Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Suriye’nin kuzeydoğusuna askeri harekatı nedeniyle sert tepki gösterdikleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaşanan gerilimin ardından ilk kez masaya oturacak.
İngiltere Başbakanı Johnson’un, Downing Sokağı 10 Numara’daki Başbakanlık Konutu’nda, yerel saatle 15.00'de ev sahipliği yapacağı dörtlü görüşmenin en önemli gündem maddesini Türkiye’nin Suriye harekatı oluşturuyor.
Gündem Türkiye'nin Suriye harekatı
DW Türkçe’nin edindiği bilgilere göre bir buçuk saat planlanan görüşmede Alman, Fransız ve İngiliz liderler, “Suriye’de kalıcı değiliz” diyen Erdoğan’dan Suriye konusunda planlarını, çekilme takvimini, Suriyeli Kürtlerle ilişkilerini nasıl şekillendirmeyi düşündüğünü, IŞİD ile mücadele stratejisi ile IŞİD’li tutuklularla ilgili eylem planını öğrenmek istiyor.
Avrupa’nın üç büyük gücü olan Almanya, Fransa ve İngiltere, Türkiye’nin giriştiği Suriye’ye askeri harekatı kınayarak sert bir dille eleştirmiş, AB’nin sert bir tavır almasını sağlayıp, Ankara’dan askeri operasyonları durdurmasını, askerlerini çekmesini talep etmişlerdi. AB ülkeleri ayrıca Türkiye’ye silah ihracatına da sınırlama getirildiğini duyurmuştu.
Londra’daki dörtlü buluşma öncesi diplomasi kulislerinde çeşitli senaryolar gündeme getirilirken, görüşmede Ankara’nın Suriye’nin kuzeyindeki kaygılarını gidermeye yönelik “güvenlik güvencelerinin” konuşulabileceği, Türkiye’nin askerlerini çekmesi halinde bölgede Avrupalı askerlerin konuşlandırılması gibi önerilerin de ele alınabileceği ifade edildi.
Alman hükümet kaynakları ayrıntı vermekten kaçınırken, bu tür konuların dörtlü zirvede ne ölçüde ele alınacağını, görüşme öncesinde söylemenin mümkün olmadığını vurgulamakla yetindiler.
Ankara’nın YPG beklentisi karşılanabilir mi?
Erdoğan’ın Londra’daki temaslarında ve NATO zirvesinde en önemli beklentilerinden birini, Suriye operasyonuyla tasfiye etmeyi amaçladığı YPG’nin NATO tarafından terör örgütü olarak tanınması oluşturuyor.
Alman hükümet yetkilileri, Londra’daki görüşme öncesinde kesin ifadeler kullanmaktan kaçınmakla birlikte, “YPG, SDG’ye entegre edilmiş durumda. SDG de IŞİD’e karşı uluslararası koalisyonun bir müttefiki… Öte yandan Türkiye PKK ile YPG’nin bağlantısına vurgu yapıyor. Bu bulgu için aslı astarı yok diyerek karşı çıkmamız da söz konusu değil. Bu zor durumu yönetmek durumundayız” diye konuştu.
Dörtlü görüşmenin günler öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a yönelik sert suçlamaları ve ağır eleştirileri sonrasında, Londra’daki buluşmada yaşanacaklar merakla bekleniyor.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Erdoğan’ın, Merkel, Macron ve Johnson ile görüşmesi öncesinde çekilecek bir grup fotoğrafı, basınla paylaşılacak. Ancak liderlerin ortak bir basın toplantısı düzenlemeleri öngörülmüyor.
‘Londra Deklarasyonu’ ile kritik hamle
Dörtlü liderler buluşmasını, NATO’nun liderler zirvesi izleyecek. Bu akşam, Buckingham Sarayı’nda Kraliçe II. Elizabeth tarafından ağırlanacak olan liderler daha sonra Johnson’un ev sahipliği yapacağı resepsiyona katılacak.
NATO’nun 70’inci kuruluş yıldönümü nedeniyle yapılan Londra Zirvesi, gayriresmi bir liderler zirvesi olma özelliği taşıyor. Bu nedenle üye ülke liderlerinin bir araya geleceği yarınki çalışma toplantısının ardından resmi zirveler sonunda olduğu gibi bir sonuç bildirgesi değil, ortak bir deklarasyon yayınlanması öngörülüyor.
DW Türkçe’nin edindiği bilgilere göre tarafların üzerinde mutabık kaldığı ve liderlerin onayını bekleyen iki sayfalık taslak metin, “Londra Deklarasyonu” adını taşıyor.
Deklarasyonun ilk paragrafında NATO'nun tüm müttefikler için kolektif savunma öngören 5'inci maddesine taahhüt yineleniyor.
Gerilimlerin düşürülmesi için yeni süreç
ABD ile Avrupalı müttefikleri arasındaki “transatlantik bağların” önemine vurgu yapılan deklarasyonda ayrıca NATO’nun son dönemde karşılaştığı sorunların ele alınacağı, “derinlemesine değerlendirme sürecinin” başlatılması öngörülüyor.
Taslak deklerasyonda başlatılacak bu değerlendirme sürecinin hedefi, “NATO müttefikleri arasında koordinasyonun geliştirilmesi, İttifak’ın siyasi boyutunun güçlendirilmesi” olarak tarif ediliyor.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg bu süreci başlatmak ve yönetmekle görevlendirilirken, Stoltenberg’den bu sürecin nasıl işletileceğine dair, ittifaka üye 29 ülke dışişleri bakanlarına önerilerini sunması isteniyor.
Türkiye kaynaklı kriz
NATO’nun bu yeni adımı atmasına gerekçe olarak, Türkiye ile son aylarda yaşanan gerilim gösteriyor.
Alman hükümet kaynakları, böyle bir sürecin başlatılmasına, özellikle Türkiye’nin müttefikleriyle istişare etmeden Suriye'ye tek taraflı askeri harekatının yol açtığı rahatsızlığın kaynaklık ettiğini dile getirdiler.
Yetkililer, NATO bünyesinde başlatılacak yeni süreçle müttefikler arasında yeterli istişarelerin olmamasından kaynaklanan sorunların ele alınacağını, çalışmalara dışardan uzmanların da dahil edilebileceğini kaydetti.
NATO'da gergin geçen iki ay
ABD Başkanı Trump’ın, Ekim ayı başında Erdoğan ile telefon görüşmesi sonrasında yaptığı açıklama “ABD Türkiye’ye operasyon için yeşil ışık yaktı” şeklinde yorumlanmış, Türkiye de 9 Ekim’de Suriye’nin kuzeydoğusunda PKK ve YPG hedeflerine karşı tek taraflı askeri harekat başlatmıştı.
Operasyona Pentagon’un yanısıra, Suriye’nin kuzeyinde asker bulunduran NATO müttefikleri İngiltere ve Fransa’dan da sert tepkiler gelmişti.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, ABD ile NATO müttefikleri arasında stratejik karar alma süreçlerinde “hiçbir şekilde koordinasyon olmadığını” söylemiş, Türkiye’yi de “NATO üyesi Türkiye’nin, Fransa’nın çıkarlarının söz konusu olduğu bir bölgede, koordinasyonsuz saldırgan eylemleri var” sözleriyle hedef almıştı.
Macron, “Benim için şu anda yaşadığımız NATO’nun beyin ölümüdür” ifadelerini kullanmıştı.
Gerilimin tırmanması üzerine Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas iki hafta önceki NATO dışişleri bakanları toplantısında ittifak içerisinde görüş ayrılıklarının aşılması için yeni bir süreç başlatılmasını önermişti. Alman hükümet kaynakları, Londra’da kabul edilmesi beklenen deklerasyonda öngörülen yeni değerlendirme sürecinin, büyük oranda Maas’ın önerisine dayandığını söylediler.
Merkel Trump ile görüşecek
Bu arada Merkel ve Trump’ın da Londra’da ikili bir görüşme yapması bekleniyor. Yarın yapılacak çalışma yemeği sonrasında Trump ile görüşmesi öngörülen Merkel’ın daha sonra Londra’dan ayrılarak Berlin’e dönmesi planlanıyor.
Kaynak: Deutsche Welle Türkçe