Haber Analiz: Akın Özçer
Yenisi kuruluncaya kadar başbakanlık görevini yürüten Halkçı Parti (PP) Başkanı Mariano Rajoy, Meclis aritmetiğini ve ana muhalefet partisi Sosyalist İşçi Partisi PSOE’nin tutumunu gerekçe göstererek, hükümeti kurma görevini ilk alan olmak istemedi. PP, 20 Aralık genel seçimlerinden 350 sandalyeli Temsilciler Meclisi’nde 123 milletvekiliyle birinci parti çıkmıştı. Ama kendisine dışarıdan destek vadeden tek parti 40 sandalyeli Katalan kökenli Yurttaşlar Partisi (Ciutadans) olmuştu.
İki partinin toplam sandalyesi ancak 163’ü bulabiliyor. Buna tek sandalyeli Kanarya Adaları partisi eklense bile toplam 164’de kalıyor. Buna karşılık, PP’siz hükümet arayan partilerin toplamı 186. Ana muhalefet partisi PSOE 90 sandalye ile 2. İran ve Venezuela destekli radikal Sol Podemos ise ayrılıkçı bağlaşıklarıyla birlikte 69 sandalye ile 3. sırada yer alıyor.
PSOE Genel Sekreteri Pedro Sánchez, seçim sonuçlarının belli olmasından bu yana sürekli olarak alternatif hükümet arayışını dile getiriyor. Böyle bir hükümetin kurulması için Podemos ile anlaşması şart. Ancak radikal Sol parti “Çok uluslu İspanya” projesi ve Katalan bağımsızlık referandumu yapılması dayatmasıyla böyle bir olasılığı kilitliyordu.
Podemos lideri Pablo Iglesias önceki gün referandum dayatmasından vazgeçtiğini ve Başbakan Yardımlığı görevini alarak sosyalistlerle birlikte bir değişim hükümeti kurulmasına destek vereceğini açıklamıştı. Olası bir PSOE-Podemos hükümetinin toplam sandalyesi 159. Birleşik Sol da bu hükümete 2 sandalyesiyle destek verdiğinde toplam 161’e ulaşılıyor.
Bu durumda PSOE-Podemos koalisyon hükümetinin kurulabilmesi için daha fazla desteğe ihtiyacı var. Bağımsızlıkçı iki Katalan partisinin (ERC ve DL) toplam 17 sandalyesi bulunuyor. Referandum şartından vazgeçmeyecek olan bu iki partinin “düşman” bellediği PP’yi dışarda bırakan bir hükümet formülüne çekimser oy kullanması mümkün ama bu da yetmiyor. PSOE-Podemos koalisyonunun karşısında PP-Ciutadans- CC’nin toplam 164 ret oyu var.
İşte tam bu noktada devreye bağımsızlıkçı olmakla birlikte bir süredir geri planda kalan Bask Milliyetçi Partisi PNV giriyor. PNV’den bir süre önce yeni bir özerklik statüsü şartıyla PSOE ile Podemos arasında kurulacak koalisyona destek sözü geldi. Bu şart kabul edilirse -ki olası- PSOE-Podemos ortaklığı 167 sandalyeye ulaşarak 2. turda güvenoyu alabiliyor.
Rajoy’un hükümet kurma görevini almamasının arkasında bu olasılık var. PP öncelikle bu hükümet modelinin denenmesini, başarısızlık halinde devreye girmeyi hesaplıyor. Bu açıdan değerlendirildiğinde doğru bir strateji çünkü PSOE’nin bu olasılığı tüketmeden PP’nin PSOE ve Ciutadans’la birlikte hükümet ortaklığı önerisine sıcak bakması mümkün değil.
Bu durumda, Sánchez ile Iglesias bugünden itibaren koalisyon hükümetinin öncelikleri konusunda görüşmelere başlıyor. Bu konuda bir anlaşmaya varılır ve koalisyon kurulursa, yukarıdaki koşullar yerine geldiği takdirde güvenoyu da alabilir. Ancak böyle bir hükümetin uzun ömürlü olması mümkün değil. Çünkü toplam 17 sandalyeli Katalan bağımsızlıkçı ERC ve DL grubu, güven oylamasında çekimser kalsa bile -ki ilk açıklamalar bu yönde değil- koalisyon hükümetinin normal işleyişini talepleriyle paralize etme potansiyeline sahip.
Görünen o ki İspanya’da neyin olmayacağını deneme dönemi başlıyor. Olmayacaklar birer, birer ortaya çıktığında neyin olacağı da belli olacak. PP’nin bu aşamada aradan çekilmesi ne kadar akıllı bir stratejiyse, PSOE’nin Sol hükümet denemesi ilk başta başarılı olsa bile parti ve İspanya’nın geleceği açısından o kadar da riskli bir tutum gibi duruyor.