Ana SayfaHaberlerGündemCübbeli Ahmet’in tezi için deliller yükleniyor: Hz. Muhammed Mahmud Efendi’ye ‘sen son...

Cübbeli Ahmet’in tezi için deliller yükleniyor: Hz. Muhammed Mahmud Efendi’ye ‘sen son mürşidi kamilsin’ dedi

İsmailağa cemaatindeki bölünme ‘delil yarışı’ ile sürüyor. Cübbeli Ahmet, İsmailağa merkezine karşı ‘Emir’ ilan ettiği İbrahim Efendi liderliğini mehdi gelene kadar rabıtanın sadece Mahmud Ustaosmanoğlu yapılacağı tezi üzerine kurmuştu. Cübbeli, delil olarak Mahmud Ustaosmanoğlu’nun “2001’de Hz. Muhammed bana sen son mürşidi kamilsin” dediğini iddia eden bir tanığın videosunu ileri sürdü: “Videosu yeni geldi. Her gün delillerimiz kuvvetleniyor.” Cübbeli Ahmet daha önce de Ustaosmanoğlu’nun kendisi için Allah ile görüştüğünü iddia etmişti.

Nakşibendi tarikatının Türkiye’deki en büyük kollarından olan İsmailağa cemaatindeki bölünme ‘delil yarışı’ ile sürüyor. Cübbeli Ahmet olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü, İsmailağa merkezine karşı ‘Emir’ ilan ettiği İbrahim Efendi’nin liderliği hakkında Mahmud Ustaosmanoğlu’nun daha önce Hz. Muhammed ile görüştüğünü ileri sürdü. Ünlü 2012 yılında hapisteyken de bağlılarına gönderdiği mektupta  “Şeyhi Ustaosmanoğlu’nun kendisi için Allah ile görüştüğünü” iddia etmişti.

Tarikat çevrelerinde, ilham adı altında, gaybi konularda Allah’tan ya da peygamberlerden ya da vefat etmiş peygamber olmayan kimselerden bilgi almak yaygın bir inanç. Genellikle rüya yoluyla geleceğe dair bilgiler alma iddiasında bulunuluyor.

Cübbeli Ahmet bekledikleri Mehdi’nin çıkışının yakın olduğunu, dolayısıyla Mahmud Ustaosmanoğlu’nun son şeyh olduğunu iddia ediyor. Ustaosmanoğlu’ndan sonra İsmailağa cemaatinin başına seçilen yeni Şeyh Ahmet Fikri Doğan’ın şeyhliğini tanımayan Ünlü, onun yerine Mahmud Ustaosmanoğlu’nun Denizli Vekili İbrahim Uslu’yu “Emir” ve “Vekil” olarak ilan etti.

Ünlü, son olarak Ustaosmanoğlu’dan sonra şeyh gelmeyeceği iddiasını temellendirmek için de Hz. Muhammed’in bu yönde emir verdiğini iddia etti:

“Efendi hazretleri buyurdu ki Medine’de diyor, biz de hatme şerifteydik. Daha yeni yani dün ses kaydı geldi. İsmini açıklamıyorum. Yani en mühim adamın kardeşi. Oradaki karşı taraftaki. Efendi hazretleri buyurdu ki; Resulullah salllalahu aleyhi vesellem bana buyurdu ki sen son mürşidi kamilsin. Elimizde mevcut bunu dolayısıyla 2001’de Efendi hazretlerimiz Medine-Münevvere’de
Ravzadan çıkınca hatmi şerifte bunu söyledi diyor. Her gün delillerimiz kuvvetleniyor.”

Ünlü, 2012’de de kadın ticareti yapma suçlamasıyla tutuklu yargılanırken hapishaneden gönderdiği mektupta da kendisinin suçsuz olduğunu Allah’ın söylediğini ileri sürmüştü.  2012’deki mektubuna göre “Allah Ahmet’i bana bırakın onun işlerini ben hususi yönetiyorum, ona kimseyi dokundurmayın” demişti.

Diyanet İşleri Başkanlığı ise bu gibi iddialar karşısında doğrudan ve güncel bir açıklama yapmaktan kaçınıyor. Ancak Diyanet’e bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 29.12.2021 tarihli “Hz. Peygamber’den sonra Allah’ın özel olarak seçtiği veya görevlendirdiği kişi ya da grup var mıdır?” sorusuna verdiği bir cevapta şu ifadelere yer veriliyor:

“Seçilmiş ya da seçkin kavramı, yaratıcı tarafından özel olarak belirlendiğine, görevlendirildiğine, diğerlerinden üstün kılındığına ve kurtuluşa erdiğine inanılan kişi ya da grupları nitelemek için kullanılır. Bu düşünceye bütün eski kültürlerde ve dinlerde rastlanmaktadır.

Hz. Peygamber (s.a.s.), kurtuluşa erenlerin kimler olacağı sorusuna “el-Cemâa” (İbn Mâce, Fiten, 17 [3992]) başka bir rivâyette de “Benim ve ashabımın yolundan gidenler” (Tirmizî, İman, 18 [2641]) cevabını vermiştir. Buradan kurtuluşa eren kimselerin (fırka-i nâciye) Hz. Peygamber’in Sünnetine tabi olup ashabının izinden giden, diğer bir deyişle İslâm’ın ana yolundan ayrılmayan büyük çoğunluk olduğu anlaşılır. İslâm âlimleri bu büyük çoğunluğu “sevâd-ı a’zam” nitelemesiyle ifade etmişlerdir. Bu niteleme; herhangi bir özel kişi ya da grubu değil, İslâm’ın temel inanç esaslarına gönülden inanan bütün Müslümanları kapsamaktadır.

Sonuç itibarıyla İslâm dini, Hz. Peygamber’den (s.a.s.) sonra herhangi bir kimsenin veya grubun Allah (c.c.) tarafından seçildiği ve görevlendirildiği iddiasını benimsemez. Aksine dinimiz iyilik yolunda insanlığa önder ve örnek olmayı hak eden Müslümanları ve onların başlıca niteliklerini ortaya koymakta, bunun dışındaki her türlü dışlayıcı yaklaşımı reddetmektedir.”

https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/1099/hz-peygamberden-sonra-allahin-ozel-olarak-sectigi-veya-gorevlendirdigi-kisi-ya-da-grup-var-midir

Din İşleri Yüksek Kurulu’nun web sitesinin sorular bölümünde Tasavvuf’a dair 03.05.2018 tarihli tek bir cevap yer alıyor. O metinde de Cübbeli Ahmet vb kimselerin inançlarına dair dolaylı yoldan şu görüşler yer alıyor: Konuyla ilgisi sebebiyle şu hususu da hatırlamakta fayda vardır: Peygamberlerin dışındaki insanların gördükleri rüyalar, kesin bir hüküm ifade etmediği gibi bu rüyaların bağlayıcılığı da yoktur. Dolayısıyla, rüyalar delil değildir ve rüyalar ile amel edilmez. Rüya ile dini bir meselenin hükmü açığa çıkartılamaz ve rüya üzerine dini veya dünyevi bir hüküm bağlanamaz. Rüya yoluyla alındığı iddia edilen tasavvufi makam ve mansıplara da güvenilemez.

Sonuç olarak, bir Müslümanın yüce dinimiz İslam’ı yaşaması ve dinî görevlerini yerine getirmesi için herhangi bir tarikata girmesi veya bir şeyhe bağlanması şart olmadığı gibi, vefat etmiş bir şeyhe bağlanmak gibi bir durum da söz konusu değildir. Veysel Karanî’nin günümüzde Üveysilik adı altında temiz dini duyguların istismarı ve İslam’la bağdaşmayacak şekilde suistimal edilmesi kesinlikle doğru değildir. Dini açıdan bir değeri olmayan bu tür faaliyetler açık bir aldatma ve istismardır. Dolayısıyla, bu ve benzeri grup veya kişilere karşı dikkatli olunması ve uzak durulması yerinde olacaktır.https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/1379/uveysilik

- Advertisment -