Ana SayfaHaberlerÇevirilerÇEVİRİ | Pulitzerli Amerikalı gazeteci Chris Hedges yazdı: “Hepimiz monitörlerin önünde öylece...

ÇEVİRİ | Pulitzerli Amerikalı gazeteci Chris Hedges yazdı: “Hepimiz monitörlerin önünde öylece oturuyoruz. Kuvözdeki bütün bebekler ölecek”

“İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri dünyanın geri kalanına tüyler ürpertici bir mesaj göndermektedir: Cenevre Sözleşmesi de dâhil olmak üzere uluslararası ve insani hukuk anlamsız kağıt parçalarıdır. Irak'ta uygulanmadı. Gazze'de de geçerli değil ve yok sayılıyor. Batı medeniyeti olarak savunduğumuz değerlerden dolayı nefret edilmiyoruz. Değerlerimiz olmadığı için bizden nefret ediyorlar. Nefret ediliyoruz çünkü kurallar sadece başkaları için geçerli. Bizim için değil.”

El Cezire’nin Arapça servisinin stüdyosundayım; Gazze’den yapılan canlı yayını izliyorum. Gazze’nin kuzeyindeki bir Al Jazeera muhabiri, İsrail’in yoğun bombardımanı nedeniyle Gazze’nin güneyine tahliye edilmek zorunda kaldı. Kamerasını ise Gazze’nin en büyük sağlık kompleksi olan El-Şifa hastanesine çevirerek geride bıraktı.

Gece vakti geldiğinde, İsrail tankları doğrudan hastane yerleşkesine ateş açtılar. Uzun yatay kırmızı ışık huzmeleri gördük. Bu hastaneye yapılan kasıtlı bir saldırı. Kasıtlı bir savaş suçu! Çoğu hasta ve bebekler de dahil olmak üzere en çaresiz sivillere yönelik kasıtlı bir katliam! Sonra yayın kesiliverdi.

Hepimiz monitörlerin önünde öylece oturuyoruz. Sessiz kalıyoruz. Olanların ne anlama geldiğini biliyoruz. Elektrik yok. Su yok. İnternet yok. Tıbbi malzeme yok. Kuvözdeki bütün bebekler ölecek. Bütün diyaliz hastaları ölecek. Yoğun bakım ünitesindeki herkes ölecek. Oksijene ihtiyacı olan herkes ölecek.  Acil ameliyata ihtiyacı olan herkes de ölecek. Peki, acımasız bombardıman nedeniyle evlerini terk ederek hastanelere sığınan 50.000 kişiye ne olacak? Bunun da cevabını biliyoruz: Bu insanların da hepsi ölecekler…

Şu anda tanık olduğumuz şeyi ifade edecek kelime bulamıyorum. Beş haftadır süren korkunç dehşetten bu yana hastanenin bombalanması artık bu dehşetin doruk noktasıdır. Avrupa’nın kayıtsızlığı yeterince kötüyken, Amerika Birleşik Devletleri’nin aktif suç ortaklığı ise akıl almaz bir durum. Hiçbir şey bunu haklı gösteremez. Hem de hiçbir şey. Joe Biden bu soykırımın suç ortağı olarak tarihe geçecek. Dilerim ki öldürülmesine yardım ettiği binlerce çocuğun hayaleti hayatının sonuna kadar Biden’ın peşini bırakmaz.

İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri dünyanın geri kalanına tüyler ürpertici bir mesaj göndermektedir: Cenevre Sözleşmesi de dâhil olmak üzere uluslararası ve insani hukuk anlamsız kağıt parçalarıdır. Irak’ta uygulanmadı. Gazze’de de geçerli değil ve yok sayılıyor.

İsrail’in dünyaya verdiği mesaj, şudur: Mahallelerinizi ve şehirlerinizi bombalar ve füzelerle yerle bir edeceğiz. Kadınlarınızı, çocuklarınızı, yaşlılarınızı ve hastalarınızı acımasızca öldüreceğiz. Açlık ve bulaşıcı hastalıkların yayılmasını sağlamak için ablukalar kuracağız. Siz, yeryüzünün “aşağı ırkları”, hiç önemli değilsiniz. Bizim için yok edilmesi gereken haşaratlarsınız. Biz her şeye sahibiz. Eğer bunlardan herhangi birini elimizden almaya kalkarsanız, sizi öldürürüz. Asla ve asla da sorumlu tutulmayız.

Batı medeniyeti olarak savunduğumuz değerlerden dolayı nefret edilmiyoruz. Değerlerimiz olmadığı için bizden nefret ediyorlar. Nefret ediliyoruz çünkü kurallar sadece başkaları için geçerli. Bizim için değil. Nefret ediliyoruz çünkü ayrım gözetmeksizin katliam yapma hakkını kendimizde görüyoruz. Nefret ediliyoruz çünkü kalpsiz ve acımasızız. Nefret ediliyoruz çünkü ikiyüzlüyüz; sivilleri korumaktan, hukukun üstünlüğünden ve insancıllıktan bahsederken Gazze’de 160’ı çocuk olmak üzere her gün yüzlerce insanın hayatını karartmaya devam ediyoruz…

İsrail, Gazze’deki El-Ahli Arap Hıristiyan hastanesini bombalayarak yüzlerce kişinin ölümüne yol açmakla suçlandığında buna kızgınlık ve ahlaki öfke kapılarak tepki gösterdi. İsrail saldırının Filistin İslami Cihad Örgütü tarafından ateşlenen serseri bir roketten kaynaklandığını söyleyerek kendisini aklamaya çalıştı. Ancak Hamas’ın ya da İslami Cihad’ın cephaneliğinde hastaneye isabet eden füzenin muazzam patlayıcı gücünü taklit edebilecek bir silah yoktu.

Gazze’de görev yapan bizler İsrail’in bu kinayeli ve saçma sözlerini o kadar çok duyduk ki artık gülünç geliyor. İsrail neredeyse her zaman Hamas’ı ve Filistinlileri savaş suçları için suçluyor; şimdi de hastanelerin Hamas’ın komuta merkezleri olduğunu ve bu nedenle meşru hedefler olduğunu iddia etmeye çalışıyorlar. Fakat asla ama asla kanıt sunmuyorlar. İsrail ordusu ve hükümeti nefes alır gibi yalan üstüne yalan söylüyor.

Al-Şifa’da çalışan Sınır Tanımayan Doktorlar bir açıklama yayınlayarak hastaların, doktorların ve hemşirelerin “ateş altındaki hastanelerde mahsur kaldığını” duyurdular. Açıklamada “İsrail hükümetine Gazze’nin sağlık sistemine yönelik bu acımasız saldırıyı durdurması” çağrısında da bulunuldu.

Açıklamada “Son 24 saat içinde Gazze’deki hastaneler aralıksız bombardıman altında kaldı. Sınır Tanımayan Doktorlar personelinin halen çalıştığı en büyük sağlık tesisi olan El-Şifa hastanesi, doğum ve ayakta tedavi bölümleri de dahil olmak üzere birçok kez bombalandı. Çok sayıda ölü ve yaralı olduğu” söylendi.

“Hastane çevresindeki çatışmalar devam etmekte. Sınır Tanımayan Doktorlar ekipleri ve yüzlerce hasta hala El-Şifa hastanesinin içinde mahsur durumda. Sınır Tanımayan Doktorlar, hastanelere yönelik saldırıların durdurulması, derhal ateşkes sağlanması ve tıbbi tesislerin, sağlık personelinin ve hastaların korunması için yaptığı çağrıları acilen yinelemektedir.”

Bir doktor Al Jazeera’ye verdiği röportajda yaşananları hastanelere ilan edilmiş bir savaş olarak niteliyordu. Bu sırada Gazze’nin kuzeyindeki ve Gazze Şehrindeki diğer üç hastane İsrail güçleri ve tankları tarafından ablukaya alınmıştı. Ayrıca Endonezya Hastanesi’nin de elektriksiz kaldığı bildirildi.

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi Gazze’deki 36 hastaneden 20’sinin artık çalışmadığını bildiriyor…

İsrail ve Washington’un duyarsız alaycılıkları ise nefes kesici türden! Aralarında niyet farkı yok. Washington istediği tek şey bu işin çabuk bitmesi. İnsani yardım koridorları mı?  Veya bombardımanda duraklamalar ve ateşkes?  Bunlar kuzey Gazze’nin tamamen insansızlaştırılmasını kolaylaştıracak araçlar.

Mısır ile Refah sınırından geçmesine izin verilen bir avuç yardım kamyonu mu? Bir halkla ilişkiler hilesinden ibaret. Tek bir amaç var: Öldürmek, öldürmek, öldürmek!

Ne kadar hızlı olursa o kadar iyi. Biden yönetimindeki hemen her yetkilinin dile getirdiği tek şey İsrail’in Gazze’deki katliamını tamamlamasının ardından ne olacağı. İsrail’in Filistin’de yaptığı katliamın, Gazzeli insanlar şeridin güney kesiminde barınaksız bir şekilde açıkta yaşayıp yiyecek, su ve tıbbi bakım eksikliği nedeniyle ölene kadar sona ermeyeceğini gayet iyi biliyorlar.

İsrail’in kara harekâtından önce Gazze gezegendeki en yoğun nüfuslu yerlerden biriydi. Kuzeydeki 1,1 milyon Gazzelinin güneydeki 1 milyondan fazla nüfusun üzerine yığılmasıyla neler olacağını bir düşünün. Kolera gibi bulaşıcı hastalıklar salgın haline geldiğinde neler olacağını hayal edin.  Açlığın yaratacağı tahribatı düşünün. Tüm bunlar bölgeye bir çözüm getirmek konusunda baskıyı artacaktır. Ve İsrail’in yapmayı umduğu bu çözüm Filistinlileri sınırın ötesine, Mısır’ın Sina bölgesine itmek olacaktır. Oraya vardıklarında bir daha asla geri dönemeyecekler. İsrail’in Gazze’deki etnik temizliği tamamlanmış olacak ve Batı Şeria’da etnik temizlik başlayacak. Bu İsrail’in en büyük arzularından birisi. Bunu başarmak için Gazze’yi yaşanmaz hale getirecekler.

Kendinize sorun, Gazze’de bir Filistinli olsaydınız ve bir silaha erişiminiz olsaydı ne yapardınız? İsrail ailenizi ve tanıdığınız herkesi öldürseydi nasıl tepki verirdiniz? Uluslararası ya da insancıl hukukun zalimler için değil sadece mazlumlar için geçerli olduğunu bildiğiniz halde neden umursayasınız ki? İsrail’in iletişim kurmak için kullandığı ve anladığı tek dil terörse, siz de terörle karşılık vermez miydiniz?

İsrail’in ölüm saçan çılgınlığı Hamas’ı ezmeyecektir. Hamas yalnızca bir fikirdir. Bu fikir ölenlerin kanıyla besleniyor ve esasında İsrail Hamas’a bol miktarda kan ve kaynak veriyor.

Kaynak: https://twitter.com/apocalypseos/status/1723565983007396246?s=20

Çeviri: Hasan Ayer.

- Advertisment -