Ana SayfaHaberler‘Giden gelmiyor’un Diyanet versiyonu: 20 Alevi ‘dede’si gri pasaportla gitmiş, dönmemiş

‘Giden gelmiyor’un Diyanet versiyonu: 20 Alevi ‘dede’si gri pasaportla gitmiş, dönmemiş

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2018'de resmi hizmet pasaportuyla yurt dışına Alevi dedesi gönderme projesi kapsamında seçilen 529 kişinin 20'sinin yurda dönmedikleri ortaya çıktı. Bunlardan 7'si hakkında hırsızlık ve terör örgütü suç dosyalarının olduğu anlaşıldı.

“Hizmet damgalı” pasaportla yurt dışına çıkıp bir daha geri denmeyenler kervanına Diyanet’in de ‘katkıda bulunduğu’ ortaya çıktı.

Ankaragazetecisi.com’dan Alican Uludağ’ın haberine göre Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yurt dışına “Alevi dedesi” gönderme projesi kapsamında seçilen 529 kişiden 20’sinin yurda dönmediği ve gittikleri ülkeye iltica ettiği anlaşıldı. Alevi dedesi Ali Ekber Yurt’un yaptığı “Bunlar dede vasfını taşımıyor” şeklindeki suç duyurusuna takipsizlik veren savcılık, “kamu görevlilerinin suçu yok” dedi. 20 kişiden 7’si hakkında terör, hırsızlık, ihaleye fesat karıştırma gibi suçlardan dava ve soruşturmalar olduğu da tespit edildi.

Diyanet İşleri Başkanlığı, Muharrem ve Hızır aylarında Alevilikle ilgili yurt dışında bilgi vermesi için Tunceli’de 2018’de Alevi dedelerini Almanya başta olmak üzere Fransa ve Hollanda gibi ülkelere gönderme kararı aldı. Gönderilecekler Tunceli Valiliği’nde 15 Şubat 2018’de mülakata alındı.

15 yaşında dede!

Mülakatı geçenler arasında o tarihte 15 yaşında olan 2003 doğumlu Direnç Gül de yer aldı. Mülakat komisyonunda Alevi Dedesi Ali Ekber Yurt, İl Müftüsü ile iki Vali Yardımcısı görev aldı.

Tunceli Cemevi Başkanı Ali Ekber Yurt, komisyondan geçen bazı isimlerin dede vasfını taşımadıklarını belirterek, buna karşı çıktı. Ancak valilik kararıyla bu kişilerin gri pasaportla Almanya’ya gönderilmesine onay çıktı.

Bunun üzerine Ali Ekber Yurt, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Yurt dilekçesinde, yaptığı araştırmada yurt dışına dede olarak gönderilen kişilerin bazılarının dede vasfını taşımadığını, yurt dışına gittikten sonra dönmediklerini ve iltica ettiklerini, bazı şahısların terör suçlarından yargılandıklarını ifade etti.

Savcılık suç bulamadı

Olaya ilişkin “Suçluyu kayırma ve görevi kötüye kullanma” iddiasıyla 3 yıldır soruşturma yürüten Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı, 13 Ocak 2021’de takipsizlik kararı vererek, dosyayı kapattı.

20 kişi dönmedi

Takipsizlik kararında, yurt dışına gidip dönmeyen kişi sayısının 20 olduğu doğrulanarak, “İddialar üzerine başlatılan soruşturma kapsamında Tunceli ilinde hizmet pasaportu alarak yurt dışına gönderilen şahıslara ilişkin Pasaport Şube Müdürlüğü’nden temin edilen 472 kişilik ve 57 kişilik listede yer alan şahıslardan hizmet süresi bitmesine rağmen yurda dönüş yapmayanlara ilişkin yapılan araştırmada toplam 20 kişinin yurda dönüş yapmadığı tespit edilmiştir” denildi.

7’si hakkında adi suç kaydı var

Hizmet pasaportu ile yurt dışına çıktıktan sonra dönüş yapmadığı tespit edilen 20 kişi hakkındaki soruşturma ve kovuşturma dosyalarının incelendiği anlatılan kararda, bu 20 kişiden 13 tanesi hakkında herhangi bir suç kaydı bulunmadığı aktarıldı. Geri kalan yedi kişinin ise suç dosyaları bulunuyor.

Kamu görevlilerinin suçu yokmuş

Kararda, yurt dışına dede olarak gönderilen bazı kişilerin gittikleri ülkede sığınma talebinde bulunduğu ve dönmedikleri anlatıldı. Yurt dışına gönderilen 529 kişiden sadece 20’sinin yurda dönüş yapmadığı belirtilen kararda, şu sonuca varıldı:

“Bunlardan 13’ü hakkında herhangi bir suç kaydı bulunmadığı, geriye kalan 7 kişinin ise 4’ü hakkında adi suçlardan suç  kaydı bulunduğu, bunların çoğunun sonuçlanmış olduğu, hakkında yakalama kararı bulunan sadece 1 kişi olduğu, onun da yurt dışına çıktıktan sonra hakkında yakalama kararı çıkarıldığı hususları göz önüne alındığında suçluyu kayırma suçunun unsurlarının oluşmadığı, görevlendirmeyi yapan kamu görevlilerinin de böyle bir kastının tespit edilemediği, görevli olarak giden şahısların taşıması gereken şartların ilgili kurum tarafından değerlendirilmiş olduğu, bunun soruşturma ile tespitinin mümkün olmayacağı hususları bir bütün halinde değerlendirildiğinde kovuşturulması gereken suç ve suç unsuru bulunmadığı anlaşılmıştır.”

- Advertisment -