Şehir Üniversitesi’nin kapatılması kararına en sert tepki, 40 yıl önce üniversitenin bağlı olduğu Bilim ve Sanat Vakfı’nın kurucularından olan Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu’ndan geldi.
Davutoğlu, partisinin İstanbul İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında kararla ilgili olarak doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı suçladı, üniversitenin öğrencisi olan küçük kızıyla arasında geçen diyaloğu anlatırken zaman zaman sesi titredi.
Davutoğlu’nun açıklamasından öne çıkan bölümler şöyle:
Cumhurbaşkanı iyi, çevresi kötü aldatmacası bitti
“Artık cumhurbaşkanı iyi ama çevresi kötü aldatmacasının savunulacak bir hali kalmamıştır. Açık konuşalım. Bugün üniversiteye el koyan da, kayyım atayan da, gençlerin hayalleri ve umutlarıyla oynayan da, hocaları işsiz bırakan, futbol kulüplerine, inşaatçılara, rantiyecilere bulduğu parayı üniversitelerden esirgeyen de, siyasi hırsı ve kini için artık hiçbir engel tanımayan da, bizatihi bu cumhurbaşkanı kararına imza atan da Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır.”
28 Şubat’ta okullardan atılanların kurduğu üniversiteyi Erdoğan kapattı
“Cumhurbaşkanı kararını, yaşanan her haksızlığa bahane bulmakta mahir olanlar duvarlarına asabilirler. Cumhurbaşkanı kararını, adil şahitler olacağız diye yola çıkıp her türlü adaletsizliğe karşı gözlerini kapatanlar duvarlarına asabilirler. Ama unutmasınlar. Biz de saklayacağız o kararı; sonraki nesillere bugünlerde neler olduğunu tek seferde anlatabilmek için saklayacağız. Kimin nerede nasıl bir duruş sergilediğini gösterebilmek için saklayacağız. Yarın gençlere diyeceğiz ki 28 Şubat’ta hapislere girenlerin, yerlerde sürüklenenlerin, okullardan atılanların kurduğu bir üniversite Recep Tayyip Erdoğan tarafından kapatıldı.”
Bütün gece kızımı teselli etmeye çalıştım
“Kimsenin şüphesi olmasın. Şehir Üniversitesi yeniden ayağa kalkacak ve ihya edilecektir. Şehir Üniversitesi’ni kuran 40 yıllık zihni serüvenin bir ferdi olarak taş taşımak da dahil, her türlü bedeni ve zihni emeğimle bu ihya sürecinin neferi olacağım. 80’li yıllarda eşimin başörtüsü için 12 Eylül rejimiyle, 90’lı yıllarda imam hatipte okuyan büyük kızım için 28 Şubat rejiminin baskılarıyla, 2000’li yılların ortalarında üniversitede okuyan başörtülü kızım için zamanın vesayetçi YÖK anlayışıyla mücadele etmiştim. Kaderde, siyasi mücadelesine destek için parti kapatma kararı sonrası siyasete girdiğim ve başarısı için her türlü fedakârlığı göze aldığım cumhurbaşkanının yayınladığı gece yarısı kararnamesiyle bütün gece derin bir ıstırap çeken Şehir öğrencisi en küçük kızımı teselli etmeye çalışmak da varmış. Gözlerimin içine bakarak, ‘Baba biz onlara ne yaptık ki gelecek ideallerimizi ve hayallerimizi yok ediyorlar. Onlar senin, bizim büyüme çağımızda yüzünü dahi görmez olacak şekilde hizmet ettiğin en yakın arkadaşların değil miydi’ sorusuna verdiğim cevap bütün gençlere de samimi mesajımdır: Hakikatleri söylemek bedel ödetir. Tarih bedel ödemeyi göze alanlarca yazılır. Allah’ın adaleti er veya geç tecelli edecektir. Bu karar dolayısıyla herkes muhasebe yapmalı ama kimse karamsarlığa kapılmamalıdır.”
Moğollar gitti, Bağdat orada kaldı
“Moğollar Bağdat’taki medreseleri kapatıp yerle bir ettiler ama ilim geleneğini yok edemediler, Bağdat orada kaldı, Moğollar gitti. Hemen hemen aynı yüzyılda dünyanın bir diğer köşesinde o zamanın siyasi iktidarının talimatlarına uymadıkları için Oxford’dan sürülen öğretim üyeleri ise Cambridge Üniversitesi’ni kurdular. Cambridge yaşıyor ama onlara bunu yapanlar unutuldu. Kimsenin şüphesi olmasın, Şehir Üniversitesi mutlaka ihya edilecektir. Üniversite kapatarak fikirlerin ortadan kaldırılamayacağını öğrenemeyenlere karşı hukuk ve adalet mücadelemiz devam edecektir. Yıkma kolay, ihya ve inşa etmek zordur.”
Rabbime Şehir Üniversitesi’ni ihya etmeden emanetini alma niyazında bulunuyorum
“Mehmet Akif bunu ne güzel anlatır: ‘Gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen iki kazma kürek iki de ırgat gerek. Hadi gel yapalım geri şunu desen bir Sinan gerek bir de Süleyman.’
Bir Mevlana talebesi olarak vuslatı geciktirme arzusu barındırabilir diye Rabbimden hiçbir zaman uzun ömür duasında bulunmadım. Ama bugün bütün yüreğimle, varlığımla Rabbime Şehir Üniversitesi’ni ihya etmeden emanetini alma niyazında bulunuyorum. Son söz olarak şu bilinmelidir ki; hiçbir şey bitmedi, her şey bu saatte, bu anda yeni başlıyor.”