Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde “üç adaylı senaryolar” üzerinde değerlendirmeler yapılırken, Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’nın göstereceği adayların yanında bir de HDP’nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın isminin sayılması siyasi kulislerde dikkatleri Demirtaş’la ilgili hukuki sürece çevirdi.
Demirtaş’ın avukatlarından Mahsuni Karaman, Serbestiyet’e 4 Kasım 2016’dan beri tutuklu olan Demirtaş’ın “siyasi yasaklı” halinin sürdüğünü söylüyor. Karaman, bu yasaklı halin dayanağının da, hakkında “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan açılan dava sonucunda Demirtaş’a 2018’de İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde verilen 4 yıl 8 aylık hapis cezası olduğunu hatırlatıyor.
Bu karara Demirtaş’ın 2013’te Nevruz etkinliğindeki konuşması gerekçe gösterilmişti. Demirtaş o mitingde “Sakine, Leyla, Fidan arkadaşlarımızın şahsında bütün şehitlerimizi saygı ile anmak istiyorum. Bir nöbet kulübesinde gece yarısı nöbet tuttunuz mu? Kandil’i dümdüz ederiz diyenlerin kendilerini davet ediyorum. Omzuna G-3 takıp gitsinler” demişti.
Mahsuni Karaman, Demirtaş’ın hakkındaki hapis cezası kararının Nisan 2021’de Yargıtay tarafından onaylanarak kesinleştiğini hatırlatıyor. Karaman, Demirtaş’la ilgili tutukluluk ve mahkûmiyet kararlarını “hak ihlali” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne götürdüklerini, iptalini istediklerini ancak mahkemenin henüz bu başvuruyu incelemeye almadığını söylüyor:
“Aslında infazın bittiğini görüyoruz. İnfaz edildi ama infaz edilmesi yetmiyor. Siyasi yasaklı olması sürüyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi için önümüzde bir yıl gibi bir süre var. Anayasa Mahkemesi, bizim itiraz başvurumuzu incelemeye alır, hak ihlali kararı verirse durum değişebilir. Mahkemenin ne yapacağını göreceğiz. Ama Demirtaş’ın şimdilik hukuken cumhurbaşkanı adayı olma şansı yok.”
Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi henüz bir şey demediği için tutuklu Demirtaş’ın cumhurbaşkanlığı için aday gösterilmesinin önündeki hukuki engel sürüyor.
Kendisine Mahsuni Karaman’ın değerlendirmesini hatırlattığımız avukat Turgut Kazan, Demirtaş’ın da zaman zaman hapishaneden kamuoyuna hakkındaki kesinleşmiş mahkûmiyet kararını hatırlattığını söylüyor ve “Kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı Demirtaş’ın cumhurbaşkanlığı adaylığına hukuken engeldir. Avukatlarının söylediği en doğrusudur ki, Mahsuni Karaman da hukuki durumu açıkça dile getiriyor” diyor.
Kazan, cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde adaylar hakkında “hukuki temelden yoksun” değerlendirmeler yapılmamasının kamuoyunun yanıltılmaması açısından önemli olduğunu söylüyor.
Ceza hukukçusu Prof. Adem Sözüer de, “Bir kişi hapis cezasıyla mahkûm olduğu zaman cumhurbaşkanlığı gibi bir göreve atanamaz, seçilemez. Kamuda bir görev yapamaz” diyor.
“O tarihe kadar siyasi yasaklı ve hapisteysem”
Demirtaş’ın aday olup olamayacağına ilişkin tartışmalar bir yana HDP, cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefetin ortak adayına “ilkelerde anlaşılması” koşuluyla destek vermeye dönük tutumunu koruyor. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, muhalefet cephesini birleştiren altılı masada yer almamalarını “HDP ile görüştüklerini söylüyorlar ama bu yetmez” sözleriyle eleştirse de, temel ilkelerde anlaşmak koşuluyla ortak aday fikrine açık olduklarını dile getirmişti. Altılı masanın ortak cumhurbaşkanı adayı için sıraladığı “uzlaşmacı, özgürlükçü, demokratik değerleri içselleştirmiş, kucaklayıcı, siyasi ahlak ilkelerini benimseyen ve liyakat sahibi” şeklindeki kriterlere de HDP olumlu yaklaşmıştı.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda en son avukatları aracılığıyla mesaj veren Demirtaş da “Biz cumhurbaşkanı adaylığında isimden çok ilkelere bağlı olup olmayacağına bakarız. Ayrıca gelişmelere göre partimiz karar alırsa beni de aday gösterebilir. Ben o tarihe kadar hâlâ siyasi yasaklı ve hapisteysem bir aday lehine çekilme gündeme gelebilir” demişti.
İki kez tutuklandı
HDP’nin eski eş genel başkanı Demirtaş, kendisi gibi eş genel başkan Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu bir grup HDP’li hakkında başlatılan “terör soruşturması” kapsamında “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, terör örgütü propagandası yapmak, suç işlemeye alenen tahrik” gibi suçlamalarla 4 Kasım 2016’da tutuklandı. Demirtaş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “ihlal” kararına karşın tahliye edilmedi.
Demirtaş’la ilgili yargılamayı yapan Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, AİHM’den çıkan “hak ihlali” kararı öncesinde, 2 Eylül 2019’da Demirtaş hakkında tahliye kararı verdi ancak Demirtaş tahliye edilmedi. Demirtaş’ın tahliyesine engel olarak 4 yıl 8 aylık kesinleşmiş cezası gösterildi.
Demirtaş’ın avukatlarının başvurusu üzerine 4 yıl 8 aylık ceza, ana davadan tutuklu kaldığı süreden mahsup edildi. Avukat Karaman “Bu kararla Demirtaş’ın tahliyesinin önünde engel kalmadı ama Demirtaş hakkında bir de ikinci kez tutuklama kararı verildi. Kararlar tamamen siyasi” diyor.
Demirtaş hakkındaki ikinci tutuklama kararı Eylül 2019’da Kobani soruşturması kapmasında alındı. AİHM kararını uygulamayan Türkiye’ye 17 Eylül 2021’de Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nden “Demirtaş’ı serbest bırakın” çağrısı geldi ancak Türkiye bu çağrıya da yanıt vermedi.