Üç ekip kurdu
Mansur Ebu Hüseyin, İstanbul’da ‘İstihbarat’, ‘Müzakere’ ve ‘Lojistik’ adında üç ekip kurdu.
Sabah gazetesinin ulaştığı bilgilere göre ilk duruşması 3 Ocak'ta Riyad'ta yapılan Kaşıkçı cinayeti davasının savcısı, Mansur Ebu Hüseyin de dâhil 9 sanığın beyanlarının birbiriyle örtüştüğünü, ancak Asiri'nin beyanının uyuşmadığını değerlendirdi.
El Asiri: Cemal’in zorla getirilmesi için talimat vermedim
İstihbarat Başkan Vekili Ahmed El Asiri ifadesinde, "Ben Mansur'a Cemal'i müzakere yoluyla ikna ederek getirmelerini talimatını verdim. Bu görevin başkanı olarak da Mansur'u tayin ettim. Mansur, talimatımı yerine getirmek için Kâhtani ile görüşmek istedi. Ben de onları görüştürdüm. Cemal'in zorla getirilmesi yönünde bir emir vermedim” dedi.
Hüseyin, Asiri’yi yalanladı: “Zorla getirme talimatı verdi”
Hüseyin, Selman'ın propaganda işlerine bakan Suud El Kâhtani'yi Mutreb liderliğindeki Müzakere grubuyla buluşturdu.
Ebu Hüseyin, "Asiri beni çağırarak Cemal'in gerektiğinde zor kullanılarak Suudi Arabistan'a getirilmesi talimatını verdi. Ben de bu görev için Müzakere, Lojistik ve İstihbarat adlı üç ayrı grup kurdum. Başkonsolos Uteybi'yi aradım ve 15 kişi ile İstanbul'a geleceğimi söyledim. Ancak ayrıntılı bilgi vermedim. Cemal'in Riyad'a gelmeyi kabul etmemesi durumunda kaçırılacağı güvenli yerin temini amacıyla olay gününden önce (1 Ekim) yerli işbirlikçi ile görüşmek üzere İstanbul'a gittim. Ardından talebim üzerine Asiri beni Kâhtani ile görüştürdü. Kâhtani bana 'Cemal, Suudi Arabistan'a düşman ülke ve örgütlerin kullanımına müsait hale geldi. Cemal'i getirirsen ülken açısından önemli bir başarı sağlamış olacaksın' dedi. Görüşmeden sonra Tubeyki'yi aradım. Ve ona yerine getirilmesi gereken önemli bir görev olduğunu, detayları bir araya gelince bildireceğimi söyledim" ifadesini kullandı.
“Parçalanmasına karar verdim”
İdamı istenen sanıklardan Mahir Abdülaziz Mutreb şunları söyledi:
"Cinayet öncesinde konsolosluk binasını gezdim. Cemal kendi isteğiyle Riyad'a gelmeyi kabul etmezse onu zorla dışarı çıkarmanın güç olduğu kanaatine vardım. Bu nedenle Cemal'in öldürülmesine karar verdim."
“Kaşıkçı uyuşturucu ile öldürüldü”
Mutreb'in ifadesine göre, başında olduğu Müzakere grubu, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosu'ndan Kaşıkçı ile görüşme için mekân tahsis edilmesini istedi. Cinayet öncesi Müzakere grubu sorgu sırasında Kaşıkçı'dan Suudi Arabistan'a dönmesini ve oğlu Salah ile konuşarak yakında Suudi Arabistan'da olacağını söylemesi istendi. Ancak Kaşıkçı kabul etmedi. Mutreb, Kaşıkçı'nın bir uyuşturucu ile öldürüldüğünü iddia etti.
Mutreb sözlerine şöyle devam etti:
"Cemal Kaşıkçı, masanın üstündeki havlu, iğneyi ve uyuşturucu maddeyi görünce 'Bunu ne yapacaksınız? Yoksa beni uyuşturacak mısınız?' diye sordu. Ben de 'Evet, seni uyuşturacağız' dedim. Kaşıkçı, 'Dışarıda bekleyen bir nişanlım var, binada uzun süre kalırsam bu Suudi Arabistan için sıkıntı olur' dedi. Sonra kaçmaya çalıştı. Fakat Türki Müşerrif el-Şehri, Velid Abdullah el-Şehri, Fehd Şebib el-Belevi onu kolundan tutarak sandalyeye oturttu."
Tubeyki, Kaşıkçı'nın sol koluna ölümüne yeterli olacak şekilde piyasada satılması yasak, Kahire'den getirdiği uyuşturucu maddeden yüksek dozda verdi.
Cemal öldükten sonra cesedi önce konsolosluğun bahçesine gömmeyi düşündüm. Fakat sonra bunun ortaya çıkağından endişelenerek parçalanması talimatını verdim"
Kaşıkçı cinayetinin "kilit ismi" Kahtani'nin öldürüldüğü iddia edilmişti
Suudi Arabistan Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın en yakın danışmanlarından biri olan ve İstanbul’da öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin kilit ismi Suud El-Kahtani’nin 23 Ağustos'ta zehirlenerek öldürüldüğü iddia edilmişti.