Ana SayfaHaberlerÇevirilerÇEVİRİ | Kürtlerin bağımsızlık hayalleri her zamankinden daha uzak görünüyor!

ÇEVİRİ | Kürtlerin bağımsızlık hayalleri her zamankinden daha uzak görünüyor!

The Economist: “Kürtler kendi içlerinde mücadele ederken, Bağdat, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde kontrolü yenı̇den ele geçı̇rmeye başladı. Kürt parlamentosunun son oturumu televizyonda yayınlanan bir arbede ile sona erdi. Barzani ve Talabani aileleri arasındaki rekabet Kürtleri böldü. İki ailenin bakanları Bağdat'taki kabinede sık sık birbirlerine karşı oy kullanıyor. Talabaniler Bağdat'la işbirliği yapıyor. Bağdat'taki Irak hükümeti, Kürtlerin 1991'de Irak'ın eski diktatörü Saddam Hüseyin'e karşı ayaklanmasının ardından kaybettiği gücü geri almak için bu rekabetten çok iyi faydalanıyor. İşe para kaynaklarını keserek başladılar. Erbil'deki bir analist ‘Irak'ın bir başka vilayeti olacağız’ diyor.”

Son 30 yıl boyunca, Kürdistan bölgesi sürekli gelişirken, Irak ise artık durgunlaşmıştı. Bölge, son yılların en hızlı ekonomik büyümesini yakaladı. Modern petrol kompleksleri, oteller ve otoyollar inşa etti.

Kürdistan’ın 2017 referandumdan çıkan bağımsızlık kararıyla geleceği parlak görünüyordu. Ama altı yıl sonra bu rüya soldu. Önceleri genişleyen şehirlerin üzerinde hızla çalışan vinçler, şu anda yarım kalmış yüzlerce sitenin üzerine park edilmiş durumda.

 Irak’ın başkenti Bağdat, artan güvenlik ve petrol gelirleri sayesinde toparlanırken, Irak’ı yönetenler Kürdistan’ın özerkliğini budama derdinle.

30 yıllık özyönetimin ardından Kürt ekonomisi, sınırları, tartışmalı bölgeleri ve siyaseti büyük ölçüde yeniden merkezi kontrol altına girmiş oldu. Gelişmeleri Bağdat’tan izleyen Batılı bir diplomat, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin (IKYB) güç kaybettiğini söylüyor: “Kürdistan projesinin başarısız olma riski var.”

Kürtlerse büyük ölçüde birbirlerini suçluyorlar. İki feodal aile arasındaki çekişme iyice şiddetlenmiş durumda; Barzani ve Talabani aileleri.

Bu feodal ailelerin liderleri 2017’den bu yana iktidarı kişilikleri birbiriyle çatışan hırslı oğullarına devretmişlerdi. Barzanilerin Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Talabanilerin Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) bölgenin gittikçe azalan kaynakları için mücadele ediyor. Bakanları Bağdat’taki kabinede sık sık birbirlerine karşı oy kullanıyor.

İkisinden daha zayıf olan KYB, destek için açıkça Bağdat’la işbirliği yapıyor. Partinin lideri Bafel Talabani “Irak, Kürdistan’dan daha iyidir” diyerek partisinin genel tavrını ortaya koyuyor. Batı’nın ısrarlarına rağmen iki taraf da Peşmerge olarak bilinen birbirinden ayrık güçlerini birleştirmeyi reddediyorlar. Birbirlerinin kadrolarına yönelik suikastlar bile düzenliyorlar.

Kürt parlamentosunun son oturumu televizyonda yayınlanan bir arbede ile sona erdi. Kürtlerin çatışmalardan duyduğu hoşnutsuzluk arttıkça liderleri de daha baskıcı olmaya başlıyor. Geçen yıl yapılması planlanan seçim en erken Şubat 2024’e kadar ertelendi. Bir zamanlar Kürt bölgesinin alamet-i farikası olan medya özgürlüğü tamamen kısıtlandı.

Bağdat’taki Irak hükümeti, Kürtlerin 1991’de Irak’ın eski diktatörü Saddam Hüseyin’e karşı ayaklanmasının ardından kaybettiği gücü geri almak için bu rekabetten çok iyi faydalanıyor. İşe para kaynaklarını keserek başladılar. Bu yılın başlarında Yüksek Mahkeme, Paris’teki bir uluslararası tahkim kararını kullanarak Kürt petrol satışlarını yasakladı ve Kürtlerin günde 450.000 varil satıştan elde ettikleri gelirleri tamamıyla ellerinden aldı. Kürtlerin maaşları artık Bağdat’ın bölgesel Kürt hükümetine ödediği aylık ödeneğe bağlı. Bir zamanlar Bağdat’tan uzak duran Kürt liderler şimdi başkente gidip, deyim reyindeyse sadaka istiyorlar. Neçirvan Barzani dört yıllık başkanlık döneminde Bağdat’a on resmi ziyarette bulundu; selefi ve amcası Mesud Barzani ise 15 yılda bir ziyaret gerçekleştirmişti. Haziran ayında kabul edilen yeni ulusal bütçe kapsamına göre, artık IKBY’nin herhangi bir vilayeti Bağdat’tan doğrudan fon talep edebilecek. Bu durum Talabanileri Barzani’nin hâkimiyetindeki Bölgesel Kürt Yönetiminden kopmaya teşvik edilmiş olacak. Bu durum bölgenin birliğini daha da zayıflatabilir.

Bağdat hükümeti Kürtlerin sınırlarını da kontrol altına alıyor. Kürtlerin geçiş noktalarına ve havaalanlarına muhafızlar yerleştirerek kimin girip çıkacağını karar veriyor. Iraklı bir yetkili, Talabanilerin İran’dan gelen araba ve sigara kaçakçılığından elde ettikleri geliri hala cebe indirdiklerini ancak bunun pek uzun sürmeyeceğini belirtiyor. Türkiye’nin Irak’tan petrol alımını askıya alması da Kürtlerin bu tür işlemlerden kazandıkları transit ücretlerine mal olmuş oldu. Uluslararası bir mahkeme Türkiye’nin Irak’ın rızası olmadan Irak’tan petrol ithal ettiğine hükmetti ve Irak’a yaklaşık 1,5 milyar dolar tazminat ödenmesine karar verdi.

Güneyde ise Irak ordusu ve ona bağlı Şii milisler, 2017’deki referandumun ardından Kürtlerden geri aldıkları tartışmalı bölgelerdeki hâkimiyetlerini iyice pekiştiriyorlar. O zamandan beri Arapları Kürtlerin hak iddia ettiği topraklara yerleşmeye teşvik ederek demografiyi yeniden düzenlediler. 2017 referandumu bugün yapılsaydı, Kürtler artık çoğunluk olarak varlıklarını sürdüremeyeceklerdi.

Belki de en zarar verici olanı Irak devletinin yasal üstünlüğünü yeniden tahsis etmesi oldu. Mayıs ayında Irak Yüksek Mahkemesi Kürdistan’ın seçimleri erteleme kararını anayasaya aykırı ilan etti. Böylece Kürt seçim komisyonunun Irak’ın merkezden göndereceği komisyonla değiştirilmesi mahkemece emredilmiş oldu.

Kürdistan aynı zamanda kaçak Iraklı aktivistler için bir sığınak olma özelliğini artık yavaş yavaş kaybediyor. Geçen yıl Kürt güvenlik görevlileri, Amerikan think-tankları için çalışan Iraklı bir araştırmacıyı tutuklayarak Bağdat’a teslim ettiler. Bölgesel Kürt Yönetimi’nin önemli resmi sektöründeki işverenler artık işe alacakları kişilerin önce başkentten güvenlik izni almasını istiyorlar.

Kültürel açıdan baktığımızda da Bağdat’ın güçlenmesi bölgeye zarar veriyor. Kürtler otuz yıl boyunca eski Baasçı Araplaştırma programını reddederek, kendi dillerini desteklemiş ve korumuşlardı. Hatta bölgede bir nesil Arapça konuşmayı tamamen unuttu. Fakat şimdi Araplaştırma politikaları, rejimin gücü ile bir dönüş yapıyor. Örneğin bir Kürt liderin oğlu yerel bir üniversitedeki mezuniyet töreninde dinleyicilere Arapça hitap etmek durumunda kalıyor. Bağdat’la bağlar sıkılaştıkça, Kürdistan’ın özel sektörü artık yeni işe alınanların da Arapça konuşmasını talep ediyor. Güneylilerin akınıyla boş mülkler ucuza kapatıldığından, Kürtlerin başkenti Erbil’deki dükkanların ön cephelerine Arapça tabelalar geri dönüyor. Bir Kürt risk danışmanına göre “Araplar bir iş fırsatı” olduğu kadar ” aynı zamanda bir tehdit” unsuru.

Her Şey Dağılıyor ve Çözünüyor

Kürdistan’da Iraklı Arapların etkisi artarken, Kürtlerin başkentteki etkisi de zayıflamakta. Merkezi hükümete hâkim olan İran yanlısı Şii gruplar, Sünni Araplar ve Hıristiyanlar gibi Irak’ın diğer azınlıklarıyla birlikte Kürt liderleri de iyice sıkıştırarak bir kenara atıyor. Bağdat’taki yetkililer, Irak’ın Kürtlere verilen cumhurbaşkanlığı makamının ancak bir kuklanın nüfuzu kadar bir etkiye sahip olduğunu söylüyorlar.

Bir zamanlar Kürtler kurtuluş için Batı’dan medet umabilirlerdi. Batılı güçler 1991 Körfez Savaşı’ndan sonra Birleşmiş Milletler onaylı uçuşa yasak bölge ile Kürtlere güvenli bir sığınak yaratmışlardı. Ancak Batı’nın ilgisi de giderek azalıyor. Amerika 2003 yılında Irak’ı işgal ettiğinde Kürtler uçuşa yasak bölgelerini ne yazık ki kaybettiler. Amerikalılar Kürdistan’da Erbil’in 65 km kuzeyindeki Harir’de hala bir hava üssü bulundursa da Kürtler, İran’ın Şii vekilleri kendilerine füze ve insansız hava aracı ile saldırdığında Amerikalıların destek vermediklerinden şikayetçiler. Erbil’deki devasa yeni Amerikan konsolosluğu planlananın gerisinde kalıyor. Bir Kürt yetkili, Batı’nın ataletinin ittifakın gücüne gölge düşürdüğünden endişe ediyor.

Kürtlerin hala oynayabilecekleri bazı kartlar mevcut. Erbil’in dışında baraj, çimento fabrikası ve 5 milyar dolarlık bir gayrimenkul geliştirme projesi inşa edecek olan Çinlilere teklif götürdüler. Kürtler ayrıca Batı’yı sarsmak için çok sayıda mülteci tehdidini de kullanabilir. Kürdistan’ın merkezi Irak hükümeti tarafından tamamen ele geçirilmesi Türkiye’ye ve oradan da Avrupa’ya yeni bir göç dalgasını tetikleyebilir.

Ancak Kürtlerin çoğu umutsuz durumda: Erbil’deki bir analist “Irak’ın bir başka vilayeti olacağız” diyor. Türkiye, İran ve Suriye gibi ülkelere dağılmış yaklaşık 30 milyon Kürt için parlayan bağımsızlık ışığı sönmeye başlıyor…

Kaynak: https://www.economist.com/middle-east-and-africa/2023/08/17/the-kurds-dreams-of-independence-look-farther-off-than-ever

Çeviri: Hasan Ayer

- Advertisment -