İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma kararının hem bütün Avrupa’yı hem de dünyayı siyasal ve ekonomik açıdan etkilemesi bekleniyor.
Yıllık 3 trilyon dolarlık ekonomisi olan İngiltere’nin AB’den çıkma kararı alması, ilk etapta İngiliz para birimi sterlini etkiledi. Sterlin 1985'ten beri dolar karşısında en büyük değer kaybına uğradı. Euro da düştü.
IMF Başkanı Christine Lagarde, referandum öncesi yaptığı bir açıklamada İngiltere’nin AB’den ayrıldığında dış finansmanda düşüş yaşanacağı için sterlinin değerinde de düşüş olacağını, küresel anlamda yatırım ve tüketimde daralma olacağını söylemişti.
Konuyla ilgili hazırlanan bir OECD raporuna göre de, AB’den ayrılma kararından sonra İngiltere’nin büyümesi düşecek ve 2020 yılına kadar yüzde 3 azalacak.
Bütün bunlar İngiltere ekonomisinin büyüklüğü nedeniyle dünya ekonomisini de etkilemesi bekleniyor. Geçen ay Japonya’da toplanan G7 Zirvesi sonuç bildirgesinde de İngiltere’nin AB’den çıkmasının ‘küresel büyüme ve dünya ekonomisi için ciddi tehdit olacağı’ vurgulanmıştı.
Siyasal sorunlar da bekleniyor
İngiltere’nin ayrılma kararı haritaları da değiştirebilir. Örneğin İskoçya da bağımsızlık arayışları yeniden gündeme gelebilir.
İskoçlar, Birleşik Krallık’tan ayrılmak için 2014 yılında referandum yapıp, bağımsızlığı reddetmişlerdi ama İskoçlar AB içinde kalmaktan yana. Dün yapılan Brexit referandumda da bu yönde oy kulandılar. Bunu gerçekleştirebilmek için İngiltere’den ayrılmayı isteyebilirler. Bağımsızlık arayışları yeniden ivme kazanabilir.
İrlanda’nın da İngiltere’nin bu kararından etkilenmesi beklentiler arasında. İngiltere AB’den ayrılınca, Kuzey İrlanda ve İrlanda Cumhuriyeti arasında yeniden sınır kontrolleri başlayacak. Bunun da İrlanda barışını olumsuz etkilemesi beklentiler arasında.
AB’yi zor günler bekliyor
Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk, İngiltere'nin AB'den ayrılma kararının ardından yaptığı açıklamada "Birliğimizi 27 ülke olarak tutmaya kararlıyız" dese de bu o kadar kolay olmayabilir.
İngiltere’nin AB’den çıkmaya karar vermesi, bilenen Avrupa’nın da sonu. Fransa, Yunanistan, İtalya, İspanya ve Kuzey Avrupa ülkelerinde, AB karşıtlarının güç kazanması bekleniyor.
26 Haziran’da İspanya genel seçimleri bunun ilk örneği olabilir. AB karşıtı ya da mevcut siyasal partilere alternatif olarak kurulan partilerin oyları, İngiltere referandumundan etkilenebilir.
Avrupa liderleri birliği bir arada için tutabilmek şimdiden reform arayışlarına girdi. Hollanda Başbakanı Mark Rutte, "Brexit, Avrupa'yı reform yapmaya teşvik etmeli" dedi.
İngiltere’nin AB’den ayrılması AB’nin lokomotif iki ülkesi Almanya ve Fransa’yı da etkileyecek. Bu iki ülke, AB’yi güçlü bir biçimde ayakta tutmak için politikalar geliştirmek zorunda. Oysa, Fransa’da da AB karşıtlığı yükseliyor, üstelik Almanya ile tarım politikası ve korumacı önlemler gibi bazı temel konularda anlaşamıyorlar.
Danimarka, İsveç, Finlandiya ve Hollanda İngiltere’nin en önemli ticaret ortaklarının başında geliyor. İngiltere’nin AB’den ayrılması, ticaret kurallarını da değiştirecek. İkili ticaret anlaşmaları yapılması gerekecek.
İngiltere’nin ayrılma kararından Polonya ve Macaristan’ın da etkilenmesi bekleniyor. Zira İngiltere’nin AB’ye doğrudan yaptığı mali katkılardan en fazla bu ülkeler faydalanıyor.
Çıkış hemen değil
Her ne kadar İngiltere ayrılma kararı verse de bu ayrılık hemen olmayacak. İngiltere'nn AB'den ayrılmasının 2 ile 10 yıl sürmesi bekleniyor. Bu süre içerisinde İngiltere, birliğin kurallarına tâbi olmaya devam edecek. Referandum sonucunun yasal olarak bağlayıcılığı bulunmasa da başbakanlıktan istifasını açıklayan Cameron'ın halkın kararına uyarak görevden ayrılmadan önce çıkış prosedürlerini hızla başlatması bekleniyor.
İngiltere, ikili ya da bölgesel bir çok ticaret anlaşmasını yenilemek zorunda kalacak. İngiltere’de AB’de kalma yanlısı olanlar bu anlaşmalar için yapılacak müzakerelerin zorlu geçeceğine, diğer ülkelerin AB’den ayrılma kararı almış İngiltere’ye insaflı davranmayacağını öne sürüyordu.
İngiltere’nin ayrılırken izleyeceği yollar da farklılık gösteriyor. İngiltere ve AB’nin seçenekleri şöyle:
Türkiye modeli: AB ile Gümrük Birliği içinde olmak,
Norveç modeli: Avrupa Ekonomik Bölgesi içinde yer almak,
İsviçre modeli: Avrupa Ekonomik Bölgesi içinde yer almadan ikili anlaşmalarla düzenlemeye gitmek,
DTÖ modeli: Avrupa marketine ulaşmak için Dünya Ticaret Örgütü kurallarına güvenmek,
İngiltere'ye özel model: AB ile İngiltere arasında, İngiltere’ye özel kuralları ortaya koyan bir anlaşma yapmak.
Kaynak: AA, Reuters