1 Temmuz 2021’de Mersin’de yayladan kasabadaki pazara yol kenarından yürüyerek gitmekte olan Fethiye Topak (66) ile Nebahat Gülmez’e (68) çarpıp ölümlerine sebep olan emekli hava albay Zekeriya Suna’nın tutuksuz olarak yargılandığı davada, yeni bilgiler ortaya çıktı.
Jandarmanın, başka delil bulunamadığı gerekçesiyle sadece Zekeriya Suna’nın ifadesine dayanarak tuttuğu tutanak, iki bahtsız kadının yakınlarının kaza ânında orada olan fakat jandarmanın tutanağa almadığı görgü tanıklarına tek tek ulaşmaları sonucunda ‘hükümsüz’ kalmıştı.
Kazada hayatını kaybeden Fethiye Topak’ın kızı Ayşe Parlak, tanıkların konuştuğu son duruşmada yaşananları Serbestiyet’e anlatmış ve ‘‘Annem ve yengeme yönelik tüm ifadeler görgü tanıkları tarafından çürütüldü…’’ demişti.
Independent Türkçe’den Cihat Arpacık, soruşturma dosyasına giren tanık ifadelerini ve soruşturmada elde edilen yeni bilgileri yazdı.
Arpacık’ın aktardığına göre, şimdiye kadar emekli hava albay Zekeriya Suna’nın adına kesilmiş 14 trafik cezası var ve bunların 8’i aşırı hız nedeniyle düzenlenmiş.
Zekeriya Suna.
Cihat Arpacık’ın yazısındaki ilgili kısım şöyle:
“Olay yerine gelen jandarma ekiplerinin tuttuğu tutanakta kaza yerinde herhangi bir görgü tanığının olmadığı öne sürülüyordu. Tutanak tamamen kadınlara çarpan Zekeriya Suna’nın anlatımlarına göre düzenlendi. Tutanakta ayrıca vefat eden Topak ve Gülmez’in birinci derecede kusurlu oldukları da iddia ediliyordu.
“Kazadan yaklaşık 5,5 saat sonra, Güzeloluk Jandarma Karakolu’nda şüphelinin ifadesi alındı. Şüphelinin iddiasına göre iki kadın yolun sağ tarafında ve şeridin 1 metre içinde yürüyorlardı.
“‘Şahıslara yaklaşırken yaklaşık 3 metre kala kadınlardan birinin elini kaldırdığını gördüm’ diyen Suna, ifadesinde şu cümleleri kullandı: ‘Ancak elini kaldırmasıyla birlikte iyice benim şeridimi kapatarak yola çıktılar. Ben, acaba intihar mı etmeye çalışıyor diye düşündüm.’
“Ama bu ifadeden 2 saat önce 2 kişinin ifadesi alınmış ve dosyaya işlenmişti.
“Onlardan biri kadınlara çarpan Suna’nın dayısının oğlu S.Y. ile eşi A.Y.’ydi. Suna’nın akrabaları, 2 saat sonra verilecek ifadeyle paralel şeyler söylemişti. Onların iddiasına göre 66 ve 68 yaşındaki kadınlar yolda otostop yapıyorlardı. Jandarma, bilgi sahibi ya da görgü tanığı olarak 112’yi arayıp haber veren kişiyi ya da tam kaza bölgesindeki kiraz satıcısını değil Suna’nın akrabalarını dinlemeyi tercih etmişti.
“Ayşe Parlak, bu kazada ölen Fethiye Topak’ın kızı. Parlak, annesi ve yengesinin evinin, gitmek istedikleri pazar yerine 1700 metre uzaklıkta olduğunu, kazanın da pazara 700 metre mesafede gerçekleştiğini belirtiyor. Yengesinin hem kızına hem de damadına ait arabaları olduğunu ve otostop yapmalarını gerektiren hiçbir şey olmadığını söyleyen Parlak, ‘Zaten yabancı birinin arabalarına binmezlerdi. Üstelik evlerinin önünden toplu taşıma araçları geçiyor’ dedi.
“Suna’nın ifadesinde, annesi ve yengesinin yolun sağında olduklarını söylediğini hatırlatan Parlak, ‘Ancak bu doğru değil. Pazar zaten yolun solunda. Yürüdükleri yol da soldaydı. O mevsimde gölge yolun solunda oluyor. Dolayısıyla sağdan yürüyor olmaları hiç olası değil. Diğer taraftan sürücünün frene basmadığı da ortada’ ifadelerini kullandı.
“Ayşe Parlak, jandarmanın bulamadığı tanıkları kapı kapı dolaşarak bulduklarını söyledi. Peki jandarma neden bir trafik kazasının üzerini kapatmak için uğraşsın? Üzerinde durulması gereken bir konu da bu. Zekeriya Suna’nın bilinçli taksir suçlaması ve hapis cezası istemiyle yapılan yargılamasının beşinci duruşmasında mahkeme Suna’nın HTS kayıtlarının tespitini istedi.
HTS kaydındaki general detayı
“Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun ‘Gizli’ ibaresiyle mahkemeye ilettiği listede bir kayıt oldukça dikkat çekici. Emekli albay Suna’nın, kazadan sonra aynı gün, henüz ifade vermeden önce bir tümgenerali aradığı, görüştüğü, aynı generalin, kazadan bir gün sonra da Suna ile yaklaşık 3 dakika kadar görüşme yaptığı anlaşıldı. Hayatını kaybeden kadınlar, tutanakların gerçeği yansıtmayan bir şekilde hazırlanmış olması nedeniyle soruşturmaya müdahale edildiği kuşkusu yaşıyor.
Uzmanlar: Kusur sürücüde
“Ailenin mahkemeye sunduğu bir rapor da ‘asıl kusurun’ ölenlerde değil o kadınlara çarpan Suna’da olduğunu ortaya koyuyor. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden 3 akademisyenin kazaya ilişkin hazırladığı teknik raporda şunlar yer alıyor:
- Kazanın sürücü Zekeriya Suna’nın ifadesinde belirtildiği şekilde gerçekleştiği kabulüne göre Suna’nın asli, müteveffa yayaların tali kusurlu olduğu.
- Kazanın, aracın gidiş istikametine göre sol banket üzerinde gerçekleştiği ikinci durum kabulüne göre ise araç sürücüsü Zekeriya Suna’nın asli ve tamamen, müteveffa yayaların kusursuz olduğu görüş ve kanaatinde olduğumuzu saygılarımızla arz ederiz.
“İki kadının öldüğü kazanın sürücüsü Suna’nın yargılandığı davanın 6. duruşması, 24 Ocak 2023 Salı günü Mersin 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.”