Ana SayfaÖZEL HABEREkonomik krizin görünmeyen yüzü, cezaevleri: Son bir yıl içinde temel ihtiyaç ürünleri...

Ekonomik krizin görünmeyen yüzü, cezaevleri: Son bir yıl içinde temel ihtiyaç ürünleri yüzde 200 oranında zamlandı

Türkiye’deki ekonomik kriz her geçen gün daha da derinleşiyor. Krizin en az görünen yüzlerinden biri de cezaevleri. Cezaevi kantinlerinde satılan birçok ürüne yüzde 200’ü geçen oranlarda zam yapıldı. Cezaevi kantinlerinde personel, kira, elektrik, su ve ısınma gideri yok, buna rağmen fiyatlar dışarıdakiyle yarışıyor. 2022 fiyatı 16 TL olan beyaz sabun 2023’te 30 TL’ye, peynir 27 TL’den 85 TL’ye yükseldi. Avukat Levent Mazılıgüney: “İçerideki enflasyon dışardakinden farklı değil. Hatta bazı ürünlerde daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.”

Ekonomik krizin etkisiyle artan fiyatlar cezaevi kantinlerini de ciddi ölçüde etkilemiş durumda. Geliri düşük tutuklular ihtiyaç listelerine kısa sürede gelen yüksek zamlar nedeniyle zorlanıyor. Tutuklu avukatları Levent Mazılıgüney ve Dilara Yılmaz’dan edindiğimiz bilgilere göre tutuklular temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor.

Cezaevi kantinlerinde personel, kira, elektrik, su ve ısınma gideri yok, buna rağmen fiyatlar dışarıdakiyle yarışıyor.

Cezaevlerinde bazı temel ürünlerde 2022-2023 fiyatları şöyle değişti: Çay 15’TL’den, 39 TL’ye; ayçiçek yağı 45 TL’den, 85 TL’ye; beyaz peynir 27 TL’den 85 TL’ye; kâğıt havlu 70 TL’den 120 TL’ye; sabun 16 TL’den 30 TL’ye yükseldi.


Avukat Levent Mazılıgüney: “Yüz gramlık kavurma paketi 2017 yılında 8,5 TL’ye satılırken en son 60 TL’ye almış müvekkilim. ‘Herhalde bir daha alamayacağım’ diyor’’

Bir ayağı cezaevlerinde olan ve tutuklularla yoğun iletişimi bulunan av. Levent Mazılıgüney cezaevlerindeki hayat pahalılığını şöyle anlatıyor:

“Cezaevlerinde Adalet Bakanlığı’nın işletilmek üzere ihaleyle kiraladığı kantinler var. Bu kantinler dışında cezaevinde kalanlar alışveriş yapamıyorlar. Dışarıdan da birçok malzemeyi temin etmek maalesef yasak. Bunların içerisinde temel ihtiyaçlar da var. Örneğin dışarıdan iç çamaşır götüremiyorsunuz. Cezaevinde kalan bir yakınınız varsa bunu mutlaka kantinden almak zorundasınız.

“Cezaevlerinin yemekleriyle ilgili çok sayıda şikâyet geliyor. Kişiye özel menüler çıkamıyor. Kimilerinin birtakım diyetlere ihtiyacı oluyor. Ya da kimilerine yeterli gelmiyor bu yemekler, az geliyor. Dolayısıyla kantinden ilave bir şeyler alınması gerekiyor.

“Fiyat listeleri haftalık olarak dağıtılıyor. Mahkûmların haftada bir sipariş verme hakları var. Genel olarak cezaevinden cezaevine bu uygulama değişebiliyor. Bazen bir haftalık süre, 10-15 günü bulabiliyor.

“Yıllar içerisinde cezaevi kantinlerindeki ürünlerde ciddi bir kalite düşüşü var. Kalitede düşüşle beraber fiyatlarda da artış var. Yani içerideki enflasyon dışardakinden farklı değil. Paranız dahi olsa istediğiniz markayı ya da istediğiniz herhangi bir ürünü alamıyorsunuz. Örneğin, bundan birkaç yıl önce gofretler bilinen markalardan gelirken artık tamamen markasız, şeffaf bir paketin içerisinde üzerinde sadece ‘gofret’ yazan ürünler geliyor. Bu ürünler gıda toptancılarının ürettiği, markasız diye bilinen ürünler.

“24 saat kapalı, 10 metrekare bir yerde tek başınıza kaldığınızı düşünün. Yemeklerin yeterli gelmediğini, birtakım rahatsızlıkları olan mahpusların da olduğunu düşünün.

“Prize taktıkları her şeyin ücreti mahpuslardan alınıyor. Örneğin, su ısıtıcıları var. Zaman zaman kendilerine çay demlemek için ya da o başkaca şeyler de yapabiliyorlar imkânlar ölçüsünde. Radyonun, varsa televizyonun, izin verildiyse buzdolabının yaktığı elektriğin ücreti mahpuslardan alınıyor ve bunda da sanayi tarifesi uygulanıyor. Gardiyanlar, infaz koruma memurları da kaldıkları lojmanlarda tükettikleri elektriği sanayi tarifesinden ödüyorlar. Dolayısıyla tek kişi kalan bir mahpus için, odasında televizyon bulundurmasına izin verilmeyen bir mahpus için bile aylık ortalama 220 ₺’le mertebesinde elektrik faturaları geliyor.

“Cezaevlerindeki yaşam daha bir çekilmez hale geldi. Kantinlerdeki pahalılığın da bir an evvel bir çözüme kavuşturulması gerekiyor. Zira biz mahpuslarımızı canıyla da sağlığıyla da devlete emanet ediyoruz. Bununla beraber burada insani koşullarda yaşamlarını devam ettirmelerini de bekliyoruz. Makul rakamlarda ve makul kalitedeki, iyi kalitedeki ürünlere ulaşabilmelerini istiyoruz, talep ediyoruz. Avrupa’da cezaevi yoğunluğu en yüksek olan ülke bizim ülkemiz. Rusya’dan daha yoğun bir cezaevi yoğunluğuna sahibiz.

“Müvekkillerimin özellikle söylediği bazı ürünler var: Et çok fazla çıkmadığı için kavurma alabiliyorlar. Kavurma şeklinde geliyor onlara. Su ısıtıcılarının içerisinde ısıtabiliyorlar. Yüz gramlık kavurma paketi 2017 yılında 8,5 TL’ye satılırken en son 60 TL’ye almış müvekkilim. ‘Herhalde bir daha alamayacağım’ diyor.’’


- Advertisment -