Dünya yeni tip koronavirüsle tanışalı iki yılı bulmak üzere. Koronavirüs ve neden olduğu Covid-19 hastalığı, tarihin en büyük salgınlarından biri olarak insanlığı derinden sarstı, dramatik sonuçlar yarattı. Küresel çapta kitlesel can kayıpları yaşanırken hayatın her alanı salgından etkilendi. Türkiye de, koronayla geçen bir buçuk yılda ağır hasar aldı. Yaşamı alt üst eden virüs bugün artık hayatın bir parçası ve gerçeği. Ancak bedenlerde ve zihinlerde bıraktığı izleri saptamak, verilere dökmek, krizin nihai sonuçlarını tüm boyutlarıyla araştırmak uzun zaman alacağa benziyor.
Salgından toplumun en kırılgan gruplarından olan çocuklar da çok yönlü olarak etkilendi. Ancak daha çok mevcut eşitsiz koşulların daha da eşitsiz hâle geldiği eğitimin mağdurları olarak gündeme geldiler. Ya da kamu spotlarının toplumsal mesaj veren seslendirmecileri oldular. Ama bir özne olarak bizzat virüse dair düşünceleri, çoğunluğu için dört duvar arasında geçen salgın koşullarından nasıl etkilendikleri, virüsle yaşamayı nasıl anlamlandırdıklarını pek bilmiyoruz. Bu konuda yapılan araştırmalar, raporlar olsa da doğrudan kendi ifadeleriyle aktarılan yayınlar çok sınırlı kaldı.
Kapalı devre yaşanan bir zaman diliminde virüsü nasıl algıladılar, normal akışın alt üst olduğu günleri nasıl geçirdiler, onlara sorduk. Salgının ve virüsle birlikte ortaya çıkan karantina, sosyal mesafe, sokağa çıkma yasağı, uzaktan eğitim gibi kavramların hayatlarına etkilerini, farklı yaşlardan çocuklar anlattı..
“Kankamla buluşamıyorum, en çok bilgisayardan falan buluşabiliyorum”
Koronavirüs nedir?
Çok kötü bir şey korona, virüs. Çok uzun yıldır biz koronadayız. Maske takmak güzel bir şey. Rahatsız olmadım. Zevkle taktım çünkü koronavirüsün bitmesi maskeyle çözülüyor. Maske koronavirüsü engelliyor. Maske en iyi şeydir koronavirüs için. Sokağa çıkma yasağı başladı. Sokağa çıkma yasağı başladı diye halam bize gelemiyor, babaannem, dedem gelemiyor. İnşallah koronavirüs azalır.
Koronavirüsün ilk çıktığı günleri hatırlıyor musun?
Yok hatırlamıyorum tam. Ama okul kapandığında o gün o kadar üzüldüğümü çok hatırlıyorum. O kadar üzülmüştüm ki ağlamıştım.
Nasıl geçti günlerin?
Kankamla buluşamıyorum, en çok bilgisayardan falan buluşabiliyorum. Ancak akrandan ders yapıyoruz, bilgisayardan, işte tabletten falan ders yapıyoruz. Dışarı, bahçeye çıkabiliyoruz neyse ki. Ama bu dönemde, bayağı gün önce ben, bir altı gün, yedi gün gidiyordum okula, zaten çok kişi değildik, 4 kişiydik, bir de öğretmenim var 5. Yani çok kişi değildik biz aslında. Ben koronada büyüdüm ama 4 ay, 5 aydır hâlâ korona var, korona var, korana var. Hiç bitmiyor. Ama koronavirüs bitince o kadar mutlu olacağız ki. Büyük bir kutlama yapacağız. İlk koronavirüs bitince anne babamla lunaparka gitmek isteyeceğim. Bir tane gemi var, korsan gemisi var, ilk onu isteyeceğim.
En çok neleri özledin?
Halamla sahile gitmeyi çok özledim. Koronavirüs bitse de istediğimiz kadar dışarı çıkabilsek. Koronavirüs bitince bütün dünya bir kutlama yapacak böyle, çok sevineceğiz ve sokağa çıkma yasakları da kapanacak artık, bitecek. Bunun için çok heyecanlıyım. Ama bu dönem ben bi 12 yaşına gelince bitecek herhalde. Çok kötü bir dönem.
Koronavirüsle birlikte neleri öğrendin?
Annem, babam koranavirüs olmuştu. 14 gün uzak kalmak zorunda kaldık. Bu dönem çok üzüldük ama geçti. Annemi, babamı hiç üzmedik. O dönem benim için en kötü dönemdi. Biraz korktum, onlardan 14 gün uzak kalmak.
Okul hayatın nasıl değişti koronada?
Artık ekranlardan ders yapıyoruz, ara veriyoruz falan, tatil veriyoruz, o güzel de, ama okula gitmek daha güzel, ekrandan yapmak sıkıcı. Koronavirüs bitince ilk, okula gidip arkadaşlarıma bol sarılmak istiyorum, çok sarılmak istiyorum. Ama öyle yapamıyorum. Hele kankama hiç dokunamıyorum.
“Pandemi bittiğinde kendime hediye almak istiyorum, atlattığım için”
Virüsü ilk ne zaman duydun?
Birinci dönem, 2019’da. Babam ve annem söyledi. Bir de haberlerden duydum.
Ne hissettin duyunca?
Üzüntü, korktum hasta olacağımdan. Hemen bulaşacak diye korktum. Arkadaşlarıma bulaşırsa, ya arkadaşlarımdan bana bulaşırsa, ya öğretmenime bulaşırsa, ya ondan bana bulaşırsa diye. Korku hissettim. Ya aşısı bulunmazsa diye korktum. Ama artık aşısı bulundu, çok sevindim.
Nasıl önlemler aldın?
Zaten öğretmen almıştı. Her sıraya bir kişi oturuyorduk, ayrı ayrıydık. Bir sıra boş, bir sıra dolu, birisi sağda, arkasındaki solda, onun arkasındaki sağda diye gidiyordu. Bulaşmaması için çabaladım. Elimi hep dezenfektan ettim. Maskemi takıp telinden yapıştırdım yani temizlik kurallarına uydum. Sosyal mesafeye de uydum.
Evde kaldığın süre boyunca neler yaşadın?
Evde sıkılıyordum, hep evde geçirmekten sıkılmıştım. Dışarıya çıkmayı çok istiyordum. Evde oyun oynadım, derse girdim, sabahları derse giriyordum. Tatil günleri sabah kalkıyordum, anneme kahvaltı hazırlıyordum çoğunlukla. Sonra simit almaya gidiyorum bazen. Kitap okudum, müzik çalıştım, ödevlerimi yaptım. En çok oyunla geçirdim bu seneyi. En çok babamla oynuyordum çünkü eve pek kimse gelmiyordu, onun için ben de babamla oynadım. Yine de durum iyi bende, mutluyum.
Neler öğrendin salgın döneminde?
Maskeyi çıkarmamayı, düzgün takmayı, ondan sonra ellerimizi dezenfekte etmeyi.
Salgın tamamen bittiğinde yapmak istediğin neler var? En çok neleri özledin?
İlk yapmak istediğim şey Ada’ya gitmek. Ben Büyükada’ya gitmek istiyorum. Pandemi bittiği için kendime hediye almak istiyorum, atlattığım için hiç korona olmadan. En çok futbol oynamayı ve gezmeyi özledim. Sarılmayı çok özledim.
“Bu sokağa çıkma yasaklarından falan bittim ben ya”
Neler yaşadın salgın döneminde?
Bir sene önce başladı. Tam da benim doğum günümden 15 gün önce filan başlamıştı. Üzüldüm. Benim doğum günümü babam, annem, kardeşim kutladık. Annem pasta yaptı bize, herkesi görüntülü aradık. Bayramlarda seyranlarda, mesela Ramazan Bayramı olduğunda gittik komşularımıza, şeker topladık, güzelce giyindik. Yani bayramı böyle yapabildiğimiz kadar yapmaya çalıştık. Salgın başladığında ben 7 yaşına giriyordum, şu an 8 yaşındayım.
Koronavirüs nasıl etkiledi seni, ne değişti hayatında?
Kötüydü, arkadaşlarımla buluşamadım, oynayamadım, görüşemedim. Zoom’dan buluşuyorlar ama saatini kaçırıyorum, etüdüm filan oluyordu, ödevlerimi yapıyordum. Bu sokağa çıkma yasaklarından falan bittim ben ya, bıktım artık. Bu korona geçmişte de yaşanmış, çok önceden ama geçilmiş, ama bu korana geçmiyor. Çok sıkıldım. Dışarıya çıkamıyorum. Eğitim değişti, artık on-line yapıyoruz. Ama okula gitmeyi tabii ki tercih ederdim. Ama bu imkânları olmayan öğrenciler de var, on-line ders yapamayanlar, o yüzden kendimi şanslı buluyorum, on-line ders de bence güzel. Testler yapıyoruz, sınavlara giriyoruz, konu tarama testim var.
Korona ile birlikte hayatına ilk kez giren şeyler neler oldu, seni zorlayan durumlar oldu mu?
Bu salgınla birlikte ilk kez sokağa çıkma yasağını yaşadım, ilk kez maske taktım. İlk kez on-line ders yaptım. En çok zorlayan şey arkadaşlarımla görüşememem oldu. Kimse birbirine gidemedi, gelemedi. Doğum günüme kimse gelemedi. Yani kötü bir yıl oldu diye tarif ederim. Sanki uçtum gibi geliyor bana, ama aslında uçmadım, yavaş yavaş büyüdüm.
Hastalanmak seni korkuttu mu?
Acayip korktum. Artık bir de çocuklara da bulaşıyor koronavirüs.
Önlemlerini alıyor musun?
Alıyorum. Dışarıya çıkıyorum ama eve gelince tabii ki ellerimi yıkıyorum, çok dikkatliyim. Maskeyi ilk taktığımda yabancı gelmişti ama artık alıştım. Nereye çıkarsam, gidersem hep maskeyle. Maske takmak da çok zor, içinde nefes alamıyorsun, bazı maskeler öyle kokuyor ki. Ben böyle olmasını istemezdim, normal hayata devam etmek isterdim. Böyle hayat daha da kötü oldu.
Evde nasıl geçti günlerin?
Günümün yarısında dersler, çeyreğinde uyku, bir yarısı kadar ders, ödev, yarısında yemekler, yarısında da oyun oynuyorum. Benim için böyle yani. Oyun, uyku, yemek, ders. Daha önce hayatım daha renkliydi.
En çok neyi özledin?
Çok özledim ben dokunmayı, birbirimize sarılmayı.
“Bu süreç bana okulun değerini anlattı”
Virüsü ilk ne zaman duydun?
Ben virüsü okuldaykan duydum, öğretmenimden. Sonra zaten ondan birkaç ay sonra da okullar kapandı.
Korktun mu hiç o dönemde?
Tabii ilk dönem endişelendim biraz. Çünkü ya bana geçerse falan. Sonra bir gitti gibi oldu, geldi, o sıra biraz rahatladım ama sonra gene tedirginliğim başladı.
Peki nasıl zaman geçti evde, bu kadar zaman evde kaldınız.
Zaten on-line dersler başladı, on-line derse giriyorum. Bir sürü şey yapıyorum, evde vakit geçiriyorum, puzzle yapıyorum, ders çalışıyorum. Ben aslında ilk haber aldığımda, okullar kapandığında o kadar çok sevinmiştim ki, yaşasın okullar kapanıyor, sonra aradan birkaç ay geçti, çok sıkıldım, hadi okullar açılsın dedim. Bu süreç bana okulun özlemini anlattı, değerini anlattı. Arkadaşlarımla dışarıda oynamayı, bahçede oynamayı, bir sürü şeyler yapmayı çok özledim.
Neleri özledin başka?
Annemle babamla dışarı çıkmayı özledim, okulda vakit geçirmeyi, okul hayatımı özledim. Ben her gün düşünüyorum ki, a şimdi birisi söyleyecek korona bitti, her şeyi açıyoruz diyecek, ama öyle olmuyor. Her türlü okula gitmeyi tercih ederim ben. Okulda arkadaşımla saklambaç oynamayı özledim.
Virüs tamamen bittiğinde ilk ne yapacaksın?
Gideceğim arkadaşlarımla oyunlar oynayacağım bahçede. Okuluma gideceğim. Öğretmenimle canlı canlı parmak kaldırabileceğim, söz alabileceğim, çok güzel bir şey olacak benim için.
Nasıl bir deneyimdi senin için bu bir buçuk yıl?
Hem özlemli hem üzüntülü hem eğlenceli tarafları da var. Annemler işe gittiğinde ben annemle çok vakit geçiremiyordum, artık daha çok vakit geçiriyorum, bunu sevdim. En kötüsü maske takmak, hele ki yazın başladı zaten, o yazın benim için maske takmak çok zordu. O kadar bunalıyordum ki çok kötüydü.
Virüs deyince aklına ne geliyor, onu kafanda nasıl canlandırıyorsun?
İşte kocaman bir şey, bir sürü tanecikleri var, etrafta geziyor, böyle kocaman, her zıpladığı yere bir tane küçücük virüs bırakıyor.
“Canlı derste uyanamıyoruz, hep uykulu kalıyoruz”
Koronavirüs hayatına nasıl girdi?
Virüsü daha Türkiye’ye gelmeden önce Çin’de duydum, instagramda dolaşırken ilk orada görmüştüm. Pek bir şey hissetmedim çünkü o zaman öyle pek vaka yoktu, bilmiyordum ölümcül olup olmadığını. Ondan sonra ölümcül olduğu açıklandı. Okullar kapanmıştı, ona üzülmüştüm.
Nasıl geçti günlerin? Neler hatırlıyorsun geçen yıla dair?
Bazen çok sıkıcı geçti, hiçbir şey yapamıyordum. Sokağa bile zar zor çıkıyordum, nedense çoğu kişi maskesini takmıyordu gördüğümde. Biz 3 kardeşiz, bir odaya giriyorduk, odada kapanıyorduk, akşam olunca da salona gidiyorduk, film falan izliyorduk. Canlı dersler saat iki buçuğa kadar sürüyordu. O bittikten yarım saat sonra da oyun oynuyordum. Sonra ödevlerim oluyordu, ödevlerimi yapıyordum.
Uzaktan eğitim hakkında ne düşünüyorsun? Nasıl başladı, nasıl devam etti?
Uzaktan eğitim benim için kötü başladı, sonlara doğru da kötüydü. Uzaktan eğitimde sabah kalkmak çok problem oluyor. Evin içinde dört dönüyorum canlı derslerden dolayı. Erişimde başlarda sıkıntı yaşamıştım ama sonradan tablet desteği geldi, ondan sonra yaşamamaya başladım. MEB’den geldi tablet.
Okulu mu tercih edersin, uzaktan eğitimi mi?
Okulu. Uzaktan eğitim bana daha kötü geliyor. Okula giderken kendimiz zaten uyanabiliyoruz ama canlı derste uyanamıyoruz, hep uykulu kalıyoruz. Eğitim berbat geçti diyebilirim, canlı dersler çok sıkıyordu, insanı bunaltıyordu. Uzaktan eğitim öğrenmemi zorlaştırdı diyebilirim. Okul olduğunda en azından daha bilgiliydim. İngilizcede canlı derste hoca bir şeyi Türkçeye çevirin dese ben çevirebilirdim, normal yüz yüze eğitimde ama canlı derste çeviremiyorum. Canlı derste sınıf ortamı olmuyor, orası kötü. Sınıf ortamı daha güzel, öğrenmeye daha çok yardımı oluyor.
Virüsle birlikte büyümek nasıl bir duygu?
Çok hızlı geçti zaman, hiç anlayamadım. Başlarda evden hiç çıkmıyordum, sonralara doğru mahallede oynamaya başladım arkadaşlarımla.
Kapalı kaldığın günlerde en çok neyi özledin?
Okulu özledim. Karşıya, kuzenlerimin yanına gitmek isterim. Normalde gidiyorduk, bir hafta kalıyorduk. Kuzenlerimin orası çok güzel, ben orayı seviyorum. Yaz tatilinde orada kalmayı planlıyorum.
“Bittiğinde daha her şeye şükrederek bakacağımı düşünüyorum”
Koronavirüsü ilk duyduğunda neler hissettin?
İlk duyduğumda çok ciddiye almamıştım çünkü hemen bitip gideceğini düşünmüştüm. Hiç böyle olacağı aklıma gelmemişti. Mesela 16 yaşındayken ne yapacağını düşünebilirsin ama 16 yaşındayken virüsün çıkacağı aklıma hiç gelmezdi. O yüzden garip bir şey.
Hayatını nasıl değiştirdi peki virüs, bugünden geriye sararsak eğer neler söylersin?
Çok yoğun bir hayatım vardı. Bir anda virüs girince çoğu şey durdu, çok fazla boş zamanım oldu, o boş zamanda ne yapacağımı bilemedim, o yüzden her şeye atladım. İlk kapanma dönemi iyi geçti, şu an ne yapsam bilmiyorum, bir şeyler yapmak zorlaştı, yapmam gereken şeyler üstüme üstüme gelmeye başladı.
Nasıl bir duygu hâli yarattı?
Korktum, geçmeyeceğini düşünüp korktum ama bu da böyle bir dönem. Dünyaya gelmiş bir virüs işte… İlk başta bana çok yabancı geldi ama daha sonra alıştım ve sanki yeni gerçekliğim böyleymiş gibi oldu, kendi disiplinimi kurdum. Ama şu da var, salgın bittiğinde dışarıyla rahat iletişim kurmakta zorlanacağım gibi geliyor. 5 yaşında bir çocuk hani yeni yeni konuşmaya başladığında neyden bahsedeceğini bilmez, sanki yine o hâlime döneceğim ama kısa sürede toparlarım gibi geliyor, bisiklet sürmek gibi yani. Bildiğin bir şeyi yine öğrenirsin.
Geleceğe dair fikirlerini, bakışını değiştirdi mi? Geleceğe nasıl bakıyorsun koronavirüsten sonra?
Her şeyin kıymetini birazcık daha anladığımız bir dönem. Şu an öyle gelmiyor olabilir ama gelecekte özellikle bu korona dönemi bittiğinde daha her şeye şükrederek bakacağımı düşünüyorum.
Evde olmayı, her şeyi uzaktan yaşıyor olmayı nasıl tarif edersin, neler değişti hayatında?
Şöyle ki ben liseyi bir dönem okudum, ondan sonrasını, bir buçuk yıl, internetten okuyorum. Sanki artık lise internettenmiş gibi geldi. Korona bittikten sonra uyum sağlayamayacağımdan korkuyorum biraz. Hapishane gibiydi günlerimiz ama daha fazla imkân vardı. Mesela internetim var. Ama yine de yemek yiyorsun, yatıyorsun, kalkıyorsun, aynı şeyleri yapıyorsun, hapishane, ev hapsi gibi bir şey. Koronavirüs bana şunu hissettirdi, insanlar sanki dünyayı mahvetmek için gelmiş ve bu da insanları bitirecek ve bundan sonra dünya da bitecek, görevimizi tamamlamış olacağız gibi de geliyor, yok oluş gibi geliyor.
Salgın bittiğinde neler yapmak istiyorsun, en çok neleri özledin?
Arkadaşlarımla buluşmayı çok özledim. Dışarıda yemek yemeyi özledim. Bir kahve alıp gezemiyorsun bile. Kaldırımda oturmak güzel olurdu mesela şimdi.
“Her şey ve herkes donuyor”
8 yaşındaki Özenç Deniz duygularını anlattığı yazıda ne istediğini tek cümleyle anlatıyor: OKULLAR AÇILSIN!