BM’nin gıda hakkı özel raportörü Michael Fakhri, Guardian’a konuştu:
“İnsani yardımların geçişini kasıtlı olarak engellemek ya da Gazze’deki küçük ölçekli balıkçı teknelerini, seraları ve meyve bahçelerini kasıtlı olarak yok etmek için insanların gıdaya erişimini engellemek dışında hiçbir neden yoktur.
“İnsanları kasıtlı olarak gıdadan mahrum bırakmak açıkça bir savaş suçudur. İsrail, sadece Filistinli oldukları için Filistin halkını tamamen ya da kısmen yok etme niyetini açıklamıştır. Bir BM insan hakları uzmanı olarak benim görüşüme göre bu artık bir soykırım durumudur. Bu da İsrail devletinin tamamının suçlu olduğu ve sorumlu tutulması gerektiği anlamına gelir – sadece bireyler, şu ya da bu hükümet ya da kişi değil.”
Ocak ayında sağlık merkezlerinde ve barınaklarda yapılan beslenme taramaları, 300.000 kişinin İsrail tarafından neredeyse hiç gıda yardımı yapılmadan kapana kısıldığı kuzey Gazze’de iki yaşın altındaki çocukların neredeyse %16’sının -altı bebekten birine denk geliyor- akut olarak yetersiz beslendiğini veya zayıfladığını ortaya koydu.
BM’nin yakın tarihli bir raporuna göre, bunların neredeyse %3’ü şiddetli zayıflıktan muzdarip ve acil yardım olmaksızın yüksek tıbbi komplikasyon ya da ölüm riski altında. Ebeveynlerin çocuklarını hayatta tutma umuduyla hayvan yemi ile beslediklerine dair raporlar ortaya çıktı.
İsrail’in şu anda askeri saldırılarını yoğunlaştırdığı güneydeki Refah’ta iki yaş altı çocukların %5’i akut yetersiz besleniyor.
Oregon Üniversitesi’nde hukuk profesörü olan Fakhri, “Küçük çocukların yetersiz beslenmesinin hızı da hayret verici. Bombalama ve insanların doğrudan öldürülmesi acımasızca, ancak bu açlık – ve çocukların zayıflaması ve bodur kalması – işkence edici ve iğrenç. Nüfus üzerinde fiziksel, bilişsel ve ahlaki olarak uzun vadeli bir etkisi olacaktır… Her şey bunun kasıtlı olduğunu gösteriyor” diyor.