Ana SayfaHaberlerGündem“Derviş, Kürtlerin kendi dilinde eğitim görme hakkını dile getirdiğinde milliyetçi refleksimle karşı...

“Derviş, Kürtlerin kendi dilinde eğitim görme hakkını dile getirdiğinde milliyetçi refleksimle karşı çıkmıştım”

Bakanlığı dönemindeki danışmanı ve eski Koç Holding yöneticisi Oya Ünlü Kızıl, Kemal Derviş’in ardından yazdı: “Kemal Derviş, ilk tanıştığımız dönemlerde bir sohbetimiz sırasında Türkiye'deki Kürt nüfusun kendi dilinde eğitim görmesi hakkını dile getirdiğinde ben üzülmüş ve o dönemdeki milliyetçi refleksimle karşı çıkmıştım. Bana ‘Türkiye çok büyük ve güçlü bir ülke. Ne kadar özgüvenli, hoş görülü, kapsayıcı ve demokratik olursak o kadar güçlenir ve büyürüz’ demişti. Yıllar içerisinde bu sözlerin arkasındaki vizyonu, felsefeyi çok daha iyi anladım.”

Şubat ayında Koç Holding Kurumsal İletişim ve Dış İlişkiler Direktörlüğü görevinden emekliye ayrılan Oya Ünlü Kızıl, Kemal Derviş’in vefatı için Instagram hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi:

Bu kadar çok sevdiğin birine nasıl veda edilir?
Hayatımda en çok şey öğrendiğim, en saygı duyduğum, en ilham aldığım dostum, mentorum…
25 yaşımda Dünya Bankası’nda girdiğim mülakatta tanıdım onu ve hayat boyu özenle koruduğumuz çok sağlam bağlarla tutunduk birbirimize.
Kemal kadar keskin bir zekaya sahip, onun kadar iyi yetişmiş, donanımlı, birikimli ve aynı zamanda da mütevazi ve hoş görülü birini tanımadım ben.
Savunduğu, inandığı ilkelerle bütünüyle uyumlu olan bir yaşam sürdü. Benliğini ve fikirlerini özgür tutmayı “seçerek” hiçbir özel kurum ve/veya kişiyle bir iş ilişkisine girmedi. Türk ve global özel sektör şirketlerinden gelen ve bir servet yapabileceği en üst düzey görevlerin hiçbirini, YK üyeliği kapsamıyla kısıtlı olsa dahi kabul etmedi, ilkelerinden ödün vermeden mütevazi bir yaşam sürmeyi tercih etti. Eşitlik ve adalet için, daha müreffeh ve daha demokrat bir düzen için mücadele etti.
Tam bir vatansever, hümanist ve demokrattı. Dayanışmaya, birlikte iyi olmaya, iş birliğine, paylaşmaya inanırdı. Sadece bir grubun, bir halkın, bir ülkenin çıkarını savunmazdı. Herkesin hakkını gözetir, adil çözümler arardı. İyiydi, iyi niyetliydi. Hiçbir zaman bir başka insanın, bir başka milletin, bir başka ülkenin mağduriyeti üzerinden ulaşılan kazanımların peşinde olmadı.
Daha ilk tanıştığımız dönemlerde bir sohbetimiz sırasında Türkiye’deki Kürt nüfusun kendi dilinde eğitim görmesi hakkını dile getirdiğinde ben üzülmüş ve o dönemdeki milliyetçi refleksimle karşı çıkmıştım. Bana “Türkiye çok büyük ve güçlü bir ülke. Ne kadar özgüvenli, hoş görülü, kapsayıcı ve demokratik olursak o kadar daha güçlenir ve büyürüz” demişti. Yıllar içerisinde bu sözlerin arkasındaki vizyonu, felsefeyi çok daha iyi anladım. Gerçek güç ve özgüvenin demokratik kişilikle paralel olduğunu, sözde değil özde Kemal’den görerek öğrendim.
Ekonomi bilgisi, kalkınma vizyonu, diplomasi ve uluslararası ilişkilerdeki yetkinlikleri, küresel çaptaki çevresi ve itibarıyla ülkemizin yetiştirdiği en değerli insanlardandı.
Devam etsem binlerce satır yetmez Kemal’i anlatmaya…
Nurlar içinde yatsın.

- Advertisment -