Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Binali Yıldırım'ın başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları cevapladı.
Numan Kurtulmuş, bir gazetecinin "Geride kaldığımız günlerde yeniden bedelli askerlik tartışması baş gösterdi. Bu kez Sayın Cumhurbaşkanı'na atfedilen bazı açıklamalar da var. Böyle bir çalışma var mıdır Bakanlar Kurulunda gündeme geldi mi?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Bedelli askerlik meselesi sosyal medyanın en fazla belirleyebildiği alanlardan birisidir ve gerçekten çok iyi organize olan bir talep grubu var. Geçtiğimiz günlerde bununla ilgili açıklamayı Sayın Başbakanımız yapmıştı. Şu aşamada henüz Bakanlar Kurulu'na gelmiş olan böyle bir teklif yoktur."
"Muhalefetin, 15 Temmuz Komisyonu raporuna karşı hazırladığı şerh kamuoyu ile paylaşıldı. Siyasi ayağın ortaya çıkarılmadığı yönünde eleştiriler var raporlarda. CHP 15 Temmuz'un kontrollü bir darbe girişimi olduğunu ifade etti ve darbenin siyasi ayağının AK Parti olduğunu savundu. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?” sorusu üzerine ise Kurtulmuş, henüz muhalefetin şerhinin açıklandığı raporları okumadığını söyledi.
"Kontrollü darbe teşebbüsü lafını" söylemenin 15 Temmuz darbecilerine verilen en büyük destek olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "El insaf. Ortada 250 şehidin olduğu 2 bin 194 gazinin bulunduğu binlerce insanın tanklarla, uçaklarla, helikopterlerle tehdit edildiği, arabaların üstünden tankların geçtiği, insanların cesetlerinin tanklarla parçalandığı bir darbe teşebbüsüne 'kontrollü' demek akla ziyan bir iştir. Bunu kategorik olarak reddettiğimi çok açıkça ifade etmek isterim. Türkiye'nin darbeler tarihinde karşılaşmış olduğu en hain teşebbüstür, organize olunmuş, belki aylar belki yıllar sürmüş bir hazırlık sonunda ortaya konmuştur. Türkiye'de 5 tane darbe oldu. Bu darbelerin içinde başbakanın idam edildiği, partilerin kapatıldığı, Meclisin lağvedildiği, siyasi idamların da olduğu darbeler oldu ama bu kadar kanlı hain millet düşmanı ve bu kadar dışarısı ile irtibatlı ortaya konan bir bir darbe olmadı. Herkesin 15 Temmuz sonrasında ortaya çıkan bu tabloyu bir kere çok daha iyi şekilde değerlendirmesi lazım" diye konuştu.
Kurtulmuş, FETÖ ile daha iyi nasıl mücadele verilir, bununla ilgili kimin samimi söyleyecek sözü varsa onu dinlemeye hazır olduklarını belirtti.
Kontrollü darbe teşebbüsü demenin milletin tamamına karşı yapılmış bir haksızlık olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bunu kabul etmelerinin mümkün olmadığını aktardı.
Darbenin çok farklı ayaklarının bulunduğunun açık olduğunu, bunların ortaya çıkarılması için her birisiyle ilgili gayretin sarf edildiğini anlatan Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Umut ediyoruz ki bu davalar sulandırılmadan, içerikleri bir şekilde bozulmadan sonuna kadar gidilir, siyasi ayağı da dahil olmak üzere kim varsa bunlar ortaya konularak milletin karşısına 'bu darbe girişimindeki aktörler bunlardır, bunlarla mücadele ettik ve bu sonucu aldık' diye çıkmak mümkün olur. Bu, hükümet olarak bizim, CHP ve MHP'nin hep beraber üzerinde yoğunlaşması gereken bir konudur ama bunları konuşurken meseleyi kontrollü darbe teşebbüsüne bağlamak haksızlık olur. Siyasi muhatap olarak gördükleri için söylüyorum, ben o laftan onu anlamadım ama siyasi muhatap olarak AK Parti'yi gördükleri için bu AK Parti ya da hükümete karşı söylenmiş bir laf olmaz. Bu 80 milyon ve hükümete karşı söylenmiş haksız bir söz olur."
IKBY'NİN BAĞIMSIZLIK REFERANDUMU KARARI
Kurtulmuş, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'nin bağımsızlık için referanduma gitme kararına ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'nin bölge ile ilgili görüşlerini her halükarda çok net bir şekilde ifade ettiklerinidile getirdi.
İlgili bütün muhataplara Irak ve Suriye ile ilgili söylediklerinin hep aynı olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlardan biri de Irak'ın toprak bütünlüğünden yanayız. Irak'ta bölgesel yönetim Irak anayasası gereği belli haklara sahip. Irak merkezi hükümet ile zaman zaman bazı anlaşmazlıkların olduğunu biliyoruz. Bizim Kuzey Irak yönetimi ile yakın diyalog içinde çalıştığımızı da bütün dünya biliyor. Bizim temel tezimiz Irak'ın toprak bütünlüğünün sağlanması. Kuzey Irak'ta yapılacak bir bağımsızlık referandumunun, zaten paramparça olmuş, siyasi sorunları içinden çıkılmaz hale gelmiş olan bölgede karışıklıkların daha fazla artmasına neden olmaktan, istikrarsızlığı artırmaktan başka bir sonuç sağlamayacağını biliyoruz. Dolayısıyla Kuzey Irak'taki yöneticilerin bu konuyu bir kere daha gözden geçirmelerini, sadece Kuzey Irak için söylemiyorum, bölgedeki bütün siyasal aktörlerin de atacakları bütün adımlarda on düşünüp bir adım atmalarının daha doğru bir yol olduğunu düşünüyorum. Teenni ile hareket edilmesi ve mevcut sorunlara daha fazla sorun eklememek gerekiyor. Herkesin siyasi çözüm noktasında odaklanıp sorunları geride bırakması gerekiyor."
Kurtulmuş, uyum yasalarına ilişkin soru üzerine, düzenlemenin bugünlerde TBMM'ye gideceğini, bu konuda ellerini çok hızlı tutmaları gerektiğini ifade etti.
OHAL İNCELEME KOMİSYONU
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) 672 sayılı KHK ile görevinden uzaklaştırılan öğretmenin açtığı davayı reddederek, OHAL Komisyonunu adres göstermesi ve komisyonun çalışmalarına ilişkin soruya karşılık Kurtulmuş, "AİHM'in kararı şu aşamada doğru bir karar. Komisyonun kurulduğunu kamuoyu ile paylaşırken 'bir ara hukuki kademe olarak AİHM'den önce Türkiye'de bir hukuki kademe olarak tasarlanmış bir komisyon' demiştik. Komisyon üyeleri ve nerede çalışacakları belirlendi. Dosya üzerinde karar verecek komisyon. Dosyaların hazırlanmasıyla ilgili bu araştırmaları sürdürecek hukuk bilgisi olan personel alımı sürdürülüyor. Zannediyorum temmuz ayı itibarıyla başvurular başlayacak. Çok ağır bir yük. Mümkün olan en kısa süre içinde tek tek dosyalar sonuçlandırılmaya çalışılacak. Komisyonun yeri tespit edildi. Zamanı gelince yerini de paylaşacağız" cevabını verdi.
KATAR İLE BAZI ARAP ÜLKELERİ ARASINDAKİ KRİZ
Katar ile bazı Arap ülkeleri arasında yaşanan krize ilişkin bir soru üzerine ise Kurtulmuş, "Bölgede bu kadar sorun varken ve özellikle bölgede bir mezhep çatışmasının körüklenmeye başlandığı çok aşikar bir şekilde görülürken Körfez ülkeleri gibi birbirine çok yakın, kültür ve gelenek olarak birbirlerine çok benzer ülkelerin aralarındaki bu farklılıkları gidermek için teenni ile ve gerçekten samimiyetle gayret göstermeleri gerekiyor" dedi.
Kurtulmuş, krizlerin ilk çıktığı dönemlerde yüksek perdeden söz söylemenin kolay olacağını ancak krizin gelişmesiyle çözümün daha zor olacağını ifade ederek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sorunun çözümüne ilişkin ilk andan itibaren ilgili tüm ülke liderleriyle görüştüğünü anımsattı.
Hükümetin ve Dışişleri Bakanlığının da tüm gücüyle sorunun çözülmesi için üzerine düşen gayreti yerine getirdiğine işaret eden Kurtulmuş, "Bütün ülkelere de aynı şeyi tavsiye ediyoruz. Nihayetinde bu krizin ilerlemesinin bütün bölge ülkelerine çok ağır bedelleri olacağı açıktır. Bunu görmek için kahin olmaya gerek yok. Bölgedeki deneyimimiz ve şu andaki siyasi istikrarsızlıklar bize bunu çok açık bir şekilde söylüyor" ifadelerini kullandı.
Başta ilgili ülkeler olmak üzere tüm ülkelerin sorunun çözümü için gayret göstermesi gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, "Ümit ediyoruz ki en kısa süre içerisinde bu sorun geride bırakılmış olur" şeklinde konuştu.
S400 FÜZELERİ
Kurtulmuş, bir gazetecinin Rusya ile yürütülen S400 füzelerinin ilk teslimatının 2019'da yapılacağına ilişkin bilgilerin bulunduğunu hatırlatması üzerine, "Teslimattan bahsetmemiz için önce anlaşmanın imzalanması lazım. Görüşmeler oldukça olumlu bir şekilde seyrediyor ancak henüz anlaşma noktasına yani imzalanma noktasına gelmiş değildir. İmzalanma noktasına gelindikten sonra da teslimatı konuşabiliriz. Şu aşamada söyleyebileceğim S400 füzeleri konusunda görüşmelerin olumlu bir seyir takip ettiği ve belli bir noktadan sonra da nihayetlendirileceğini ümit ediyoruz" değerlendirmesinde bulundu.