Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink Cinayeti'ne ilişkin 2'si tutuklu 35 sanıklı davanın 15. duruşmasında tutuksuz sanık Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç ifade verdi.
Dinç, "Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde 15 Temmuz 2004 tarihinde göreve başladıktan bir ay sonra McDonalds'a bomba atılması olayı oldu. İstihbaratçı mantığıyla olaya müdahil oldum. Bu grup bu eylemi yaptığına göre takip etmemiz gerektiğini belirttim. Eylemi gerçekleştiren grubu takibe aldık, ilgili arkadaşlarım Erhan Tuncel'i buldu" dedi.
Engin Dinç hakkında
Engin Dinç, 6 Ağustos 2004 – 30 Ağustos 2006 tarihleri arasında Trabzon Emniyetinde İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaptı.
17 Şubat 2006’da ‘yardımcı istihbarat elemanı’ Erhan Tuncel’den edinilen ‘Hrant Dink öldürülecek' bilgisini resmi yazıyla Ankara ve İstanbul’daki birimlere iletti.
Reşat Altay’ın Trabzon Emniyet Müdürü olarak atanmasının ardından 30 Ağustos 2006’da İstihbarat Şube Müdürlüğü görevinden alınarak Hukuk İşleri ve Bilgi İşlem Şube Müdürlüğü’ne atandı. Reşat Altay, Engin Dinç’in yerine Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne Faruk Sarı’yı atadı.
Engin Dinç, 2006 Eylül ayında Afyon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü oldu.
Hrant Dink 17 Ocak 2007’de öldürüldüğünde resmen dört aydır Afyon İstihbarat Müdürü olarak görev yapıyordu.
Dink cinayeti, ilk istihbaratın alınıp İstanbul ve Ankara’ya iletilmesinden 11 ay sonra işlendi, 17 Şubat 2006’dan sonra cinayet gününe kadar geçen 11 ayda polisten ve jandarmadan Ankara ve İstanbul’a cinayetin işleneceğine dair başkaca hiçbir istihbarat notu iletilmedi.
Engin Dinç, Nisan 2013 yılında ise İstihbarat Daire Başkanlığı’na atandı.
Yeniden ele alınan Dink cinayeti soruşturmasında dosyanın son savcısı Gökalp Kökçü Şubat 2015’te Dinç’in başında bulunduğu İstihbarat Dairesi’ni ‘resmi soruşturmacı’ olarak görevlendirildi.
Savcı Kökçü'nün, Dink cinayeti kapsamında hazırladığı iddianame 9 Aralık 2015 tarihinde mahkemeye gönderildi. Savcı Kökçü Dinç hakkında “İhmali Davranışla Kasten Adam Öldürme” ve “Görevi Kötüye Kullanmak” suçlarından 20 yıldan 26 yıla kadar hapis cezası istiyor.
Yardımcı İstihbarat Elemanı olan Erhan Tuncel ile yapılan görüşmenin sonunda hazırlanan raporunu mahkemede okuyan Engin Dinç, "Bu fikir düşünce aşamasındaydı. Bu fikri şahsın aklından çıkarmaya çalışıyoruz. Bu bilgi geldikten sonra Türkiye ve dünya kamuoyundaki tepkiyi de düşünerek bunu yazıya çevirdik. Dink'in öldürülmesi konusu daha düşünme aşamasındayken gerekli birimleri bilgilendirdik" dedi.
"Ahmet İlhan Güler'e, 'Bakın bu şahsı korumak lazım' dedim"
"Yasin Hayal'in İstanbul'da ses getirecek eylem yapacağı" bilgisinin yazılı olduğu raporu okuyan Engin Dinç, "Yazılan yazıdan bir polis, bir istihbaratçı ne anlar? 6 kişinin yaralanması eyleminden bahsediyoruz. Kasten öldürmekle suçlanıyorum. Ahmet İlhan Güler'i (Dönemin İstanbul Emniyet İstihbarat Müdürü) 4 kez aradım aynı gün. Kendisi aramadığımı söylüyor ama… Ahmet İlhan Güler'e, "Dink'in hedef olarak seçildi, bu şahsı korumak lazım. Bizim burada bir grup var bu adamı hedef seçti dedim' Bunu korumanız gerekir' dedim" dedi.
'Ben normal vatandaş değilim ki arkamı dönüp gideyim'
İstihbarat Daire Başkanlığı'na atandıktan sonra Dink Cinayeti'nin aydınlatılması konusunda yetkili kılındığını söyleyen Dinç "2006 yılının HTS kayıtlarını sisteme yükledik. Ahmet İlhan Güler ile yaptığım görüşmelerimin kayıtları çıkmadı. Daha sonra TİB'in yazısında yaptığım 4 aramayı gördük. İddianamede, istihbarat Şube Müdürü'nün, diğer istihbarat müdürünü aramasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu söyleniyor. Ama aramaması hayatın olağan akışına aykırıdır. Ben normal vatandaş değilim ki dönüp arkamı gideyim. Birine eylem yapılacak o nedenle arıyorum. (İstanbul istihbarat) Ben o dönem görevimi yaptığımı değerlendiriyorum. 15 Şubat 2006'da bilgi geldi, 16 Şubat 2006'da Ahmet İlhan Güler'i aradım. 17 Şubat 2006'da da konuyu resmi yazı ile bildirdik" dedi.
"Yasin Hayal'in il dışına çıkması halinde yardımcı istihbarat elemanına bunun peşinden ayrılmayacaksın şeklinde talimatımız vardı" diyen Dinç, "Biz düşünce aşamasında bilgiyi aldık ve bildirdik" dedi. "Bu paralel yapının biz çok darbesini yedik" diyen Engin Dinç, Trabzon istihbaratta görevliyken pasif bir göreve alındığını, bu görevden alma işleminin ise Paralel veya derin bir yapı tarafından yapıldığını düşündüğünü söyledi. Engin Dinç, "Ben 30 Haziran 2006 tarihinde Trabzon İstihbarat Şubesi'nden irtibatımı kestim. Reşat Altay'a başka ile tayin isteyeceğimi söyledim. Afyon'a gittim, 7 ay sonra da bu cinayet işlendi. Cinayeti haber kanallarından öğrendim. İstihbaratçı olarak bunu kim işlemiş olabilir diyerek Ahmet İlhan Güler'i aradım. Güler'e ulaşamadım. Ali Fuat Yılmazer'i aradım telefonu meşguldü. Telefonu açan başka bir şube müdür yardımcısına cinayette 'Yasin Hayal grubu vardı bunu takip edin' dedim. Bu konuyu Muhittin Zenit bilir' dedim. Biz samimiyetle görevimizi yaptık. Savcının 'bilgi gizlendi' şeklindek haksız ithamı ile suçlanıyorum" dedi.
'Var olan evrakı saklamamız mümkün mü?'
12 Eylül 2006 tarihli evrağı sakladığı iddiasını da reddeden Engin Dinç, "Biz bu davayı aydınlatma konusunda gönüllüyüz. 10 kişilik ekip oluşturduk. Bütün evrak ve dosyaları incelediler. 2007 de mahkemeye verilen ve bizim gizlediğimiz denilen raporu bulduk. Bu evrakı tekrar savcılığa verdik. Var olan evrakı saklamamız mümkün mü? " diyerek söz konusu evrakı tekrar mahkemeye sundu.
Dinç, Yasin Hayal'i takip edilmediği iddialarını kabul etmeyerek, Hayal cezaevinden çıktıktan sonra takibe aldıklarını, konuyla ilgili toplamda 46 tane yazışma yapıldığını belirterek, "Bu konuya verdiğimiz önemi gösterir. 'Niye operasyon yapmadınız diyorlar'. Cinayetten 7 ay önce göreviminden ayrıldım. Bu sırada düşünce ve niyet aşamasındaydı. Eylem aşamasına geçildiğini düşündüğümüzde bildiririz. O dönemde elimizden geleni yaptık. Eğer biz Trabzon'da kalsaydık hakikaten o dönemde kaderin de önüne geçilmez ama bu aşamaya getirmeden operasyonu yapardık diye düşünüyorum. Bu bizden sonraki arkadaşların cevap vermesi gereken husustur. Trabzon istihabrat şubesi içerisinden alınmam, paralel ya da derin yapının yapmış olduğunu düşünüyorum. Davayla ilgili aslında huzurunuzda sanık olmamam gerekirdi" şeklinde konuştu. Duruşmaya öğle arası verildi.
Kaynak: DHA