Ana SayfaHaberler"HDP'nin altılı masada olma gibi bir talebi yok, zaten masada baştan itibaren...

“HDP’nin altılı masada olma gibi bir talebi yok, zaten masada baştan itibaren bu konuda rezerv koymuş İYİ Parti varken bu mümkün değil”

Serbestiyet Ankara Temsilcisi Hilal Köylü'nün hazırlayıp sunduğu Şimdiden Seçim 2023 programının bu haftaki konuğu, Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün oldu. Üstün, HDP'ye bakanlık verilmesi ile ilgili tartışmaya dair şunları söyledi: "HDP’nin ittifak yapma, altılı masada olma gibi bir talebi yok. “Masa bizden de fikir alsın” dediler sadece. Masada, baştan beri rezerv koymuş olan İyi Parti varken siz bunun olabileceğini mi sanıyorsunuz? Olamayacak bir şeyi niye zorluyorsunuz? Burada masanın temel ilkeleri var. Bir tanesi; sistem değiştirilmesi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yerine güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçelim istiyoruz. Kimin desteği olacaksa, bu desteğe zaten açığız ve ihtiyacımız var."

“AK Parti’de dört buçuk yıl mutsuz siyaset yaptığımız bir dönem oldu”

“AK Parti’de iyi işler yaptık 2015, 2016’ya kadar. İşler kötüye gitmeye başlayınca, önerilerimiz de dikkate alınmayınca orada bir mutsuz olduğumuz dönem de oldu, yaklaşık bir 4 buçuk yıl. Ben eve gittiğimde eşim bana “Ne oldu” diye soruyordu. Hep morali bozuk, kendi iç dünyamızla çatışarak eve geliyorduk. Huzursuzluğumuz dışa vurmaya başladı ve kopmak zorunda kaldık. Öyle bir siyaset yapmaktansa yeni bir başlangıcı tercih ettik. Elbette burada zor bir sürece girdiğimizin farkındayız ama burada kendi iç dünyamızla barışık bir siyaset yapmaktan dolayı da mutluyuz.”

“HDP’nin altılı masada olma gibi bir talebi yok, zaten masada baştan itibaren bu konuda rezerv koymuş İYİ Parti varken bu mümkün değil”

“HDP’nin ittifak yapma, altılı masada olma gibi bir talebi yok. “Masa bizden de fikir alsın” dediler sadece. Masada, baştan beri rezerv koymuş olan İyi Parti varken siz bunun olabileceğini mi sanıyorsunuz? Olamayacak bir şeyi niye zorluyorsunuz? Burada masanın temel ilkeleri var. Bir tanesi; sistem değiştirilmesi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yerine güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçelim istiyoruz. Kimin desteği olacaksa, bu desteğe zaten açığız ve ihtiyacımız var. Peki, bu destek ne zaman olabilir? Seçimlerden sonra yeni parlamento şekillenecek ve orada, o gün için kimler parlamenter sistemden yanaysa desteklerini sunacaklar ama sonraki aşamada parlamenter sisteme geçildiğinde herkes yarışacak. Başbakanlık için yarışılacak örneğin. Kim öndeyse başbakanlık ona verilecek. Doğmamış çocuğa don biçilmez. Olmamış bir meseleden fırtına koparmamız lazım.”

“Saray’da çok önemli görevde bulunan bir kişi…”

“İsimleri bırakın yolsuzlukları, alçaltıcı, çukurca işlerle de adı geçen insanlar. Bunlar bir defa nasıl danışman yapılmış? Hepsinin hikayesini biliyorum aslında. İsimler üzerinden gitmek istemiyorum. Bir tanesi de Sakaryalı. Sarayda çok önemli görevde bulunan bir kişi, o danışmanın ailesiyle iş yapıyor. Biz bunu biliyoruz. O aileye yaranmak için, o kişiyi Sakarya Sanayi Ticaret Odası’na danışman yaptı. Aslında ilk önce Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne özel kalemde memur yapmak istedi. O zamanki büyükşehir belediye başkanı buna karşı çıktı. “Olmaz, bu adamın vasfı yok” dedi. Bu sefer ticaret odasına aldılar. Sonradan TOBB’a danışman aldılar, ekonomi bakanlığına danışman aldılar. Hep danışman. Müstakil bir görev yapacak kabiliyette bir insan değil zaten. Daha sonra ailevi ilişkiler çerçevesinde cumhurbaşkanlığına alındı. Şimdi cumhurbaşkanlığına memur olarak alınırken sayın cumhurbaşkanının bundan belki haberi olmayabilir. Personel daire başkanı bu işlere bakabilir. Ama en sonunda bu kişi danışman yapıldı. Yani siz kendinize bir danışman alırken herhalde “gelsin bu arkadaş bir tanıyalım” dersiniz değil mi? Bu dahi denmedi. Neden? Sarayda önemli görevi olan bir kişinin, bu danışmanın ailesiyle, açıkçası danışmanın kayınpederi ve kayınvalidesiyle bir takım işleri var. Onlarla arasını hoş tutmak adına bu danışmanı adım adım külliyeye kadar taşıdı.”

“İktidar seçimi kaybederse tıpış tıpış gider”

“Vatandaşlar sahada sık sık üç konuyu bize soruyorlar. Bir tanesi; “Bu iktidar Türkiye’yi seçime götürecek mi?” Biz de onlara “Merak etmeyin, sandık sizin önünüze gelecek” diyoruz. İkinci soruları; “Adil bir seçim olacak mı, seçim güvenliğini sağlayabilecek misiniz?” Bu konuda da merak etmemeleri gerektiğini söylüyoruz. Altılı masa seçim güvenliği komisyonu kurdu. Masadaki partilerin ayrı ayrı çalışmaları da var. Üçüncü soru olarak “İktidar seçimi kaybedince iktidarı devredecek mi” diye soruyorlar. Bunu da kimse merak etmesin. Evet, Türkiye’de bir çok şey yozlaşmıştır. Devletin içi boşaltılmıştır ama Türkiye halen eksik de olsa, yarım da olsa bir demokrasidir, hukuk devletidir. Seçimi kaybeden, o gece tıpış tıpış gider. Herhangi bir kurum buna itiraz edemez. Ne silahlı kuvvetlerden ne bürokrasiden böylesi bir olumsuz menfi tavır olmamıştır bu zamana kadar, bundan sonra da olmayacaktır. Türkiye’de bu konuda hiçbir endişe duymuyorum. 55 milyon seçmen sandıkta oy kullanacak. Burada iktidarı elde edebilmeniz için 30 milyondan fazla taraftarın size oy vermesi lazım. 30 milyonun oy kullandığı ve o gece sokaklarda olduğu bir ortamda kimse anti demokratik bir duruma kalkışamaz.”

“AK Parti’den kopan seçmen bize geliyor”

“‘AK Parti’den kopan bir seçmenin ilk adresi neresidir’ diye kime sorsanız herkes “ilk önce Gelecek Partisi’dir” diyor. DEVA kendini daha farklı bir yere konumlandırdı. Biz “özgürlükçü muhafazakar bir partiyiz, özgürlükçü laikiz” diyoruz. Herkes, AK Parti’den kopan seçmenin ilk durağının Gelecek Partisi olduğunu biliyor. Siyaset uzun süre kilitlendi. Bir tarafta Cumhur, öteki tarafta Millet İttifakı. Cumhur İttifakı uzun süre siyaset yarışında önde oldu. Burada denklemin tersyüz olması için AK Parti’nin oylarını kaybetmesi lazım öncelikle. Kaybediyor. Önceden de kaybetmişti ama o oylar MHP’ye gittiği için aynı havuzda kaldığından dolayı denklem değişmemişti. Gelecek Partisi’nin kurulmasıyla birlikte AK Parti’den ayrılan oyların önemli bir kısmı Gelecek Partisi’ne geliyor. Zaten denklemi değiştirecek olan da bu akış. Yoksa diğer türlü denklem değişmez. Siyasetteki kilidi çözen; AK Parti’deki oyların Gelecek Partisi’ne akmasıdır. Bahçeli’nin buna kızgın olduğu ortada. Gelecek Partisi’ne ve Davutoğlu’na saldırmalarının nedeni de bu.”

- Advertisment -