart ayında Libya hükümet güçleri ve Halife Hafter liderliğindeki “Libya Ulusal Ordusu” arasındaki çatışmalar sırasında Türkiye yapımı bir otonom SİHA’nın komut almaksızın harekete geçerek, geri çekilmekte olan Hafter’e bağlı milislerden birinin ölümüne neden olduğu anlatılıyordu.
Tegmark haberi, insan komutu almaksızın bazı fonksiyonlarını uygulayabilen “otonom SİHA’ların” üretiminin engellenmesini talep eden bir e-imza kampanyasının linki ve Bayraktar’a gönderme yapan, “Kendi üniversitem bu Türk şirketinin kurucusunu eğiterek katil robotların yayılmasına katkıda bulundu” sözleriyle birlikte paylaşmıştı.
Tegmark’ın paylaşımında bahsedilen Libya’daki olaydaki SİHA ise Türkiye yapımı olmasına rağmen Baykar’a ait olmayan, 1991’de Savunma Sanayii İcra Komitesi kararıyla kurulan STM’nin üretimi olan Kargu-2’lerden biriydi.
Kargu-2, otonom navigasyon yapabilen döner kanatlı bir saldırı dronu.
STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz geçtiğimiz sene konuyla ilgili yaptığı açıklamada BM raporundaki açıklamaların farklı yansıtıldığını belirterek şunları söylemişti:
“Bizim ürünlerimizde otonom özellikler daha çok navigasyona yönelik. Belirlenen noktalara SİHA’larımız otonom olarak hareket ediyor. Aslında tehlike değil, tam tersine bir durum var. Belirli bir mesafede aşağıda dost mu, düşman mı, nasıl bir birlik var konularını değerlendirebilmeniz için çok daha fazla kolaylık, gerçekten görüp doğru hedefe doğru saldırıyı gerçekleştirmeyi sağlayan sistemler.
“Örnek veriyorum, bir yerde düşman hedef var. Nasıl saldırırsınız ona? Ya havan topu gibi mühimmat atarsınız ya da Kargu gibi bir alternatifiniz var. Belirli bir metrede yukarıdasınız, elinizde bir görüntü var, kamera var, yakınlaştırma yapabiliyorsunuz. Gerçekten dost mu düşman mı olduğunu seçebiliyorsunuz. Bunun gerçekten düşman olduğuna karar verince doğru hedefe sizin saldırmanızı sağlıyor. Aslında BM raporundaki açıklamalar bir şekilde farklı yansıtıldı. Biz tam aksini iddia ediyoruz”