Karabük Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Enerji Sistemleri Mühendisliği bölümü hazırlık sınıfı öğrencisi Dina Ibouaganga’nın cesedi, 25 Mart günü Filyos Çayı’nda bulunmuştu.
Arkadaşlarının ifadesine göre; Dina cep telefonunun şarjının bittiğini söyleyip şarj cihazını almak için bulunduğu apartmanın birinci katındaki akrabasının dairesine indiğini söyledi, sonra da kayboldu. Kamera kayıtlarında Dina’nın 25 Mart akşamı apartmandan çıktıktan sonra sokakta yalın ayak koştuğu görülüyordu. Bu görüntüler, savcılığın “derede doğal ölüm” açıklamasına rağmen genç kızın öldürülmüş olma ihtimalini güçlendirdi.
Birgün gazetesi yazarı Timur Soykan, Dina’nın ölümüne ilişkin yeni detayları açıkladı.
Soykan’ın aktardığına göre; Dina’nın yaşadığı apartmanın karşı apartmanında yaşayan bir Afrikalı öğrenci, Dina’nın kaybolduğu akşama dair önemli bir ifade verdi:
“‘Polisi çağırdım, geliyor’ diye bağırınca çıkmasına izin verdiler”
“Olay günü namaz kıldığım sırada bağrışma sesleri geldi. Baktığımda birisinin tekme ve yumruklarla kapıya vurduğunu duydum. Zaten camdan da içeride kimin olduğu anlaşılıyordu. Ağlama sesleri gelince balkondan ‘Polisi arayacağım’ diye bağırdım. Kavga durdu. Bir müddet sonra bağrışlar ve kapıya yumruk sesleri yeniden başladı. Kız kapıyı açmaya çalışıyor arkadan birileri onu engelliyordu. Tekrar ‘Polisi çağırdım, geliyor’ diye bağırınca kızın kapıdan çıkmasına izin verdiler. Kıza da yardım etmek için bağırdım ancak beni dinlemedi ya da anlamadı. Bu sırada hemen polisi aradım, durumu anlattım.
“4-5 erkek etrafı kontrol etti”
“… (Polisle) konuştuğum sırada kız apartmandan yandaki binaya atlarken yere düştü. Sonraki apartmana atladı. Kızın pantolonu korkuluğa takıldı ve yırtıldı. Arkasından gelen kimse yoktu. Daha sonra da cadde üzerinde koştu. Ben kıza baktığım sırada iki erkeğin etrafı kontrol ettiklerini gördüm. Daha sonra bunlar 4-5 kişi oldular. Bu şahıslar birbirlerine baktıktan sonra el işareti ile kızın gitmiş olabileceği birkaç yoldan da onlar gitti. Zaten kızın gittiği yol ya Mavi Büfe’ye çıkacak ya da Arı Sitesi’ne gidebilir.”
Bu tanığın ifadesi, Dina’nın evinde kaldığı arkadaşı Cedric’e soruldu. Dina ile Gabon’dan yakın arkadaş olduklarını anlatan Cedric, bağırma seslerini duymadığını söyledi:
“Evde İsaac ile birlikte kalıyoruz. Ben o akşam apartmanın 3. katındaki arkadaşlarımdaydım. Dina şarj aletini almaya eve gelmemiş. İsaac gece 01.00 sıralarında Emmanuel’in evine gitmiş, orada Dina’nın şarj almak için çıktığını söylemişler. Gece 01.00 sıralarında merak ettiğim için mesaj attım ama yanıt vermedi. Dina’nın kaybolduğu akşam ben tartışma ya da bağırma sesi duymadım. Dina, alkol, uyuşturucu ya da sigara kullanmazdı.”
Dina Ibouaganga.
Timur Soykan, yazısında Dina’nın kaybolduğu geceye dair yaşananları şöyle anlattı:
“Dina sokakta yalın ayak koştuktan sonra Mavi Büfe önünde lacivert bir otomobili durdururken kameraların açısındaydı. Dursun A.’nın kullandığı lacivert otomobile sol arka kapıdan binmişti.
“Aracın sürücüsü 56 yaşındaki Dursun A. ifadesinde Afrikalı öğrencinin eli, yüzünün kan içinde olduğunu anlattı. Genç kızın ‘Abla dövdü’ dediğini söyledi. Dina’nın kendisinden telefonunu istediğini ve zayıf Türkçesiyle ‘Anneyi arayacağım’ dediğini anlattı. Dursun A.’nın ifadesine göre genç kız, kendisini Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürmesini istemişti. Ancak bir süre sonra kapıyı açarak atlamak istedi. Bunun üzerine aracı durdurdu. Dina koşarak karşı şeride geçti ve uzaklaştı. Dursun A. araçtan inip kapıyı kapattığını ve yoluna devam ettiğini savundu. İfadesine göre; daha sonra Karabük kent merkezine doğru ‘U’ dönüşü yapmış ve kızın koştuğu yöne doğru yavaşlayarak bakmıştı. Arabada başkasının olmadığını ve araçta herhangi bir olay yaşanmadığını söyledi.
“Polis, Dursun A.’ya özel bir hastanenin önünden geçmesine karşın Dina’yı neden Karabük Devlet Hastanesi’ne götürdüğünü sordu. Şüpheli, genç kızın özel hastaneye gitmeyi istemediğini savundu.
“Neden polisi aramadığı sorulduğunda bir polis arkadaşını aradığını ancak telefonunu açmadığını anlattı. Ertesi gün bu polis aradığında yanında eşi olduğu için konudan bahsetmediğini söyledi. Dina’nın telefonundan 4 arama yaptığını ve araçtayken yabancı dilde konuştuğu için ne söylediğini bilmediğini ifade etti. Bu arama kayıtlarını eşinin görmemesi için sildiğini savundu.
“Polis, Dina’nın araçtan çıkıp koştuğunu gören bir tanık buldu. Tanık dikkat çeken ifadesinde şunları söylüyordu:
“‘Yolun sağ tarafında önünü kırmış vaziyette bir araç duruyordu… Arka sol kapıdan bir bayanın arabadan inerek yola doğru fırladığını gördüm, depar atar vaziyette koşuyordu. Kendisi siyahi, zenci bir bayandı. Saçları örgülüydü, uzun boylu, hafif kilolu bir bayandı. Ben arabayı geçtikten sonra dikiz aynasından baktığımda kızın indiği kapıdan uzun boylu erkek bir şahıs indi, şahsın yüzünü göremedim. Arabadan indi ve kıza baktı. Ben daha sonra olay yerinden ayrıldım.’
“Tanık Dina’nın eşkalini çok net anlatmıştı. Ancak Dursun A. kısa boyluydu ve onun tarifine uymuyordu. Ayrıca Dursun A. şoför kapısından indiğini anlatırken tanık Dina’nın çıktığı kapıdan bir adamın indiğini söylüyordu.
“Dursun A. iki kez gözaltına alınmıştı. İddiaya göre; polis onun ifadelerinin aksine Dina’nın ardından çalılık alana girdiğini tespit etti ve önceki gün Dursun A. 3’üncü kez gözaltına alındı. Ancak Sulh Ceza Hakimliği yine adli kontrol şartıyla salıverdi.
“Dina’nın kaçtığı otomobilde Dursun A. dışında kimse var mıydı? Arka kapıdan çıkan uzun boylu olduğu söylenen kişi kimdi? İddia edildiği gibi Karabük’te siyahi öğrencileri tuzağa düşüren bir fuhuş çetesi var mı? Ve Dina’nın ölümü iki hafta geçmesine karşın neden aydınlatılamıyor?
“Olayın aydınlatılması için büyük mücadele veren avukat Kerim Bahadır Şeker, yargı sürecine şöyle tepki gösteriyor: Başsavcılık 3 kere tutuklamaya sevk ediyor, 3 farklı mahkeme, 3 farklı defa adli kontrolle serbest bırakıyor. Türk hukuk tarihinde daha önce eşine benzerine rastlamadığımız bir garabetle karşı karşıyayız.”
Dördüncü kez gözaltına alınan şüpheli tutuklandı
Olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında Dina Ibouaganga’nın ölümüyle bağlantılı olduğu düşünülen 3’ü yabancı, 8 kişi, farklı zamanlarda gözaltına alınmıştı.
Şüphelilerden 5’i savcılık ifadesinin ardından, 3’ü ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Dursun A.’nın üçüncü kez serbest kalmasına Karabük Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etti. Dursun A., bugün (10 Nisan) polis tarafından 4’üncü kez gözaltına alındı.
Olayla ilgili yeni bir delil bulunduğu iddia edilirken Dursun A., sevkedildiği mahkemece tutuklandı.