Ana SayfaHaberlerÇevirilerPentagon Belgeleri’ni yayınladı, savaşı bitirdi: Daniel Ellsberg’e veda

Pentagon Belgeleri’ni yayınladı, savaşı bitirdi: Daniel Ellsberg’e veda

Pentagon Belgeleri’ni ifşa ederek Vietnam Savaşı’nın bitmesine ve ABD’de basın özgürlüğünü garanti altına alan Anayasa Mahkemesi içtihadının oluşmasına katkı yapan efsanevi gazeteci Daniel Ellsberg 92 yaşında hayatını kaybetti. Mart 2023’de Ellsberg, bir epostasında şöyle yazmıştı: "1969 yılında Pentagon Belgelerini kopyaladığımda, hayatımın geri kalanını parmaklıklar ardında geçireceğimi düşünmek için her türlü nedenim mevcuttu. Bu kader, pek olası görünmese de Vietnam Savaşı'nın sona ermesini hızlandırmak anlamına gelseydi memnuniyetle kabul edebileceğim bir kaderdi.”

ABD’nin Vietnam Savaşı müdahalesinin boyutlarını ifşa eden gazeteci Daniel Ellsberg 92 yaşında öldü. Ailesi, Ellsberg’in Kaliforniya, Kensington’daki evinde pankreas kanserinden öldüğünü açıkladı.

Eski bir ABD Ordu Analisti olan Ellsberg’in 1971 yılında Pentagon Belgelerini sızdırması, “Amerika’daki en tehlikeli adam” olarak adlandırılmasına yol açmıştı. Sızıntı, belgelerin New York Times gazetesinde yayınlanmasını engellemeye çalışan Nixon yönetiminin Yüce Divan’da yargılanmasına neden oldu.

Ancak Ellsberg aleyhindeki casusluk suçlamaları nihayetinde reddedildi.

Amerikan NPR radyosuna konuşan Ellsberg’in ailesi: “Daniel bir hakikat savunucusuydu; yalnızca doğruları konuşan vatansever savaş karşıtı bir aktivistti. O sevgili bir eş, baba, büyük baba ve büyük büyük babaydı. Birçoğumuz için değerli bir dost, sayısız insan için ilham kaynağı oldu. Hepimiz onu çok ama çok özleyeceğiz” dedi.

Ellsberg, onlarca yıl boyunca hükümetin yetkilerini aşmasını ve askeri müdahaleleri yorulmak bilmeden eleştirdi. Muhalif duruşu, Beyaz Saray’a nükleer strateji konusunda tavsiyelerde bulunduğu ve Savunma Bakanlığı için Vietnam Savaşı’nı değerlendirdiği 1960’lı yıllarda iyice belirginleşmişti.

Ellsberg’in bu dönemde öğrendikleri vicdanına büyük bir ağırlık yapıyordu. “Keşke kamuoyu bilseydi” diye düşünüyordu, çünkü bu savaşı sona erdirecek karşı konulmaz bir siyasi baskı oluşturabilirdi. İşte Pentagon Belgeleri’nin  (birden fazla ABD başkanının foyasını ortaya çıkaran 7.000 devlet belgesi) yayınlanması bu anlayışın bir ürünüydü. Belgeler, hükümetin savaşla ilgili kamuoyuna yaptığı açıklamalarla çelişiyordu ve içerdikleri tahrip edici ifşaatlar Vietnam Savaşı’nın sona ermesine yardımcı oldu. Ve nihayetinde Başkan Richard M. Nixon’ın düşüşünün tohumları da bu belgeler sayesinde atıldı.

The Guardian gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Alan Rusbridger, BBC’ye verdiği bir demeçte Ellsberg’in “muhabirlerin büyükbabası” olduğunu söylemişti.

Alan Rusbridger, Radio 4’ün World Tonight programında şöyle dedi:

“Daniel Ellsberg’in müdahalesi Vietnam Savaşı yıllarında kamuoyunun görüşlerini kökten değiştirdi. Daniel’e karşı açılan dava bir emsal teşkil etti ve o zamandan beri hiçbir ABD hükümeti ulusal güvenlik gerekçesiyle bir gazeteye tedbir koymaya çalış(a)madı.”

Pentagon Belgeleri, Nixon yönetimi ile The New York Times arasında bir First Amendment (ABD Anayasası 1. Ek maddesi) çatışması çıkarmıştı. Çünkü gazete hükümet yetkilileri tarafından ulusal güvenliği tehlikeye atan bir casusluk eylemi olarak kabul edilen sızıntı belgeleri ve bu belgelere dayanan bilgileri yayımlamıştı. ABD Anayasa Mahkemesi ise basın özgürlüğü lehine tarihi bir karar verdi.

Ellsberg, 1971 yılında Los Angeles’taki federal mahkemede hırsızlık, casusluk, komplo ve diğer suçlamalarla yargılandı. Ancak daha jüri bir karara varamadan yargıç, yasadışı telefon dinlemeleri de dâhil olmak üzere,  hükümetin ağır suiistimallerini gerekçe göstererek davayı düşürdü.

Yargıç, davanın ortasında Başkan Nixon’ın üst düzey yardımcılarından biri tarafından kendisine FBI direktörlüğü teklif edildiğini açıklamıştı.

Ayrıca Ellsberg’in psikiyatristinin ofisine hükümet onaylı bir hırsızlık yapıldığı da ortaya çıkmıştı.

Ellsberg, 7 Nisan 1931’de Chicago’da doğdu ve Detroit, Michigan banliyölerinde büyüdü. Pentagon’a gelmeden önce Savunma ve Dışişleri Bakanlıkları için çalışmış, Harvard’da doktora yapmış bir Deniz Piyade Birliği gazisiydi.

Rusbridger’e göre, Julian Assange ve Edward Snowden gibi son dönem muhabirleri Ellsberg tarafından “şekillendirildi”: “Pentagon Belgeleri davası herkesi “ulusal çıkarı kim tanımlayacak: zamanın hükümetleri mi yoksa Daniel Ellsberg gibi vicdan sahibi insanlar mı?” diye düşünmeye sevk etti.”

Ellsberg, Pentagon Belgeleri’nin sızdırılmasından yıllar sonra da hükümeti sorumlu tutmaya devam etti. Aralık 2022’de BBC Hardtalk’a verdiği bir mülakatta Wikileaks belgelerinin sızdırılmasındaki gizli “desteğin” kendisi olduğunu söyledi. 2010 yılındaki Wikileaks davasında, Julian Assange ve organizasyonu bir ABD Ordusu istihbarat analisti aracılığıyla sağlanan 700.000’den fazla gizli belge, video ve diplomatik yazışma yayınladı. Ellsberg bir defasında, Assange’ın “[bilgileri] dışarı çıkarmanın bir yolunu bulma konusunda bana güvenebileceğini hissettim” demişti.

Şubat ayında doktorların Ellsberg’e üç ila altı ay ömrü kaldığını söylediği pankreas kanseri teşhisinin ardından, son aylarını Pentagon Belgeleri ve daha geniş anlamda gazetecilik üzerine düşünerek geçirdi.

Washington Post’un yayınladığı Mart 2023 tarihli bir e-postada Ellsberg şunları yazıyordu: “1969 yılında Pentagon Belgelerini kopyaladığımda, hayatımın geri kalanını parmaklıklar ardında geçireceğimi düşünmek için her türlü nedenim mevcuttu. Bu kader, pek olası görünmese de Vietnam Savaşı’nın sona ermesini hızlandırmak anlamına gelseydi memnuniyetle kabul edebileceğim bir kaderdi.”




Pentagon sızıntılarının anlatıldığı The Post filminde Ellsberg’i Matthew Rhys oynamıştı

Politico, 4 Haziran’da Ellsberg ile bir röportaj yayınladı. Bu röportajda Ellsberg’e, hükümeti daha dürüst ve şeffaf bir hale getirmediği görüşüne rağmen gazeteciliğin risk almaya değip değmeyeceğini sordular. Ellsberg şöyle yanıtladı: “Oldukça büyük, hayati bir felaketle karşı karşıya kaldığınızda; dünyayı Kırım, Tayvan ya da Bahmut yüzünden havaya uçurmanın eşiğine geldiğimizde değecektir.”

“Bir uygarlığın bakış açısından ve sekiz ya da dokuz milyar insanın hayatta kalması açısından bakıldığında, her şey tehlikedeyken, küçük bir etki yaratma şansına bile değebilir mi? Cevap şu: Elbette… Hatta bunun zorunlu olduğunu bile söyleyebilirsiniz.”

Çeviri: Hasan Ayer


Kaynak: https://www.bbc.com/news/world-us-canada-65932944.amp

- Advertisment -