İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde düzenlenen ‘Toplumsal Olaylarda Müzakere Kursu’ açılış töreninde konuştu. Soylu’nun hedefinde Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan vardı. Geçtiğimiz günlerde Anayasa Mahkemesi’nin “karayollarında toplantı ve gösteri düzenlenemez” kararını iptal etmesini gündemine taşıyan Süleyman Soylu, Arslan’a şu sözlerle yüklendi:
“Anayasa Mahkemesi karar veriyor. FETÖ’cüler girsin, PKK’lılar girsin ne olacak. Anayasa Mahkemesi Başkanı’na buradan söylüyorum. Madem özgür bir ülkeyiz, ana caddelerde, sokaklarda özgürce yürüyüş hakkının ortadan kaldırılmasını onayladınız. Polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım. Anayasa Mahkemesi Başkanı’na söylüyorum kendi arabamla tek başına gitmeye ben varım sen var mısın?”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamaları şu şekildeydi:
“Geçtiğimiz günlerde basında Anayasa Mahkemesi’nin toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunundaki şehirlerarası ‘karayollarında toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenlenemez’ hükmünü iptal ettiği şeklinde bir haber yapıldı. Yazım aşamasında olan bu kararın uygulamada ne gibi sorunlara yol açacağını en iyi burası bilir. Enteresan bir işle karşı karşıyayız. Sosyal medyada bir terörizm olduğunu herkes kabul ediyor. Hemen Anayasa Mahkemesi bir düzenleme yapıyor, bunu siz kolluk kuvveti olarak belirleme hakkına sahip değilsiniz diyor. Başımızın üstüne. Sonra vatandaşımız şikayet ediyor. Biz bu kadar hakaretle karşı karşıyayız diyor. Cumhurbaşkanımızdan başlayarak tüm devlet büyükleri karşı karşıya kalıyor. Sonra güvenlik tatbikatları var, iptal ettiler. Nesini iptal ettiniz. FETÖ, Türkiye’yi ele geçirmeye çalıştı. Nerede ele geçirmeye çalıştı? Yargıda, emniyette, TSK’da. Bunlar kim, kamu görevlisi. Kamu görevlileri kamuya nasıl giriyorlar. Ben anlamıyorum. Şartlar, şekiller. Şu özgürlüktür, şu değildir. Burada bir şey yapılmak isteniyor. Sadece terör örgütüne mensupsa kamuya girmesin. Kim girerse girsin. Atıyoruz zaten. Bu özgürlükleri engeller. Peki. Ben gördüklerimi söyleyeyim, sonra ne söylerse söylesinler.
“Canı yanan biziz”
“Sevgili AYM Başkanı, size söylüyorum. Şehit cenazelerindeki 1 yaşındaki çocukların gözyaşlarını ben yaşıyorum. Anne ve babalarla biz konuşuyoruz. Cumhurbaşkanımıza selamlarımızı söyleyin, biz ona inanıyoruz diyen anne babaların itimatın biz sorumluluğumuza alıyoruz. Canı yanan biziz. Onun için sözlerime alınabilirsiniz, alınmayabilirsiniz ama bunu söylemezsem bu dünyaya karşı da öbür dünyaya karşı da kendimi mesul hissediyorum.”
Ne olmuştu?
Bağımsız Maden-İş Sendikası’nın 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nda yer alan “Şehirlerarası kara yollarında gösteri yürüyüşleri düzenlenemez” ibaresinin iptal edilmesiyle ilgili itirazını haklı bulan Manisa 1. İdare Mahkemesi konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşımış, Yüksek mahkeme düzenlemeyi Anayasa’ya aykırı bularak iptal etmişti.
Osman Can: “Çirkin, hadsiz, hukuksuz”
Anayasa Mahkemesi eski raportörü ve Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu eski üyesi Prof. Dr. Osman Can, Soylu’nun bu açıklamalarına şu sözlerle tepki gösterdi:
“Oldukça çirkin, hadsiz ve bir o kadar da hukuksuz bir açıklama”