CHP lideri Özgür Özel’e, köpeklerin sokaklardan toplatılmasını ve 30 gün sahip bulunamazsa uyutulmasını öngören düzenleme hazırlıkları soruldu.
Özel, şu yanıtı verdi:
“Ülkemizde bir sahipsiz sokak hayvanları sorunu olduğu bir gerçektir. Bu konuda 31 Mart tarihinden sonra hem yerel yönetimlerimize ışık tutmak hem de yapılacak olası yasal çalışmalara zemin hazırlamak üzere Türkiye Veterinerler Birliği’yle bir araya geldiğimiz toplantıda kendilerine bu soruna hem insan sağlığını ve güvenliğini önceleyen hem de hayvan haklarına saygılı doğru bir çözümün önerilmesiyle ilgili taleplerimizi iletmiştik. Kendileri de bu konuda kendilerinden görüş alınmasının mesleklerine verilen değer açısından ve konunun gerçek uzmanlarına danışılması açısından bu yaklaşımımızı kıymetlendirdiklerini ifade etmişlerdi. Kendilerinin hazırlık süreci tamamlandıktan sonra böyle bir görüşmeyi yapmayı ümit ediyorduk. Son günlerde bizim de basından takip edebildiğimiz kadarıyla bu konuda bir hareketlenme, bir hazırlık var ama sayın genel başkanın ifade ettiği gibi bir taslak görmüş değiliz henüz. Taslak üzerinde elbette hep birlikte çalışacağız. Ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi insan kaynağıyla verilen emekle, harcanan en kıymetlisi zaman ve Meclis imkanlarıyla Ocak 2020’de tüm siyasi partilerin, grubu bulunan siyasi partilerin katılımıyla bir Meclis Araştırma Komisyonu kurdu ve bu komisyon hayvan haklarının korunmasına yönelik olarak raporunu verdi. Bu raporda bu soruna da etraflıca yer verildi. Bu rapor hazırlanırken uzmanlar, akademisyenler dinlendi. Ve bu konuda uzun bir çalışma sonucunda çok iyi bir rapor ortaya çıktı. Bu raporda uyutma meselesi hasta ve tedavi edilemez hayvanlar ve kontrolü mümkün olmayan birtakım hayvanlarla sınırlı ve sokak hayvanlarının çoğalmasını engellemeyle ilgili bir uyutma tedbiri kesinlikle burada yok. Ama burada soruna bir müdahale var. Ve diyor ki rapor; bir hayvan hakları fonu kurulmalıdır. Bu hayvan hakları fonunun gelirleri belediyelerin aldıkları emlak, çevre, temizlik vergilerinden aktarılacak paylar, at yarışından, milli piyango gibi şans oyunlarından aktarılacak paylar ve idari cezalardan aktarılacak paylarla bağışlardan oluşmalıdır. Ve bu fon barınakların yapılması, kısırlaştırmaların yapılmasıyla ilgili harcamaları bu fondan karşılanabilir ve yeterli kaynak sağlanır. Bunu tüm siyasi partiler böyle söyledi. Ve Meclis bunu bu şekliyle karara bağladı. Şimdi bugün tasarruf tedbirleri söz konusu olunca ‘efendim biz parayı seçim ekonomisine harcadık bu köpekleri uyutalım’ derseniz bunun iler tutar bir tarafı yok. O yüzden bu fon kurulmalıdır. Ve başta kısırlaştırma olmak üzere barınaklar için bu paralar olmalıdır. Uyutma, hastalar tedavi edilemeyen hayvanlar saldırganlığına önlenemeyen hayvanlar üzerinde son olarak zaten bilim insanları tarafından da ifade edilmektedir.
“Bizim yaklaşımımız Meclis’in kendi raporuna sahip çıkması ve bu fonun mutlaka kurulması yönündedir”
Bizim yaklaşımımız Meclis’in kendi raporuna sahip çıkması ve bu fonun mutlaka kurulması yönündedir. Bu fonun önemli gelir kalemlerinden bir tanesi de bağışlardır. Türkiye’de bu sorun iki başlıdır. Bir yandan biraz önce sayın genel başkanın da ifade ettiği gibi okula giden çocuklar, sabah erken vakitte ibadete giden yaşlılar, aracı olmayan, toplu taşımaya erken vakitte ulaşmaya çalışan belli bir gelirden yoksul, yoksullar açısından bir güvenlik sorunudur. Bu sorun görülmezse ve meseleye bu sorun görülmeden bakılırsa çözüm olmaz. Diğer yandan da bu hayvanların yaşam hakkı vardır. Hayvanların hakları vardır. Hayvanseverlerin hassasiyeti vardır. O yüzden kurulacak böyle bir fona çok ciddi bağışların katkıların yapılabileceği bu konuda hiçbir sıkıntının olmayacağı da aşikardır. Ama tasarruf tedbirleri konusunda binlerce, on binlerce, yüz binlerce candan tasarruf edemezsiniz. Burada çok istikrarlı, çok dengeli, çok bilimsel işler yapmak gerekiyor. Covid meselesi kısırlaştırma konusunda bir engel olmuş ve inanılmaz derecede bir popülasyon artışı olmuştur. Burada etkin kısırlaştırma ve biraz önce sayın genel başkanın da ifade ettiği Sivas Belediyesi’nin bir önceki yerel iktidarları döneminde bin tane sokak hayvanının tamamen kısırlaştırıldığı, barınağa alındığı örnek gibi yapıldığında çok kısa sürede bu sorunlar hızlı bir düşüş yaşanacaktır. Biz bu meselenin maalesef bir sınıfsal sorun haline dönüşülüp yoksulların tehdit altında olduğu zenginlerinde hayvan haklarını savunduğu bir ikilemden çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. Böyle bir ikileme düşülmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Sorun Türkiye’nin sorunudur. Hep beraber çözeceğiz.”