Partide "89 sendromu" olarak adlandırılan, SHP'nin büyük başarı sağladığı 1989 yerel seçimleri sonrasında yapılan hataların yapılmaması için izlenecek yol haritasına ilişkin değerlendirmelerin yapıldığı toplantıda, 49 milletvekili ve PM üyesi sahadan izlenimlerini aktarırken, başta AKP olmak üzere diğer partilerden gelen oyların CHP'de kalıcı hale gelmesi için hangi adımların atılması gerektiği tartışıldı.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu da gelen emanet oyların farkında olduklarını, 89'daki hataların tekrarlanmaması gerektiğini vurgularken, belediyelerin "kayırmacılık, israf, atamalarda liyakat" ilkelerine uyması için genel merkez tarafından yerel yönetimleri izleme birimi oluşturulması kararlaştırıldı.
Edinilen bilgiye göre CHP PM'de ele alınan konular ve yapılan değerlendirmeler şöyle:
Oylar nederen geldi?
Toplantıda Genel Başkan Yardımcıları Fethi Açıkel ve Onursal Adıgüzel'in hazırladığı, 23 Haziran'ın oy analizine ilişkin sunum yapıldı. Adıgüzel'in yaptığı sunumda Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım arasında 31 Mart'ta 13 bin dolayındaki oy farkının, 23 Haziran'da 806 bine çıkmasında hangi etkenlerin rol oynadığı anlatıldı.
Buna göre 31 Mart'ta Binali Yıldırım'a oy veren seçmenin yüzde 2.7'sine denk gelen 220 bin 583'ü, 23 Haziran'da Ekrem İmamoğlu'na oy verdi.
Daha önce kendi adaylarına oy veren diğer partilerin seçmenlerinden de yüzde 1.8 oranına denk gelen 154 bin 894 seçmen geldi.
196 bin dolayındaki oyun da geçersiz oy sayısındaki artıştan kaynaklandığı hesaplandı.
CHP'nin tahminine göre İmamoğlu'nu yüzde 9 oy farkına taşıyan en önemli etkenlerden biri, 31 Mart'ta da sandığa gitmeyen seçmenin, son seçimde sandığa yönelmesi oldu.
28 ilçe, 956 mahallede CHP birinci parti
Yapılan analize göre CHP, 39 ilçenin tamamında oyunu artırdı.
İstanbul'daki 961 mahalleden 959'unda CHP oyunu korudu ya da artırdı, geri kalanda da da en fazla 40 oy olmak üzere minimal düşüş yaşandı.
578 mahallede CHP birinci parti, 383 mahallede AKP birinci parti çıktı. AKP sadece iki ilçede, Sultangazi'de 43, Sultanbeyli'de 635 oy artırdı, geri kalan ilçelerin tümünde oy kaybetti.
CHP ise 28 ilçeden birinci parti olarak çıktı.
Küskün ve umutsuz seçmen farkı artırdı
CHP analizlerine göre oy farkında, AKP'nin "küskün", CHP'nin ise "umutsuz" seçmeninin İmamoğlu lehine sandığa gitmesi etkili oldu. Rapora göre, İmamoğlu'nun uğradığı mağduriyet, kendi partisinin yanısıra, AKP dışındaki partililerin sandığa gitme oranını ve oy verme davranışını İmamoğlu lehine etkiledi.
AKP'nin önce "beka" ile başlayan, 23 Haziran'a giderken ise Abdullah Öcalan'ın mektubu, kardeşi Osman Öcalan'ın TRT'ye çıkarılması ile tam tersine evrilen seçim kampanyası da, özellikle AKP'nin ekonomik politikalarından zarar gören "küskün" AKP seçmeni ile tepkili MHP seçmeninin İmamoğlu'nu tercih etmesine neden oldu.
CHP'nin yüksek oy aldığı ilçelerde, "seçimi bize vermezler, oylar çalınır, oy kullanmanın anlamı kalmadı" gerekçesiyle sandığa gitmeyen CHP seçmeni, bu kez "motivasyonu en yüksek seçmen" oldu. Bu nedenle de CHP, yenilenen seçimde partinin "kalesi" olarak nitelendirilen ilçelerden Kadıköy'de oy farkını 31 Mart'a göre 208 bin, Bakırköy, Maltepe, Beşiktaş'ta 80, Şişli'de 80 binin üzerinde, diğer ilçelerde de 50 binin üzerinde artırdı.
Karadenizli ve Kürt seçmen faktörü
CHP'nin analizine göre Ekrem İmamoğlu'nun oy artışında Karadenizli ve Kürt seçmen büyük rol oynadı.
İmamoğlu'na yönelik "Pontuslu" yakıştırması, Ordu'da yaşana VİP krizi gibi etkenler Karadenizli seçmenlerin İmamoğlu'na yönelmesini sağladı. Şile, Beykoz, Çatalca, Silivri ve Büyükçekmece'deki oy artışlarında Karadeniz ve Balkan göçmenleri rol oynadı.
Suriyeli göçmenlerin yoğun yaşadığı yerlerde ise başta Kürt seçmenler olmak üzere AKP ve MHP seçmeninden İmamoğlu'na oy kayışı olduğu saptaması yapıldı.
Esenler, Avcılar, Gaziosmanpaşa, Fatih, Esenyurt, Avcılar gibi ilçelerdeki oy artışı, Suriyelilerin yaşadığı yerlerdeki kayıtdışılık, inşaat veya tekstil sektöründe işlerini Suriyelilere kaptıran Kürt seçmenin tepkisine yol açarken, hem işsizlik hem de mahallelerinde Suriyeliler nedeniyle rahatsız olan muhafazakar ve milliyetçi seçmeni de İmamoğlu'na yöneltti.
Başarının anahtarı: Kılıçdaroğlu yaklaşımı
Toplantıda Parti Meclisi üyeleri ve milletvekilleri başarının nedenlerine ilişkin bir çok tespite de yer verdi.
Buna göre başarıda, Kılıçdaroğlu'nun göreve geldiğinden beri yaşama geçirmeye çalıştığı "demokrasi ittifakı", 16 Nisan 2017'deki Anayasa referandumundan bu yana büyüyerek genişledi ve 23 Haziran'da en üst seviyeye çıktı. Partililerin "Kılıçdaroğlu yaklaşımı" diye nitelendirdiği bu strateji sonucu, sosyal demokratlar, milliyetçi demokratlar, Kürt demokratlar ve muhafazakar demokratlar, CHP çatısı altında "demokrasi ittifakı"nda birleşti ve önce 31 Mart, ardından da 23 Haziran'da İstanbul başarısını getirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu'nun da kucaklayıcı ve samimi söylemi, projelerinin seçmende karşılık bulması, 31 Mart'ta yaşadığı mağduriyet, ekonomik kriz nedeniyle iktidarın politikalarından memnun olmayan ya da doğrudan zarar görenlerin tepkileri, AKP'nin kafa karışıklığına yol açan seçim kampanyası CHP'ye yaradı.
AKP ve MHP'nin CHP adaylarını itibarsızlaştırmaya yönelik söylemi, "Pontus" söyleminin Karadenizlilerin tepkisine yol açması da CHP'nin başarılı sonuç almasında etkili oldu.
İyi senaryonun da üstünde oy
CHP, seçim öncesinde senaryo olarak yüzde 3.8, iyi senaryo olarak yüzde 8.8 oranında fark bekliyordu. Partiye gelen anketlerde de yüzde 7 dolayında fark görünüyordu.
İmamoğlu, CHP senaryosunun da üstünde, yüzde 9.2 puan farkıyla seçimin sonuçlanmasını, daha önce sandığa gitmeyen seçmenin bu kez İmamoğlu için sandığa gitmesine bağlıyor.
Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasını alarak İstanbul Büyükşhir Belediye Başkanlığı görevini davraldığı 27 Haziran'da binlerce kişi İBB binası önünde toplanarak kutlama yaptı.
Kürt seçmen neden şikayet etti?
Toplantıda, bazı milletvekilleri, sahada Kürt seçmenden gelen eleştiri ve şikayetleri de aktardılar.
Milletvekillerine saha çalışmaları sırasında Kürt seçmenler, milletvekili dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin geçici anayasa değişikliğinde CHP'nin, dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde oy kullanması eleştirişini iletti.
Ayrıca Kürt seçmenler, 31 Mart seçimlerinde destek kararı alınmasına karşın CHP'nin kendilerine açıkça teşekkürden kaçındığı, CHP'nin Kürt sorunuyla daha yakından ve fazla ilgilenmesi gerektiğini eleştirilerini de dile getirdi.
Kılıçdaroğlu ise dokunulmazlıklar konusunda izledikleri politikanın nedenlerini ve gerekçelerini, muhataplarına anlattıklarını ifade etti.
Kılıçdaroğlu: 89 sonrası hatalar olmasın
Milletvekillerinin tespit ve önerilerinin ardından söz alan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, başarının sorumluluğu çok daha fazla artırdığını belirterek, belediyelerin ve partinin SHP'nin büyük başarı sağladığı 1989 yerel seçimlerinden sonraki süreçteki hatalarını yapmaması konusunda uyarıda bulundu.
Kılıçdaroğlu: 1989 travmasını yaşamak istemiyoruz
İstanbul seçimlerinde gelen oyların bir bölümünün bir anlamda "emanet oylar" olduğunun farkında olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, bu oyların partide "kalıcı ve sürdürülebilir" olması için çok çalışmaları gerektiğini vurguladı. CHP lideri, "Bu oyların tamamı bizim oylarımız değil. CHP'nin yanı sıra burada İYİ Parti, HDP, AK Parti, MHP'nin de oyları var. Önemli olan bize gelen oyların, verilen desteğin sürdürülebilir olması, bu oyların kazanılması. Sorunları çözücü yaklaşımla çalışmalıyız. Toplumu kucaklayıcı bir politika ve söylem içinde olmalıyız" mesajı verdi.
Parti Meclisi toplantısında, 1989 yerel seçimi sonrasında yapılan hataların tekrarlanmaması için bir dizi önlem de tartışıldı.
Buna göre;
Belediyeler Genel Merkez'de oluşturulacak kurul tarafından izlenecek.
Bu kapsamda 3 temel ölçüt dikkate alınacak ve belediyelerde "kayırmacılık, israf ve liyakatsız atamalar"a izin verilmeyecek.
Finans, iletişim, proje, hukuk alanlarında çözüm önerileri hazırlayacak kurul, Kılıçdaroğlu'nun 7 başlıkta sıraladığı, "halkçı belediyecilik" ilkelerine uyup uymadıklarını, belediye başkanlarının ve hizmetlerinin halkta karşılık bulup bulmadığını izleyecek.
Danışma Kurulu'nda Murat Karayalçın, İlhan Tekeli, Selahattin Özdemir'in yer aldığı kurul, deneyimli eski belediye başkanları, eski Sayıştay uzmanlarından alınacak isimlerle güçlendirilecek.
Bu kapsamda 26-27 Temmuz'da, partili belediye başkanlarının katılacağı bir kamp düzenlenecek. Kampta hem belediye başkanlarının yeni yol haritasının yanısıra, genel merkezde oluşturulan yerel yönetimleri izleme koordinasyon kurulunun organlarının belirlenerek, fiilen çalışmaya başlaması planlanıyor.
"Halkın kredisini iyi kullanırsak iktidar oluruz"
Toplantıda, yerel yönetimlerin vereceği olumlu sınavın partiyi Türkiye iktidarına taşıyabileceği, başarısız olunması halinde bunun bedelini hem Türkiye'nin hem de CHP'nin ödeyeceği vurgulandı.
Yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, sadece CHP değil, bütün seçmenin, partiye bir "kredi" açtığına dikkat çekerek, "Vatandaş bizi izleyecek, yerel yönetimlerde başarılı olup, seçmende Türkiye'nin sorunlarını da çözebileceğimiz yönünde güven sağlarsak, ilk seçimlerde iktidar oluruz" görüşünü dile getirdi.
31 Mart ve 23 Haziran seçimlerine "biz kazandık" diye bakılmaması gerektiğini belirten bazı parti yöneticileri de başarı ölçütünün 2024 yerel seçimleri olacağına dikkat çekti. Bir parti yöneticisi, "2024'te biz kazanırsak, işte o zaman kendimizi başarılı sayacağız, bunun için de hem çok çalışmak, hem de hata yapmamak zorundayız" dedi.
Yetki sorununa Meclis'te çözüm
Başta Ankara Büyükşehir Belediyesi olmak üzere AKP'nin belediye meclislerinde çoğunluk olduğu belediyelerde yaşanan "yetki krizi"nin çözümü konusunun da 26 Temmuz'da yapılması planlanan belediye başkanları toplantısında masaya yatırılması bekleniyor.
Belediye başkanlarından yaşadıkları sorunları kendilerine iletmelerini isteyen genel merkez yönetimi, başta "yetki tartışması" olmaz üzere, sorunları TBMM'de gündeme getirmeyi planlıyor.
Ancak, AKP'nin şu anda direnç gösterdiği belediye meclislerindeki sorunun bir süre sonra çözüleceği düşünülüyor.
Birçok CHP'li belediyenin geçmişte de belediye meclislerinde CHP azınlıkta olmasına karşın, başarılı olduklarına dikkat çeken parti kaynakları, belediye başkanlarının "şeffaf yönetim" ilkesi doğrultusunda belediye meclislerini canlı yayınla yayınlamaları ve ihaleleri kamuoyunun gözü önünde yapmalarının, belediye meclislerindeki direnci kıracağı değerlendirmesini yapıyor.
Kaynak: BBC Türkçe